1/3

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 19

Emin Çıtak 14.11.2011 - 14:56
Toplanmayan Vergiler
"Herhangi bir durumdan şüphelenmiyorlar değil mi?" diye sordu gizemli Kara El elçisi.
"Hayır, rolümü son derece iyi oynadım. Hatta bu akşam ilk görevime çıkacağım." diye cevapladı Elrin.

Kardeşliğe her daim rapor vermesi gerektiğini biliyordu ama bilgi aktardığı kişinin bir başkası olmasını isterdi. Saçlarını çoktan kaybetmiş huysuz bir ihtiyarla uğraşmak hoşuna gitmiyordu.

İhtiyar elçi kukuletasını başına çekti. Gri gözlerindeki soğuk bakışlar Elrin'e güvenmediğini belli eder gibiydi.
"Evlat, günceyi çalmaya çalışırken yaşadıkların beni tedirgin ediyor." diye konuştu. Elrin anlamamış gibi bakınca, iç çekti ve konuşmaya devam etti.
"Onu çalmadın, daha doğrusu çalamadın. Sadece zorla aldın."
"İyide yarıştığım elf yüksek seviyedeki bir lonca üyesiydi, hem yaptıkları testin hileli olduğunu söylediğimi hatırlıyorum." diye kendini savundu. İçinde bulunduğu tehlikeleri görmezden gelip ne kadar da kolay eleştiriyordu.

"Sözlerine dikkat et Eleyici Elrin." Anlaşılan elçi de sinirlenmişti. "Kara El sana anlayış gösteriyor olabilir, fakat bu senin her ağzına geleni söylemeni gerektirmez."
"Senin de bana acemi gibi davranman gerekmiyor ihtiyar." diye sert çıktı Elrin. "Yaptığım şeye saygı duymayacaksan, defolup gidebilirsin!"

Elrin son sözlerini inanılmaz bir nefret duygusuyla söylemişti. Sinirden şakaklarındaki damarların sertleştiğini hissediyordu. Burada, Merkez Şehir'de hayatını bir kez daha tehlikeye atıyordu ama Kardeşlik ona ödül olarak gıcık bir ihtiyarı vermişti. Teinaava filan raporları alsa ne olurdu ki?

"Sana bundan sonra rapor vermeyeceğim ihtiyar!" dedi Elrin karşısındakinin gözlerine nefretle bakarak.
Adam da gri gözlerini dikip aynı ifadeyle Elrin'e baktı.
"Öyle olsun bakalım Eleyici." dedi sırıtarak.
Elrin tam cevap verecekti ki adamın gözleri bir anda parlamaya başladı. Işık git gide artarak Elrin'in tüm görüşünü kapladı. Hiç bir şey göremiyordu.
"Sen- sen ne yaptın?" diye haykırdı Elrin.
"Saygı duymayı öğrenmelisin Eleyici Elrin." dedi ihtiyar sakince. "İki gün sonra rapor için yine burada olacağım. Aynı şeyleri yaşamak istemiyorum."
Elrin yüksek sesle küfretti. Işık azalıyordu. Ama görüntü yoktu. Şimdi her şey karanlıktı. Adi herif onu kör etmişti.
                                                                             ***

Telaendril yatakhanede bir aşağı bir yukarı dolanıyordu. Parmakları ağzında tırnaklarını yemekle meşguldü. Bir süre daha bu şekildi kendini ve tırnaklarını yiyip bitirmeyi sürdürdükten sonra kendisini şaşkınlıkla izlemekte olan Ocheeva'ya döndü.

"Bunun kasıtlı olduğunu düşünmeye başladım. Cidden!"
"Bence çok abartıyorsun." dedi Ocheeva." Elrin rahatlıkla bunun üstesinden gelebilir, bu güce sahip."
"Benim derdim bu mu sanıyorsun?" diye çıkıştı Telaendril.
"Peki, ne o zaman?" diye sordu Ocheeva sabırsızca. "Söyle bari bileyim, yarım saattir dolanıp duruyorsun."

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 19
Telandril başparmağına baktı. Artık ete dayanmıştı, devam ederse muhtemelen kanayacaktı. Dilinin ucunda onu rahatsız etmekte olan tırnak parçasını tükürdü. Ocheeva haklıydı biraz sakinleşmesi gerekiyordu. Somurtarak yemek masasın sol ucunda oturan Argonian'ın yanına gidip kendine bir sandalye çekti.
Bir süre öylece birbirlerine sessizce bakıp oturdular. Ocheeva kahverengi kapaklı eski, küçük bir kitap okumaktaydı. Telandril'le konuşabilmek için kitabı kapatıp masanın üzerine bırakmıştı. Lakin pullu deriye sahip elleri kitabın ön yüzünün üstüne konuşlanmış olduğundan Telaendril kitabın adını göremiyordu.

"Ocheeva neden hep Elrin?" diye sıkıntısını dile getirdi Telaendril. "Kardeşlik'e henüz giren biri için fazlasıyla zorlu işleri yapıyor. Yani onun yapması gerekenleri pekala sen ya da başka bir yüksek seviyeli Kardeşlik üyesi de yapabilirdi. Neden hep o?"
"Daha ilk kontratında çok iyi korunan bir soyluyu öldürmesi istendi. Şansı yaver gitmese daha ilk kontratında yakalanabilir, hatta öldürülebilirdi."
Ochevaa gözlerinden birini kısarak, "Bruma görevinde Elrin'in başarısız olması seni mutlu edecek gibiydi Telaendril. Vicente'den duyduğum kadarıyla Kardeşlik'ten atılmasını bile istemişsin. Ne değişti?"
"Bir şeyin değiştiği filan yok." diye cevapladı Telandril. "Hala atılmasını memnuniyetle karşılayabilirim."
"Onu -geçmişte aranızda her ne olduysa- affettiğini sanıyordum."
"Elrin bir katil olmamalıydı Ocheeva, o bizim gibi olmamalıydı." dedi Telaendril üzüntüyle.
"Kardeşlik'i katiller topluluğu olarak mı görüyorsun? Bu kadar basit mi yani?" diye sordu Ocheeva soğuk bir ses tonuyla. Konuşma iyi bir yere doğru gitmiyordu.
"Onu demek istemediğimi sen de çok iyi biliyorsun Ocheeva." diye cevapladı Telandril. "Sithis ve Gecenin Annesi'ne hizmet etmekten mutluyum."
"Seni rahatlatacaksa Elrin de halinden mutlu Telaendril."
"Mutlu mu? O Dunmer'i öldürmeye giderken halini gördün sanırım. Lucien onu resmen ölüme yolladı. Bilmiyorum kasten de yapmış olabilir."

Ocheeva'nın gözleri kocaman açıldı. "Sen neler diyorsun Telaendril? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?"
"Evet, duyuyor, hem de çok iyi duyuyor." dedi Telaendril sertçe. "Benim bildiğim kontratlar gerçekleştirilmesi için varlar, sen olsan bir hedef için onu öldürmesi en muhtemel olanı seçmez misin? Tabi ki seçersin!"
"Bu kadar yeter!" dedi Ocheeva. "Şu an saçmalıyorsun!"
"Öyle mi?" diye güldü Telaendril. "O zaman açıkla bakalım, öldürülmesi gereken kişi İmparatorluk Şehri'ndeyken ve Elrin bu şehirde aranırken, neden o seçildi?"
Ocheeva kitabını masadan üzerinden aldı ve hışımla ayağa kalktı.
"Bu konuşma bitmiştir Telaendril." dedi Ocheeva duygusuzca. "Senden, bu saçmalık ötesi çıkarımlarını unutmanı istiyorum. Hatta senin üstün olarak, bunu emrediyorum!"
                                                                              ***