1/3

Sid Meier's Pirates!

Hakan Kabaran 3.06.2010 - 12:31
Karayiplerden PC'lerimize kadar gelen nostalji rüzgarı

Yıllar önce, Commodore 64 zamanlarında çıkan ve günümüzde hala oyuncular tarafından, emülatörler yardımı ile, oynanan çok az oyun vardır; Pirates! bu oyunların başında gelir.
Eğer çocukluk dönemlerinizi hatırlamak ve eğlencenin grafiklerden daha önemli olduğu zamanlara dönmek istiyorsanız, artık emülatörlerle uğraşmanıza gerek yok. Ayrıca o zamanlara benim gibi yaşı yetmemiş oyuncularda büyüklerinden duydukları Pirates!’ın neyin nesi olduğunu anlama şansını erişiyorlar. Darısı diğer klasiklere…

Yenilenen Pirates!’da her şey aynen korunmuş, sadece teknik açıdan geliştirilmiş oyun. Öyle ki deniz savaşlarında bile eski taktikleriniz işe yarıyor. Uzaklardan atılan gülleler hız kaybedip aşağı inerken düşman gemisine düşerse güvertesinde delikler açılıyor ya da zincirlerle birbirine bağlanmış küçük topları yakından ateşlerseniz düşman gemisinin direkleri kırılmaya başlıyor. Yani eski oyunun ustaları hiç zorlanmadan en zor seviyelerde oynayabilirler.

Acıların Çocuğu

2CD’den oluşan oyun, kahramanımızın küçükken yaşadığı ve hayatını etkilediği bir olayı anlatarak başlıyor. Mutlu bir aile ortamında yenen akşam yemeği davetsiz bir misafir olan Karayiplerin en acımasız ve korkunç korsanı tarafından bölünüyor. Bütün aileyi esir alan bu korsan ailenin en küçük çocuğunu –yani bizi- elinden kaçırıyor ve biz de bu adama cezasını vermek için yeminler ederek oyuna başlıyoruz.

Yaşı ilerledikten sonra tavernaya gidip Alman, İngiliz ya da İspanyol kaptanlardan birini seçiyoruz. Hangi ülkeyle başlarsak başlayalım aynı video çıkıyor ve kaptanın önünde kendimizi güverteyi silerken buluyoruz. Köle gibi çalışmaya alışık olmadığımız için kaptana karşı gelip bir isyan başlatıyoruz. Aslında gemideki çoğu mürettebatın isyan etmeye hazır olduğunu fark ediyoruz ve kaptanımızı 2-3 adamı ile beraber açık denizde küçük bir sandalla bırakıyoruz.

Başlamadan önce bazı seçenekler sunuluyor ve bunlar oyunu baştan sona etkileyecek kararlar. İsmimizi, oyunun zorluğunu, bayrağımızı (Tüm ülkelerin sembolleri ve korsanların ünlü “Kurukafa” deseni var) ve ne kadar maceraperest ve savaşçı özelliklere sahip olacağımızı buradan seçebiliyoruz. Bana sorarsanız rüzgara karşı daha hızlı gitmenizi sağlayacak seçeneği seçin. Çünkü ters yönden esen rüzgar görevlerinizi aksatmanıza neden olabiliyor.

Hikayeye başladığında mürettebatımız, top sayımız ve tecrübemiz az olduğundan önümüzdeki limana gidip ne yapmamız gerektiğine karar vermek zorundayız. Vali ile konuştuktan sonra tavernaya gidip sol tarafta duran elemanları mürettebatınıza ekleyin yoksa girdiğiniz ilk deniz savaşınızda hem topların doldurulması gecikir, hem de düşman gemisi bordaladığında savaşacak adamlarınız az olduğundan düşman gemisi kaptanı ile yaptığınız düellodan siz de etkilenebilirsiniz. Demek istediğim hareketlerinizin hızı eğer düşmanın sayısı sizden 2-3 kat fazlaysa azalıyor. Bu gibi durumlarda hızlı saldırı özelliği olan ince kılıcı seçmenizde yarar var. Düellolara gelirsek, genelde birbirinin tekrarı olan sahnelerden oluşuyorlar ve düelloyu kazanırsanız duruma göre gemiyi ele geçirebiliyor ya da tavernada yakaladığınız adamın rüşvet teklifini kabul edip paraya para demiyorsunuz. Düellolarda 3 farklı saldırı biçimini ezberlemeniz gerekiyor. Bunlar birbirinden tamamen farklı ve rakibiniz daha kılıcı sallarken siz gereken savunmanızı yapıp saldırıyı bloke edebiliyorsunuz. 3 saldırının da 3 farklı savunması var. Bunları nümerik tuşlarla rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Birde düşmanla dalga geçme şansınız var. Her saldırıya savunma ile karşılık vermek zorunda da değiliz, rakip kılıcını savururken hızlı bir atakla saldırısını kesebiliriz.