1/6

Oyunlar için çok mu yaşlandık?

Murat Halilbeyoğlu 17.09.2011 - 16:35
Eğer artık oyun dünyasından eskisi kadar zevk almıyorsanız buraya bir bakın
NOT: Bu yazı belli bir yaşın üstündekilere hitap etmektedir. Elbette hepiniz okuyabilirsiniz ancak burada yazdığım şeyler 80'li yıllar ve hatta daha öncesinde doğmuş kişiler için geçerlidir. Dolayısı ile eğer bundan bir sonraki neslin üyesiyseniz ve bu yazıyı okuyorsanız o zaman "Ben hiç böyle hissetmiyorum" demeyin çünkü zaten siz değil biz böyle hissediyoruz. Teşekkürler.

Hatırlar mısınız? Eskiden atari salonlarına gidebilmek için anne ve babamızdan güç bela harçlık kopartır akşama kadar o oyun senin bu oyun benim günümüzü gün ederdik. Kollarımız ağrır, gözlerimiz şişer ama eve mutlu mesut dönerdik. Evimizde bir oyun makinamız olsun diye dualar eder ancak bir türlü muaffak olamazdık. Bizim için Tetris makinası bile çok önemliydi. Sürekli arkadaşlarımıza gider ve onların evinde, onlara imrene imrene oyunlar oynardık. Ola ki bir gün elimize bir atari konsolu geçince dünyanın en mutlu çocuğu olurduk, hatta ailesi Micro Genius aldı diye sevinçten ağlayan arkadaşım bile olmuştu. (Gerçek bir hikaye)

Elbette bu anlattıklarım 80’lerde doğmuş kuşağım için geçerli. Şimdilerde artık bu tarz bir video oyun kıtlığı yok çok şükür. Şimdilerde sorunumuz daha farklı. Artık anne babamızdan para alan biz değiliz, tam aksine artık biz çocuklarımıza gidip oyun almaları için para veriyoruz. Artık bir oyun için günler harcamak yerine bir günde 10 oyuna birden bakabiliyoruz ve maalesef bu çağdaki çoğumuz artık eskisi gibi video oyunlarından zevk alamıyoruz nedense.

Bu esasında ne kadar garip olsa da daha çok korkutucu bir durum. Çünkü bu şekilde hissettiğimizde bir anda aklımıza ebeveyinlerimizin “Bu yaşa geldin hala oyun oynuyorsun!” azarlamalarını hatırlıyoruz ve aklımıza o korkunç soru geliyor “Yoksa biz oyunlar için çok mu yaşlandık?”

Dünyada bir şeyi ne kadar çok severseniz sevin sürekli ve yoğun bir şekilde tüketirseniz bir zaman sonra ondan bıkıyorsunuz. Bu belki insanoğlunun bir laneti belki de avantajı ancak artık iyice monotonlaşmış hayatımızda bizi gerçek dünyadan bir süreliğine de olsa ayıracak ve dertlerimizi unutturacak bir hediyenin yavaş yavaş yok olması insanın moralini iyice bozuyor.

Peki gerçekten video oyunları için artık çok mu yaşlıyız? Çünkü her ne kadar hayatın yoğunluğunu yaşasak da illa ki kendimize ayıracak bir vakit bulabiliyoruz, zaten acı olan kısım da şurası ki; bu boş zamanımızda genellikle video oyunları oynamak listenin sonunda geliyor. Elbette hiçbir şey insanın ailesinden önemli değildir her zaman için öncelik onlarındır fakat bunu bir kenara bırakırsak neden sıkılıyoruz artık video oyunlarından hiç düşündünüz mü?

Şimdi aklınızı boşaltın ve tüm sorunlarınızı bir kenara bırakın çünkü burada gerçek hayatın problemlerine dair değil yeni dünya düzenindeki video oyunlarının değişen özelliklerine değineceğiz ve biz eski toprakların bunlara ne kadar alışıp alışamadığına. İşte başlıyoruz.