1/2

Onimusha 3: Demon Siege

Can Gülay 3.06.2010 - 12:31
İki savaşçı, tek kader...
Platformlar PlayStation 2
Onimusha 3: Demon Siege
  • Yapımcı - Yayıncı Capcom - Capcom
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Macera
Merlin Puanı 86
Artılar Kaliteli grafikler ve eğlenceli oynanış
Eksiler Otomatik hedef alma bazen sorun çıkartabiliyor.

PlayStation 2’nin ilk hit oyunlarından olan Onimusha Warlords, çıktığı zaman gerek kaliteli grafikleri gerekse oynanabilirliğiyle büyük beğeni toplamıştı. Oyun, Samanosuke Akechi’nin şeytani Lord Nobunaga’ya karşı verdiği savaşı konu alıyordu; asıl ilgi çekici olan ise Onimusha’nın baştan sona mistik Japon kültür ve motifleriyle donatılmış olmasıydı. Daha sonra çıkan ‘’Samurai’s Destiny’’ ise Warlords’la doğrudan senaryo bağı olmayan yine çok kaliteli bir oyundu. Serinin üçüncü oyunu Demon Siege’de ise Samanosuke, Nobunaga ile savaşına kaldığı yerden devam ediyor. Aslında kaldığı yerden demek biraz yanlış olur; çünkü işler bu kez biraz daha karışık ve ilgi çekici...

JEAN RENO – TAKESHI KANESHIRO

Nobunaga ve emrindeki kötülerin tekrar ortaya çıkıp terör estirmesi bir yana, Nobunaga yaptığı zaman makinesiyle artık sadece 16.yy Japonya’sına değil, günümüz Fransa’sına da dehşet saçıyor. İşte burada oyunun en büyük sürprizlerinden biri gerçekleşiyor ve Kızıl Nehirler’deki Pierre Niemans rolünü andırır tarzıyla Jean Reno (Jacques Blanc) olaya el koyuyor. Tabii işler Samanosuke’nin günümüz Fransa’sına gelmesi ve Jacques’in de 16.yy Japonya’sına ışınlanmasıyla arap saçına dönüyor. Nobunaga’yı yenip her şeyi düzeltmek için de Jacques ve Samanosuke’nin güçlerini birleştirerek takım halinde savaşmaları gerekiyor. 

Demon Siege’in oyun sistemi temel olarak yine aynı şekilde işliyor, düşmanları öldür, içlerinden çıkan ruhları absorbe et, puzzle’ları çöz ve boss’larla kapış... Ama inanın bunları yapmak çok eğlenceli; özellikle de aksiyon sahneleri! Silahlarınızı ve çeşitli özelliklerinizi geliştirmek için yine düşmanlarınızı öldürdüğünüzde içlerinden çıkan ruhları absorbe etmeniz gerekiyor, bu yüzden bir mekandaki düşmanları öldürdükten sonra tekrar buraya geri döndüğünüzde yaratıkların dirildiğini görüyorsunuz, bazı yerlere tekrar tekrar girip bu düşmanları her defasında öldrümek kulağa sıkıcı geleblir; fakat oyunun oynanışı eğlenceli olduğu için aslında bu genelde sıkıntı yaratmıyor. Aralara atılan puzzle box’larda oyunun adventure yönüne artı sağlayarak oyunun keyif verici bir hal almasını sağlıyor. 

Oyunun ilerleyişi sırasında iki karakter genellikle ayrı ayrı yol alıyorlar; zaten oyunun o anlarında Samanosuke Fransa’da Jacques’te geçmişin Japonya’sında oluyor; fakat hikayenin ilerleyişine göre iki karakterin birlikte savaştığı anlar da olmuyor değil, burada beğendiğim nokta yanınızda savaşan karakter diğer bir çok oyunda olduğu gibi göstermelik değil, aksine bilinçli ve işinizi kolaylaştırır şekilde savaşıyor. Bunun dışında iki karakterin zaman olarak farklı olsada mekan olarak aynı yerlerde bulundukları oluyor ve oynanış bu noktalarda kesişiyor. Daha iyi açıklamak gerekirse; mesela Jacques’in 1582 yılında bir tapınakta bulunduğu sırada burada yaptığı bir değişiklik, 2004 yılında aynı yerde bulunan Samanosuke’yi de etkliyor. Oyunun bu gibi bazı bölümlerinde iki karakter arasında istediğimiz zaman değişim yapabiliyoruz, zaman çizgileri arasında gidip gelebilen küçük peri Ako sayesinde item transfer edebiliyoruz; yani farklı zaman çizgilerinde de olsa aslında beraber ilerliyoruz.