1/5

Myst V: End of Ages

Erdem Maşlak 3.06.2010 - 12:31
Sihirbaz, Şapka ve Tavşan
Platformlar PC
Myst V: End of Ages
Merlin Puanı 88
Artılar Üç boyutlu grafikler ve MYST'de bunun bu kadar güzel durduğunu görmek oldukça çarpıcı; efektler de MYST'in ötesinde. Seslerle ve ortamla yaratılan atmosfer heyecan verici. Etraftaki yaratıklar ve onlarla girebildiğimiz etkileşim hikâyeye de yansıyıp onu da geliştirmiş. Farklı oyun sonları da cabası.
Eksiler Sistem seçiciliği var denebilir. FMV teknolojisinden vazgeçilmesi beşinci oyunda MYST hayranlarını bir miktar üzebilir. Bulmacaların seviyesi yeni oyuncuları zorlayacaktır.
Çağların sonu adıyla gelen sonuncu MYST oyunu ile birlikte MYSTerious MYST’i, yürekleri dağlayan bir final ve şimdilik muallâkta duran çok taze gelişmelerle sonlandırıyoruz. MYST V: End of Ages, efsanevi MYST serisinin beşinci oyunu olma hüviyetinde ve 1993 senesinden bu yana 12 seneye parçalanmış dört MYST ve iki URU oyunu ile beraber toplamda yedi oyunluk, “kült” mertebesinde bir serinin en son halkası. MYST hakkında söylenebilecek, sarf edilmenin aksine onu herkese tanıtmak için kullanılabilecek onlarca sayfalık yazı yazılabilir. D’ni uygarlığı, link kitapları, Atrus ve ailesinin dramı, “age”’lerin yaratılması ve oraların güzellikleri… Tüm bunlara ve bunların çok daha fazlasına beşinci MYST ile birlikte yeni ve emsali görülmemiş detaylar ve özellikler ekleniyor. Böylelikle de bir zamanların, ki bu “bir zamanlar” deyimi fi tarihi kadar uzun olmamakla birlikte birkaç seneden ibarettir, en çok satan oyunu MYST, yapımcısı Cyan Worlds’e kazandırdıkları ile beraber önümüzde saygıyla ve MYST adı altında beşinci oyuna kadar getirebildiği sarsılmaz gücü ve asaletiyle eğiliyor.

Beşinci oyunumuzun asıl büyük önemi geçtiğimiz Mayıs ayı içerisinde gerçekleştirilen E3 fuarında önemli düzeyde ortaya çıktı. MYST V: End of Ages, isminde söz edilenin aksine sadece çağların sonunu getirmekle kalmıyor, MYST oyunlarının da sonuncusu olarak belirtiliyordu. “Uygun bir zamanlama ile gelecek bir son” diyen efsanevi oyunun efsanevi yapımcısı Cyan Worlds’ün kimilerine göre efsanevi kurucusu Rand Miller ilk ağızdan bunları diyor ve bize de beşinci oyunun galasını seriyi sonlandırarak gerçekleştirmek için sonuncu MYST’in çıkışını beklemek düşüyordu. Bekleyişimizin sonunda gördüklerimiz gerçekten de MYST serisinin ötesinde. Ötesinde, çünkü oyunda MYST’i MYST yapan temel özellik, yani FMV teknolojisini görmüyoruz. Yepyeni bir “oyun” var karşımızda ve bu kadar kökten yenilikler ile birden karşılaşıyor olmak, seriyi “MYST” adı altında en baştan beri takip edebilmiş oyuncuların serinin özünden koptuğuna dair şüphe etmelerine bile neden olabilir. Fakat yapımcı Cyan Worlds o kadar başarılı bir tutum göstermiş ki; oyun içerisinde istersek MYST serisi ile özdeşleşen oynanışı kullanarak ekran ekran ilerleyebiliyoruz, istersek de, benim gibi MYST’i her zaman real-time oynamak isteyenler için eklenen serbest kontrol sistemi ile bu görsel şöleni bu şekilde yaşayabiliyoruz. Kısacası Cyan Worlds ağza göre şerbeti tam kararında veriyor ve MYST’i her zaman URU tarzında hayal eden, sırf bu yüzden de MYST’ten ziyade URU’yu daha çok beğenen beni bile kendine hayran bırakmayı başarabiliyor. Oyunumuz MYST, adı ise Çağların Sonu! Tamamını bulmacaların oluşturduğu, adventure türünün bu alt başlığını beğenmeyenlerin bile kesinlikle yaşaması gereken bir atmosferi içerdiğini belirtmek istiyor ve alakanız olmasa bile sırf kendinize iyilik yapmak için serinin herhangi bir bölümünü oynamanızı öneriyorum. Biz ise bir alt paragrafta beşinci oyunu inceliyor olacağız. Bekleriz.

MYST’e başlayalım

Beşinci oyunun birçok yenilik içerdiğini belirtmiştik. Serinin önceki bölümlerinde olduğu gibi bunda da gayet iyi bir hikâyemiz var ve yine tıpkı öncekilerdeki gibi hikâyenin birbiriyle uzaktan yakından çok fazla bağlantılı olduğu yönler yok. Her bölümün kendine has öyküsüyle birlikte yakın arkadaşımız Atrus, onun biricik eşi Catherine ve ikisinin çok sevgili kızları Yeesha’nın çeşitli şekillerde yardımlarına koşuyorduk. Beşinci oyunda ise altı farklı age’e giderek buraları keşfedeceğiz ve en sonunda elde edeceğimiz tablet ile bütün age’leri düzene sokacağız. Yine her şey Atrus’un bize gönderdiği mektupla başlıyor. Yeesha’dan, ailesinden, kendisinin iyice güçten düştüğünden, D’ni’den ve istediği yardımdan bahsediyor. Oyunun başlamasından önce ekranlara gelen bu duygu yoğunluğu anlatılmaz video sırasında Atrus’un sesinden mektubu okuyor ve arkadaşımızın bizden istediği yardım çağrısı karşısında kendimizi Age’lerden age’lere atıyoruz.
2/5
İlk videonun ardından kendimizi K’Veer’de buluyoruz. Oyuna burada başlıyor ve yine her şeyi burada bitiriyoruz. Burada keşfedilecek fazla bir şey bulunmuyor; fakat biraz sonra Atrus’un kızı Yeesha ile karşılaşarak oyunun sonunu etkileyecek çok önemli detaylarla yine burada yüzyüze geliyoruz. Onunla karşılaştıktan sonra öğrendiklerimiz gerçekten de hikâyenin tamamında ciddi ölçüde etkili. Sizin atılmak üzere olduğunuz maceraya Yeesha ve onun dışında Aturs da dâhil olmak üzere birçok kişi çıkmış, fakat tableti elde edemeden eli boş dönmüş. Tabletin altından yapılması ve dünyaları düzene sokacak olması bakımından da büyük bir önemi olduğundan bunu herkes kadar Yeesha da elde etmek istiyor. Fakat kendisi ile karşılaştığımızda, eğer tableti bulabilirsek, ne olursa ve ne pahasına olacak olursa olsun kendisine vermememizi üstüne basa basa tembihliyor, ardından da kendisinin ve Atrus’un bu maceraya başladığı yer olan K’Veer’deki Volkan’a ve Volkan’ın derinliklerine bizi gönderiyor; sonuçtaysa asıl maceramız burada başlamış oluyor. Hemen ardından da başka birini, Esher’i karşımızda görüyoruz. Bu enteresan kişilik oyun boyunca bize çeşitli zamanlarda ve bulmacalar karşısında bazı ipuçları vereceği sıralarda görünüp kayboluyor. Kendisiyle ilk karşılaşmamızda o da bize Yeesha’nın sözlerini tekrarlıyor. Kesinlikle ama kesinlikle tableti bulduğumuz zaman Yeesha’ya vermememiz konusunda uyardıktan sonra ortadan kayboluyor. İlk kez kendi başımıza işte bu noktada kalıyoruz ve bölümler boyunca ilerleyerek çağlar hakkında bilgiler ediniyor, oraların tadını çıkarıyor, Yeesha’nın günlüklerini okuyor ve nihayet asıl amacımızı yerine getirmeye çalışıyoruz.

Öykümüz boyunca MYST’in en önemli özelliklerinden olan serbest oynanabilirlik sayesinde ilerlemek ve bulmacalarla uğraşmak gerçekten de insanı zorlamaktan öte büyük bir mutluluk kaynağı oluşturuyor. Muhteşem doğal güzelliklerle “süslü” oyunda çağlar boyunca ilerleyerek hem o çağda neler olup bittiğini gözlemleyebiliyor, hem de oralardaki bulmacaları çözerek etrafta meydana gelen şeyleri izleyebiliyorsunuz. Bunların tamamının oyun dünyasında meydana getirdikleri karşısında şaşkınlığınızı gizlemeniz mümkün değil. Gökyüzüne bakıyorsunuz ve orada bir kuşun uçtuğunu görüyorsunuz. Ardından güneşin önüne ay gelip yerleşiyor ve etraf karardığında gökyüzündeki milyonlarca yıldız size birer ikişer göz kırpmaya başlıyor. Yeniden güneş yüzünü gösterdiğinde bu kez yan taraftaki gölden yansıyan ışınlar gözlerinizi kamaştırıyor. Diğer çağa geçiyorsunuz ve orada da buzun üstünde yürüyor, yağan karın destansı inişini izliyorsunuz. Kısacası ambiyansa ortam yaratıcılığı ve rutin olaylarla tek kelimeyle harika yansıtılan doğallık sizin kalbinizi dakikalarla anlatılabilecek çok kısa bir süre içerisinde şekilden şekle sokarak kırıyor, büküyor, burkuyor, sündürüyor ve gördükleriniz karşısında resmen ağlıyorsunuz. Herhangi bir tür oyunda ekran görüntüleri ve sesler ile yaratılan gerçekçi ve etkileyici unsurları isteyenleri de, öyküsünü ve oynanış alternatiflerini birleştirerek alışılmadık zevkleri aynı yerde arayanları da fazlasıyla doyurabilecek bir yapım olarak MYST gerçekten de bir efsane; beşinci oyunda ise bunlardan biraz daha var!

D’ni ve linking books

MYST V: The End of Ages’de altı age bulunuyor ve diğer beş age’i birbirine bağlayan Direbo adlı ara age ile birlikte toplam altı dünyada oyunumuzu nihayete erdirmeye çalışıyoruz. Oyuna başlayıp Volkan’ın derinlikleri boyunca ilerlediğinizde çeşitli linking book’lar göreceksiniz; herhangi birine dokunduğunuzda Direbo’ya adım atmış ve yeniliklerle karşılaşmaya bu noktadan itibaren başlamış oluyorsunuz.
3/5
Buraya geldiğinizde de sizi Esher karşılıyor ve gideceğiniz hiçbir yerde yalnız bırakmıyor. Bulunduğunuz yeri tanıttıktan sonra hemen yan tarafta duran linking balonlarının ne olduğunu anlatıyor, yazıda ise ben anlatayım. Linking balonlarına da bir nevi linking book denilebilir. Sadece kitap gibi değiller; daire bir platform, onu saran saydam ve özel bir güç alanını andıran bir balon ve platformun ortasında da pedestal denilen taş bir sütundan meydana geliyorlar. Taş sütunun hemen tepesinde ise oyunun tamamında “önemli” bir kısmı oluşturan slate taşlarını görebiliyorsunuz. MYST V’de karşılaşabileceğiniz her age için farklı birer slate taşı bulunuyor ve her slate’in şekli ve etkileşime girebilme yöntemleri birbirinden farklı. Linking balonlarına girdiğinizde ortadaki sütunun üzerinde yer alan slate’i alıyorsunuz ve o age boyunca karşılaşacağınız bulmacaların tamamında ondan yardım alıyorsunuz. Oyunun başında K’Veer’de ilerlerken etraftaki oradan buraya zıplayan yaratıklar dikkatinizi çekecektir; işte bu taşları o yaratıklar oluşturmuş. Bu yaratıkların isimleri Bahro. Bahro’ların meydana getirdikleri bu taşların özel güçleri var. Bu özel güçler, Bahro’ların anlayabilecekleri şekilleri üzerlerine çizmenizle onların taşın olduğu yere gelerek şeklin demek istediği şeyi gerçekleştirmeleri üzerine kurulu. Her age’deki Bahro’ların yalnızca o age’e ilişkin simgeleri bildiklerini belirtmem lazım; yani oyundaki çağlardan Noloben’de işinizi gören bir simge Todelmer’de çalışmıyor.

Age’lerde dolaşırken slate’i elinize aldığınızda ekranın alt satırı boyunca taşı tuttuğunuza dair slate’in üst kenarını görebiliyorsunuz. Oyun boyunca sürekli onunla birlikte oluyorsunuz. Elinizde sürekli bir ağırlık olduğu için bazı noktalarda ilerleyişinizi ona göre ayarlamalı, geri dönüp pedestal’a taşı bırakmalısınız; nedeni ise merdivenlerden inip çıkarken taşın sizi engellemesi ve oraları kullanamıyor oluşunuz. Bu aşamada geri dönüp slate’i pedestal’a bıraktıktan sonra ilerledikçe göreceğiniz diğer pedestal’lerdeki simgeleri slate’in üzerine çizerek oraya ışınlanmalısınız; böylelikle slate’i de yanınızda götürmüş olursunuz. MYST serisinde bundan önce görmediğimiz birçok özellikten bir diğeri de işte bu. Slate taşları, bunların üzerlerine simgeler çizebilmek, Bahro’lar ve linking balonları birbirleriyle bağlantılılar ve beşinci MYST ile onlarla ilk kez karşılaşıyoruz. Slate’i elimize aldığımızda ekranın alt satırı boyunca taşa tıkladığımızda ekranın tamamını tepsi gibi olan bu taş kaplıyor ve üzerine çeşitli şekiller çizebiliyoruz. Bu sırada fare işaretçimizin şekli değişiyor ve içi boş bir yuvarlak halini alıyor. Taşın üzerindeki boş alan üzerinde tıklayıp çeşitli şekiller çizebilir ve taşın kenarları boyunca tıklayarak slate’i yere koyabiliriz. Taşı yere koyduktan sonra biraz uzaklaştığınızda Bahro’lardan biri ortaya çıkıp taşın üzerindeki şekli tanıyor ve çizdiğiniz şeklin anlamı neyse ona göre bir eylem gerçekleştiriyor. Bu şekillerin neye yaradığını şekli gördüğünüzde çağrışım yaparak anlamanız mümkün. Mesela fırtına çıkarma işareti dalgalı üç çizginin üst üste konması şeklinde, sıcaklığın simgesi ise güneşe benziyor. Bahro işaretlerini age’ler boyunca ilerlerken etrafta görme şansınız var. Simgelerin bazıları age üzerinde değişiklik meydana getirirken, bazıları da pedestal’leri temsil ediyor; bunlara göre, az önce de dediğim gibi, önünüze çıkan merdiven gibi engelleri age’lerin ilerleyen kısımlarında göreceğiniz pedestal’lerin simgelerini slate’lere çizerek oralara gidebilir, karşılaşacağınız bulmacaları genel olarak ancak bunlara göre çözebilirsiniz.
4/5
Slate taşlarına çizebileceğiniz şekilleri istediğiniz gibi ayarlayabilir, hatta üzerlerine adınızı bile yazabilirsiniz. Bu konuda gerçekten de özgürsünüz ve eğer taşın üstüne anlamsız bir şey yazıp da onu yere koyarsanız slate’in yanına gelen Bahro kafasını kaşıyıp ona anlam vermeye çalışıyor, ama sonuçta sonuç alamayıp yine geldiği gibi kaybolup gidiyor. Çizdiğiniz simgeler eğer pedestal’lere aitse slate’in başına gelen Bahro, taşı alıp o pedestale götürüp koyuyor. Age’lerde değişiklik meydana getirebilecek şekiller çizmişseniz ona göre çeşitli hareketler yaparak yeri geliyor ortalığı birbirine katıyor, yeri geliyor her tarafı ısıtabiliyor. Bunların senaryoya kazandırdığı ekstra özelliklerden ziyade oyun içerisinde bunun işleyişini görmek gerçekten de etkileyici. Çizdiğiniz şeklin büyüklüğüne, eğimine, bilmemnesine bakmaksızın sistem onu bir şeye benzetmeye çalışıyor. Abuk sabuk bir şey çizip de ona iş gördüremeyeceğinizi tahmin ediyorsunuzdur umarım. Oyun ile etkileşiminizi had safhaya çıkaran bu özellik gerçekten de MYST’in “MYST benzeri” oyunlardan ne kadar farklı olduğunu altını çize çize belirtmeye yetiyor da artıyor.

Doğa harikalarıyla bir başka güzel MYST

MYST’in 10 yılı aşan geçmişinde en önemli özelliklerinden biri de, herkesçe kabul edildiği gibi ekrandan yansıyan görüntülerin harika olduğuydu. İlk MYST’ten bu yana serinin her oyununda gördüğümüz, kısaltmasını FMV olarak yapabileceğim Full Motion Video sistemi bunu sağlayan tek özellikti. İlk MYST’te ve bundan sonraki her oyunda gördüğümüz göreceğimiz bu sistem her ne kadar o zamanlarda bir adventure klasiği olarak kullanılıyorduysa da aynı şeyin MYST’teki yansıması gerçekten de harikaydı. Oyunun kendi türünü yaratması ve karakteri gözünden görebildiğimiz bu tarz oynanış seriyi ta o zamanlardan beri farklı kılmaya yetmişti ve birçok yabancı otoriteye göre bu, grafiksel devrimin de ilk göstergeleri arasındaydı. MYST bunu her oyunla birlikte geliştirerek artırmaya devam etti. FMV gerçekten de çok eski bir sistem; 80’li yılların sonu ile 90’ların başında bir ara rağbet bulmuş, fakat çok zor ve çeşitli nedenlerle yüksek bütçe gerektirmesi sebebiyle fazla tercih edilmemişti. Fakat FMV’yi Cyan Worlds geçen sene içerisinde piyasaya çıkardığı MYST IV: Revelation’a kadar kullandı. Serinin beşinci oyununda ise FMV’yi oldukça ekstrem yerlerde görüyoruz, hatta yüzdeye vursak yüzde 1’lik dilimin bile altında kaldığını belirtmek istiyorum. Oyunda onun yerine üçüncü boyutun marifetleri benimsenmiş, bunun oyuna yansıması ise grafiklerden ziyade oyunun boyutunda da aşırı bir değişimi ortaya çıkarmış. Hatırlayacağınız üzere MYST IV’ü 2 DVD olarak sistemlerimize yüklemiştik; bu ise 1,5 GB’den biraz fazla bir alan kaplıyor.

Oyundaki grafiklerin ve görsel efektlerin ne kadar etkileyici olduğundan uzun uzadıya bahsetmeye açıkçası pek gerek görmüyorum; oyunumuz tek kelimeyle şaheser ve bir MYST oyununun bütün gerekliliklerini yerine getiriyor. Oyunda üç boyut kullanıldığı için etrafta görebileceğiniz her şey oldukça iyi modellenerek oyuna aktarılmış, dokular ve dolgular çok iyi hazırlanmış. Exile’den bir süre sonra MYST’in öyküsüyle alakası olmayan, fakat D’ni uygarlığını farklı age’ler ile tekrar keşfetme imkânını bize sunarak piyasaya çıkan URU’da kullanılan grafik motorunun geliştirilmiş sürümü MYST V’de yer alıyor. URU’da yaşanan online fiyaskonun dışında her şeyiyle harikalar yaratan grafik motoru Havok oldukça iş görmüştü ve MYST serisine dolaylı yoldan da olsa apayrı bir hava katmıştı. Buna göre beşinci MYST’e “MYST’in öyküsüne devam eden yeni URU” deme gafını yapmakta pek de sorun görmüyorum. Hatta grafiklerden ziyade her şey URU’nun oynanışına döndürülerek serbest kontrol imkânı da alternatifler arasına kazandırılmış.
5/5
MYST’e FMV olarak hayran kalan çoğu oyunsevere bir darbe de bu konumda geliyor denebilir; MYST’in arabirim ve oynanışı “yalnızca” point&click değil, onun yanı sıra survival de ilerleyebilme özelliğimiz var. Oyuna başladıktan sonra ayarlar ekranından oyunu hangi arabirimi kullanarak oynamak istediğinizi belirleyebiliyorsunuz. İsterseniz alıştığınız MYST kontrolleri ile beraber olabilir, isterseniz de URU’da hoşunuza gitmiş olabilecek serbest kontrolleri kullanabilirsiniz. Aslına bakacak olursanız serbest oynanışın MYST’te görmek istediğim tek şey olduğunu düşünmüşümdür ve sırf bu yüzden MYST’e de pek ısınamamıştım. URU’da oldukça etkileyici olan serbest ilerleme özelliği MYST V’te kullanışsız ve oyuncuyu çok daha zorlar olmuş. URU’da bulmacaların serbest kontrolleri kullandırmayı sağlayıcı ve özendirici tasarlanması orada ona işlerlik kazandırmıştı; fakat MYST V içerisinde gördüğümüz tüm bulmacalar standart MYST kontrollerini kullanmanızı gerektirecek düzeyde yapılmış, sadece bu nedenle bile oyun boyunca çoğunlukla bunu kullanıyorsunuz. Üç boyutlu olarak ekranlar arasında ilerliyorsunuz, üstelik bu serbest oynanışa nazaran oldukça hızlı ve keyifli. Eğer age’ler içerisinde keyfinizce gezmek isterseniz serbest kontrolleri kullanabilirsiniz. Ama oyun içerisinde standart kontrolleri kullanmanızın bulmacalarda ve ilerleyişinizde çok daha faydalı olduğunu belirtmek isterim.

MYST boyunca seslerde abartılı bir gelişim meydana pek gelmemişti ve keza burada da öylesi bir durum söz konusu değil. Çok kaliteli yankılanmalar, hayvanların sesleri, ara sıra duyabileceğiniz müzikler ve ambiyansı meydana getiren tınılar insanı oyunun içerisinde olduğunu fazlasıyla hissettiriyor. MYST’in en büyük özelliklerinden olan kontrol ettiğiniz karakter hakkında herhangi bir şey bilmiyor oluşunuzun da burada büyük bir katkısı var. Sizden tek ses bile çıkmıyor, ama etrafınızdaki dünya sanki yaşıyor. İşte bu özelliği seslerle olağanüstü ortaya koyan MYST bunu doğallığın zarafeti şeklinde adlandırıyor.

Neredesin Cyan???

MYST V: End of Ages hakkında diyecek fazlaca bir şey bulamıyorum. MYST işte! Herhangi bir oyununu oynamadan ölmeyin derim ve bundan daha iddialı bir lafın da olmadığını düşünürüm. Beşinci oyunda ekstra özelliklerle kullanılan üç boyutlu evren MYST’e apayrı tatlar katmış ve seri boyunca alıştıklarımızdan çok daha fazlasını vermeyi başarabilmiş.

Bir süre önce MYST’in yapımcısı Cyan Worlds’ün kapandığı haberleri internette yayılmış ve E3 sırasında duyurulanlarla birlikte serinin sonuncu oyunu olarak MYST V üzücü ama “yerinde” bir sonla tüm onu sevenlere veda etmişti. Fakat kısa bir süre önce Cyan Worlds “şapkadan tekrar tavşan çıkarmak için” yeniden işbaşı yaptığını açıkladı. Akıllara ilk olarak yeni bir MYST oyunu gelebilir; fakat bir süre önce kendileriyle yaptığımız röportajda MYST oyununu bitirdiklerini ve artık yeni ufuklara yelken açmak istediklerini belirtmişlerdi. Cyan Worlds’ün yeniden açılması ve son bahsettiğim bu gelişme ile yeni bir oyun ile karşı karşıya olma ihtimalimizin var olma ihtimali de bulunmuyor değil. Bir MYST daha gelse onu da beklemezlik ve oynamazlık etmeyiz; ayrıca Cyan Worlds’ün yeni oyun yapma fikri de insanda apayrı bir heyecan kaynağı oluşturuyor. Her iki ihtimal de gayet sevindirici. Ne diyelim; umarız çok beklemeyiz. MYST V ise klasik bir MYST, ve her klasik MYST oyunu gibi MYST V: End of Ages de bir adventure klasiği!
Yorumlar
MK Okuru
MK Okuru 28.03.2024 21:25
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir