1/2

Rogue Warrior

Hasan Uğur Nayır 3.06.2010 - 12:31
Savaşın ortasında kalan özel timin maceraları
Oblivion’nun çıkmasıyla beraber sessizliğini bozan Bethesda, 2006’dan bu yana oldukça aktif bir şekilde karşıma çıkmaya başladı. Gerek yeni projeleri, gerek yaptığı dağıtımcılığı, gerekse başka aktivitelerinle resmen kendilerini iyice belli ettiler. Aslında Oblivion’nun yapımında bu kadar ses ve solukları pek çıkmıyordu. Ancak oyun piyasaya dağıtıldı; arkasından Call of Cthulhu’nun yayımcılığı, Fallout 3 hikayeleri, Star Trek: Legacy’e el atmalar ve son olarak Rogue Warrior. Aslında Rogue Warrior direk olarak Bethesda’nın değil, çünkü içinde Zombie Studios var. Zombie Studios, yabancı gelmesin artık size kendileri Rogue Warrior’un geliştiricileri. Rogue Warrior nedir? İşte sorunun cevabı burada yatıyor.

Gerçek bir ustadan, gerçeklik dersleri

Rogue Warrior, aslında sessizlik ve taktik anlayışı iyice harmanlayıp, karşımıza getirecek olan yeni bir oyun. Ancak oldukça sağlam temellere sahip. Çünkü yapım asıl olarak Dick Marcinko’ya dayanıyor. Gelelim, yapımın ciddi olarak beklentilerine ve dayandığı gerçeklere. Aslında Rogue Warrior, Marcinko’nun yaşadığı tüm tecrübeleri içinde toplayan bir kitap. Dick Marcinko ise gerçek bir güvenlik uzmanı. 67 yaşındaki bu tecrübeli isim, Vietnam’da hizmet etmiş. 1975 yılında SEAL Team Two’un başına getirilmiş ve bir süre Pentagon’da bulunmuş. Daha sonradan Navy’nin ilk anti-terrör timi olan SEAL Team Six’i kurmuştur. Ayrıca güvenliği sınamak için Red Cell adında başka bir timi daha kurmuştur. Hayatında pek çok kez çatışmalara ve özel görevlere çıkan Marcinko; Air Force One dahil güvenliği oldukça sağlam görünen bir çok yerin, güvenliğini delip içeri girebilmiş gerçek bir usta. Başından geçen tüm anıları da kitabından toplamış, sonrasında kurgu ve senaryo karıştırarak bir kitap serisi yapmış.

Oyunun dinamikleri

Marcinko’nun direk başına gelen bir konu Rogue Warrior’da yok. Bunun yerine kurgusal olarak hazırlanmış bir senaryo var. Marcinko (Biz yöneteceğiz) ve ekibi Kuzey Kore’ye basit bir görev için gönderilirler. Her şey en başta kolay gözükmektedir. Sonuçta görevin amacı olan bitenleri izlemek ve bunları raporlamak. Aslında istihbarat görevi. Ekip kısa bir süre kalıp, başlarına herhangi bir şey gelmeden direk evlerine geri dönecektir. Ancak şans bu ya(!) ortada bir savaş başlıyor ve işler kızışıyor. Marcinko ve ekibi de orta öylece kalıyorlar. Bağlantı yok, yardım yok sadece tek bir amaç var; hayatta kalıp, bir an önce kaçmak.

Aslen bakıldığında herhangi bir görevimiz yok. Yapmamız gereken, cehennemden kurtulmamız olacak. Kısaca git şunu vur, bunu al, teröristi indir vs… gibi bildiğimiz bir yapıya girmeyeceğiz. Bunun yerine yapımda bir özgülük olacak, ancak bunun sakın Oblivion veya Gothic 3 gibi olacağını da sanmayın. Sadece temelde bağlı kaldığımız klasik görevler yok. Senaryoda ilerledikçe karşımıza çıkacak olan engeller olacak ve yapım daha da zorlaşacak. Unutmayın, sonuçta bir savaş içindesiniz ve kimsenin acıması yok. Tarafsız bile olsanız, kimse size inanmayacaktır. Düşman düşmandır mantığı var.

Grafik nizamı

Gears of War’ı oynadıysanız veya PC’de Rainbow Six Vegas’a biraz baktıysanız, Unreal 3’ün gücünü mutlak görmüşsünüzdür. Vegas’tan ufak bir örnek verirsek, eğer oyunun grafiklerini düşük seviyeye bile alsanız, ciddi anlamda gerçekten güzel olduklarını görebilirsiniz. İşte Unreal grafik motoru Rogue Warrior’da biraz daha geliştirilmiş şekilde karşımıza çıkacak.