1/3

Silent Hill: Homecoming

Erdem Maşlak 3.06.2010 - 12:31
Sessizlik ve sis; belli ki ilerde bir şey var
Platformlar PC
Silent Hill: Homecoming
  • Yapımcı - Yayıncı Double Helix Games - Steam
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Macera,Macera
  • Sistem Gereksinimleri
Merlin Puanı 67
Artılar Sesler ve sis, çevre etkileşimleri
Eksiler Aşırı aksiyon unsuru oyunu SH'likten çıkarmış
Silent Hill'in, özellikle de Silent Hill 2'nin hayatımda çok önemli bir yeri olduğunu söyleyebilirim. Gerçek bir korku oyununa açlığımı bir zamanlar en iyi doyurduğum oyun olmasının ötesinde konusuyla ve bende bıraktığı anılarla Silent Hill 2'nin yerini zannetmiyorum ki bir oyun doldurabilecektir. Zaten şimdilerde oynadığımız, sırf grafikten ibaret oyunların ilerde daha da ayyuka çıkacak olabilmesinden de bunu tahmin etmem hiç zor değil. Ne var ki Silent Hill içimde kıpır kıpır bir şeylerin oynamasına sebep oluyor; sanırım bundan yıllar sonra yeni Silent Hill oyunları geldikçe, yani bu Homecoming musibetini gördükten ve onun da modaya uyduğunu içime sindirdikten sonra yine de tahammül edeceğim. Fakat öte yandan bu değişimden etkilenmesini en son istediğim oyunlardan biri de yine Silent Hill olacaktır. Hoş, Homecoming'i oynadıktan sonra içten içe bir "sen de mi Brutus" demedim değil ne yazık ki. Çünkü ilk oynadığım Silent Hill oyunu olan Silent Hill 2'de sunulan o karakter ağırlığını, atmosferik baskıyı ve yalnızlık hissini Silent Hill 3 ve nispeten the Room'da gördükten sonra Homecoming, ilk izlenimini çok sığ ve sıradan bir korku oyunu olduğu yönünde bende yaratmıştı. Her ne kadar oyunu keşfettikçe bu fikrimde nispeten yanıldığımı görsem de Homecoming'in bir Silent Hill oyunu olmayı fazla hak etmediğini söyleyebilirim.

Evim, güzel evim

Homecoming'de kontrol ettiğimiz karakterin ismi Alex ve kendisi eski bir asker. Oyuna başladığımızda kendimizi bir sedyede taşınırken buluyoruz, daha doğrusu bu sekans kendimize geldiğimiz ana tekabül ediyor ve doğal olarak olan bitenden de habersiziz. Getirildiğimiz yer bir hastanenin ameliyathanesi. Kendi gücümüzle buradan çıkıp neler olup bittiğini anlamaya çalıştığımız gelişmeler bizi evimize, yani Shepherd's Glen'e kadar götürüyor. Oyunun konusu da işte tam burada şekillenmeye başlıyor. Shepherd's Glen'e sanki bir atom bombası düşmüş ve tüm kasaba, üzerinde yaşayan insanlarıyla birlikte tamamen sise karışmış. Kimi görsek bize bir hoşgeldin, niye geldin, keşke gelmeseydin muhabbeti ediyor ve bizi doğrudan evimize yönlendiriyor. Eve vardığımızdaysa küçük kardeşimizin ve babamızın ortada olmadığını öğreniyoruz annemizden; sonra da bir takım gelişmeler bizi Silent Hill'e götürüyor. Ve biz yine birilerini bulmaya çalışıyoruz. Silent Hill'in bu şekildeki konu anlatımından aslında çok da şikayetçi olduğumu söyleyemem; çünkü önce bir bahane türetilip Silent Hill'e götürülüyoruz, ondan sonra da orada çok farklı yönleriyle hikayenin anlatımına ve böylece Silent Hill'in eski sırlarıyla kendimizi yüzyüze buluyoruz. Bu olayı Homecoming de güzel bir biçimde başarmış. Onun dışında Silent Hill bildiğimiz sis bulutunda belli ki oldukça mutlu; biz ise burnumuzun ucunu bile görmeden kardeşimizi bulmak için bu deliliğin içinde oraya buraya koşuşturuyoruz.

Şimdiye kadarki bütün Silent Hill oyunlarını piyasadaki muadillerinden ayıran en büyük özelliği elbette ki kendine has korku unsuruydu. Bunu gerçekleştiriş tarzı ise size yalnız olduğunuz hissini kafanıza vura vura göstermesi ve birdenbire karşınıza çıkan canavarlarla korkutmaktan ziyade sesleri ve hatta sessizliğiyle aklınızı başından almasıydı. Çünkü başlı başına o sessizlikti zaten sizi birazdan bişey olacak diye tedirgin eden. Geriliyordunuz ister istemez. Odanın kapısını açıp içeri giriyordunuz, loş bir atmosfer, feneriniz çeşitli gölge oyunları yapıyordu duvarda, aynı duvarda bir de delik görüyordunuz, e haliyle kolunuzu sokmanız gerekiyordu o deliğe, ama sokmamanız gerektiğini biliyordunuz, ama işte sokmalıydınız, dahası sokuyordunuz, alıyordunuz ihtiyacınız olan şeyi, ve sonra kapıdan çıkıp gidiyordunuz. Takriben otuz saniyelik bu olaylar dizisi sizin kaskatı kesilmenize sebebiyet veriyordu; ama bakın, hiçbirşey olmadı. İşte Silent Hill'i diğerlerinden farklı kılan noktası buydu; ortada bir şey yokken sizi davul gibi geriyordu. Peki Homecoming'de bunun kaçta kaçı var? Az önce duvardaki bir delikten birşeyler alma örneğini kasten verdim; çünkü benzer olaylar hem Silent Hill 2'de, hem de Homecoming'de yer alıyor.