1/2

Looking Glass: A New Dimension

Ulaş Çöğendezoğlu 3.06.2010 - 12:31
Masaüstleri'nde en gerçeğinden bir devrim yaşanacak.

Ne kadar istesek de istemesek de, teknoloji en basit manasında bile hayatımızda. Cep telefonları, hesap makineleri, dijital fotoğraf makineleri, bulaşık, çamaşır makineleri, hatta ve hatta diş fırçaları, basküller, duşlar vesaireler. Ve tabi ki odamızın bir kenarındaki bilgisayarlar. Kaçımızın evinde Apple sistem var bilemiyorum ama, bizim işimiz PC’ler ile. Ve gariptir ki işimizi halletmekte kullandığımız bilgisayarlar, artık işimizi bizim yerimize yapar olacaklar.

Ne gerek bunca yazıya? Şu yüzden gerek; şaşırmış durumdayım. Teknolojinin gelişimini ve duraklamasını fark edebilen birisi olarak afalladım kaldım “Looking Glass” incelemesine başlayınca.

Sun Microsystems’ı bilmeyen yoktur diyeceğim ama, en kabaca platform bağımsız bir arayüzün sahibi olan şirket diyelim. Java’yı kastediyorum elbet. Bilgisayarlarımızdan cep telefonlarına kadar yol gitmiş bir programcık bu Java. Öyle de büyük marifetleri var ki, çektikçe uzuyor meret sorun çıkarmadan.

İşte bu Sun’ın, işte bu Java’nın bize yeni hediyesi “Looking Glass”.

“Nedir kardeşim bu “Looking Glass”?” diye soranlar olmuştur bile. Looking Glass bir arayüz. Birçok masaüstü düşünün. Ama hepsi baktığınız ekranda, hiçbir yere gitmiyor. Ya da yardımcı programlar kullanarak yaptığımız gibi birşeylere tıklamamız gerekmiyor. Sürekli genişleyen, kendi içine kendisini alıp, kendinden kendisini çıkarttığı zaman gene kendisi kalan bir sistem. Ne kadar karmaşıklaşırsa, o kadar rahatlayan bir düzenek.

Aman allahım, bu kadar karışık mı bunlar? Hayır değil. Sistemin işleyişi gerçekten çok basit ama o kadar komplike bir sistem ki, alışmak için alışkanlıklarımızı unutmamız gerekecek.

Girişimizi devam ettirelim, şöyleki; tüm dünya’nın üç boyutlu olduğu aşikar. Bilgisayarlar ise sahtelikten ölecek neredeyse. Hala üçüncü boyut diye diye bize Windows pencerelerini ittiriveriyorlar. İki boyutlu yahu onlar derseniz de, ekran kartından dem vururlar. Büyük firmalar hep böyle yahu. Sun’da bu işe şöyle ufaktan(!?) bir el atmış ve azıcık biraz bir değişime maruz bırakmış.

Öncelikle Looking Glass evreni (kelime özenle seçilmiştir) tam üç boyutlu. Arka plan üzerinde 360 derece hareket edebiliyorsunuz. Hem de tüm materyaller için geçerli bu. Şöyle ki; bir pencere açtınız diyelim. Bir tane daha, bir tane daha, bir tane ve bir tane daha ve dahası da gelmeli. Ortalık normal şartlarda cehenneme dönerdi değil mi? Barımız bir sürü Explorer ikonu ile dolardı, gezinip dururduk birinden birine. Looking Glass işte ilk ilgiyi burada çekiyor. Farenizi sağa ya da sola götürün. Garip ama ekranınız dönmeye başlıyor. Evet, arka planımız tam 360 derece. Üstelik hareketli. Pencerelerin birini güneşin önüne, bir diğerini rüzgarda sallanan yaprakların önüne, ötekilerden birkaç tanesini perspektife atın ve bir iki tanesini de geriye atıp ekranı onların önüne çekin. Bunların hepsi gerçek oluyor.

Evire çevire oynanabilir yapı

Bu işlem aslında bize teoride sonsuz masaüstü sağlayacak. Yukarılar, aşağılar, yanlar, bir de derinlik olduğu zaman, insan milyonlarca işlemi birarada yapabilecektir. Hem bununla sınırlı olsa iyi, daha devamı da var. Mesela bir dökümanın yerini masaüstünde kaybettiniz, bulamıyorsunuz. Hemen faremizin imlecini aşağıya indiriyoruz ve barımızı açıyoruz. Bar üzerinden uygulamalar arasında üç boyutlu gezinerek, aradığımız görevin olduğu yere ışınlanıyoruz.