27 Kasım 2003 tarihinde başlayan Kurtlar Vadisi efsanesi, 97 bölüm boyunca
binlerce izleyiciyi kendisine bağlamış, yayınlandığı günlerde reyting rekorları
kırmış ve bir fenomen haline gelmişti. Ali Candan adındaki derin devlet
görevlisinin, yüzünü, sesini, kimliğini, kısacası her şeyini değiştirerek Polat
Alemdar adıyla mafyanın içine sızmasını ve Kurtlar Konseyi adı verilen gizli
örgütü çökertme hikâyesini anlatan Kurtlar Vadisi, şimdi de Irak’ta geçen sinema
filmiyle karşımıza çıkıyor.
Ben siyasi parti lideri değilim.
Başta şunu söylemekte fayda var. Filmin diziyle bir alakası bulunmuyor. Yani
tamamen bağımsız bir yapım... Bu sebeple Kurtlar Vadisi’ni daha önce hiç
izlememiş biri bile filmi rahatlıkla anlayabilir. Film, 4 Temmuz 2003 günü Kuzey
Irak’ta yaşanmış gerçek bir olaydan yola çıkarak başlıyor ve Polat
Alemdar(Necati Şaşmaz), Memati(Gürkan Uygun), Abdülhey(Kenan Çoban) ve
Erhan(Erhan Ufak)’ın, bölgede bulunan 11 Türk askerinin başlarına çuval
geçirilmesinin intikamını almak için Irak’a gidişini konu alıyor.
Filmde; Kuzey Irak’a, barışı sağlama bahanesi ile girmiş olan Amerika’nın
emelleri aslında başkadır. Masa üstünde Kürtleri, Arapları ve Türkmenleri
barıştırmaya çalışan, ancak gizliden gizliye daha da büyük bir karmaşa çıkaran
Sam William Marshall(Billy Zane), emrindeki askerleriyle bir Türk karargâhına
gider. Orada bulunan 11 Türk’ü başlarına çuval geçirerek sorgulama amacıyla
Amerikan karargâhına götürür ve ardından Türkleri sınır dışı eder. Bu durumu
haber alan istihbaratçı Polat Alemdar, üç adamıyla beraber Irak’a giderek çuval
olayının intikamını almak ister. Ancak Marshall da kendisi gibi zeki bir adamdır
ve kolay yem olmayacaktır.
Kurtlar Vadisi’ni Kurtlar Vadisi yapan hemen her unsur, filmde de kusursuz
olarak kullanılmış. Filmin dili çok başarılı… Diyaloglar, konuşmalar akıl dolu.
Müzikler yine dillere dolanacak cinsten. Kısacası kamera arkası harikalar
yaratmış. 10 milyon dolar gibi dev bir bütçeyle çekilen filme de bu yakışırdı
zaten.
Diplomat ya da asker de değilim.
Peki ya kameranın önü? Öncelikle dikkat çeken, filmdeki yabancı oyuncular.
Titanic filmiyle tanıdığımız Billy Zane, rolünü adına yakışır biçimde başarıyla
canlandırıyor. Ghassan Massoud da bekleneni fazlasıyla veriyor. Filmde konuk
oyuncu olarak yer alan Gary Busey de ayrı bir renk katmış. Bunların dışında
Necati Şaşmaz, Gürkan Uygun, Kenan Çoban ve Erhan Ufak, oyunculuklarına dizide
kaldıkları yerden devam ediyorlar. Özellikle Necati Şaşmaz, karizması ve
tavırlarıyla, gerçek mesleği oyunculuk olmamasına rağmen ayakta alkışlanacak bir
performans sergiliyor.
Yönetmen Serdar Akar, filmi harikulade işlemiş. Iraklı esirlere yapılan
işkenceler gerçekten izleyiciyi derinden etkiliyor. Bunun dışında Kurtlar
Vadisi: Irak, bir aksiyon filmi olsa da, bazı yerlerdeki esprilerle izleyiciyi
güldürerek güzel bir iş daha başarıyor.
Ben Türk’üm
Bir Kurtlar Vadisi izleyicisi olmasanız da bu filmi görmenizi şiddetle tavsiye
ediyorum. Hollywood filmlerini andıran patlama ve çatışma sahnelerini, Irak’ta
yaşanan gerçekleri, bunun bir film olduğunu unutmadan izlemenizi öneririm.
Kurtlar Vadisi fanatiğiyseniz zaten filmi çoktan izlemişsinizdir. Yok,
izlememişseniz yanlış yoldasınız…