1/5

Karanlık Kardeşlik - Bölüm 3

Emin Çıtak 24.07.2011 - 10:34
Beş İlke

BEŞ İLKE

     Elrin, Cheydinhal Katedrali’nin merdivenlerine oturmuş kara kara düşünüyordu. Lucien Lachance onu belli belirsiz bir bulmacayla ortada bırakmıştı. Yaşamayan yer. Acaba ne anlama geliyordu? Aslında en mantıktı olanı Katedral’in batı cephesindeki mezarlıktı. Orada bir giriş olabilirdi. Yok, hayır. Bu kadar basit olacağını hiç sanmıyordu. Elrin dikkatini hemen karşıdaki üç muhafıza yönetti. İçeri girerken sorun çıkmamıştı. Yüksek ihtimalle Cheydinhal henüz aranmıyordu. Fakat gecenin bir yarısında katedralin merdivenlerinde oturan bir yabancı dikkatleri çekiyor olmalıydı. Ayağa kalktı ve ipucu bulma umuduyla mezarlığa doğru yürümeye başladı.

     Mezarlık oldukça küçük bir bahçeden ibaretti. Nedenini merak etmişti ve bu merakı mezar taşlarına bakınca hemen gidiverdi. Anlaşılan bu katedraldeki rahiplerin gömüldüğü bir mezarlıktı. Çünkü mezar taşlarında rahip unvanları yazılıydı. Mezarlığın gizemini çözünce içini daha da büyük bir umutsuzluk kapladı. Karanlık Kardeşlik’in rahiplerle pek bir ilgisi olduğunu sanmıyordu. Mezarlıktan ayrılma vaktinin geldiği açıktı.

     “Hey! Sen! Gecenin köründe mezarlıkta işin ne? Buraya gel.”

     Tam mezarlıktan çıkarken az önceki muhafızlardan biriyle burun buruna gelmişti. Yapacak bir şey yoktu. Elrin, sakin bir şekilde mezarlıktan çıktı ve sokağın ortasında onu elinde meşaleyle bekleyen muhafız yanına gitti.

    “Han arıyordum.” diye yalan söyledi. Bir yandan da muhafızın onun elf olduğunu anlamaması için kukuletalını düzeltti ve hiçbir şey olmamış gibi etrafına bakındı. Eğer elf olduğunu anlarsa başı derde girebilirdi. Merkez Şehri’nde ki cinayetin buraya sıçraması uzun sürmezdi.

     “Geldiğin yerde hanları mezarlıklarda mı ararlar?” dedi muhafız. Anlaşılan şüphesi daha da çok artmıştı. “Seni şu anda alıkoymamam için tek bir sebep söyle yabancı. Ne o sevindin mi?”

     Elrin heyecanla sokağın karşısındaki eve bakıyordu. Muhafızı duymamıştı bile. İşte aradığı yer burasıydı. Yaşamayan yer, yani terk edilmiş ev. Bu o kadar açıktı ki. Ev dökülmek üzereydi ve pencerelerin hepsi tahtayla örtülmüştü. Bahçe bakımsızlıktan perişan durumdaydı. Evin hemen yanındaki kuyuysa muhtemelen yıllar önce kurumuştu.