1/2

Kralkatili Güncesi Serisi: Rüzgarın Adı Ve Bilge Adamın Korkusu (Kitap İnceleme)

Özgün Karabulut 15.01.2013 - 18:30
Fantastik edebiyatın yeni soluğu Kralkatili Güncesi serisi.
"Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian’la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın alındığından daha küçük bir yaşta Üniversite’den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım.

Benim adım Kvothe. Belki beni duymuşsunuzdur."

Fantastik edebiyat hep ilgimi çeken bir konu olmuştur.Yüzüklerin Efendisi serisi, The Hobbit, Silmarillion, Gediksavaşları Efsanesi ve Ölüm Kapısı serisi şimdiye kadar okuduğum fantastik eserlerden. Bu kitap ve serilerin genellikle birbirine paralel bir yapısı vardır; bizlere Ortaçağ Avrupası'nın izlerini yansıtırlar,ben bu kitapları okurken kendimi hep o dönemin büyülü ve fantastik versiyonunu yaşıyormuş gibi hissetmişimdir, ancak şimdi anlatacağım bu iki kitap tamamen ezber bozan cinsten ve diğerlerinin yanında bir parantez açılması şart olanlardan. Kabul ediyorum Yüzüklerin Efendisi hala tahtta olabilir ama ben özellikle bu seriyi okuyunca (3. kitap henüz çıkmadı) en az onun kadar güzel fantastik eserler verilebileceğini hissediyorum.

Kralkatili Güncesi Serisi: Rüzgarın Adı Ve Bilge Adamın Korkusu (Kitap İnceleme)
Kralkatili Güncesi, Patrick Rothfuss tarafından kaleme alınan bir üçlemedir. Birinci kitap Rüzgarın Adı ile satışa çıktı ve kısa sürede çok büyük bir başarı yakaladı, zaten yazar seriye başlamadan evvel bunu bir üçleme olarak çıkartacağını planlamış olduğundan herkes serinin diğer halkalarını beklemeye başladı. İkinci kitap olan Bilge Adamın Korkusu gerçekten de bilge kitapseverleri görünüşüyle biraz korkutsa da (1142 sayfa) endişeleri boşa çıkardı ve ilk kitaptan daha bile güzel oldu.

Dünyada tam 32 dile çevrilen Kralkatili güncesi serisine rastlamam internette forum forum dolaşıp fantastik edebiyat açlığımı gidermeye çalışırken oldu. Özellikle Gediksavaşları serisinden sonra beni hiç kesmeyen birkaç umutsuz denememden olmuştu, umudumu yitirmeye başlamıştım ki Patrick Rothfuss ismine rastladım. Henüz genç olan bu yazara başlarda önyargılı yaklaşsam da sözlüklerde ve forumlarda aldığı yorumlardan dolayı ona bir şans vermem gerektiğini düşünüp kitapçının yolunu tuttum.

Şunu söylemeliyim ki KGS popüler bir kitap ve kolay bulunabiliyor. Ülkemizde fantastik eserler fazla ilgi görmediğinden bulunmaları hiçte kolay değil, bu bana göre Rothfuss'un eserinin en büyük artılarından biri. Kitapçıya girip ilk kitabı olan Rüzgarın Adını elinize aldığınızda önce bir endişeleniyorsunuz, çünkü kitap oldukça kalın ve ister istemez kafanızdan acaba sıkılır mıyım düşüncesi geçiyor. İkinci kitabı gördüğünüzde ise sizi daha büyük bir şok beklediğini söylemeliyim, ancak kesinlikle tereddüt etmeyin zaten kitaba başaldığınızda ilk 100 sayfada ne demek istediğimi anlayacaksınız.