Silent Hill: Homecoming
                                
                                    
                                        
                                            
                                                
                                                    Merlinin Kazanı
                                                    22.10.2010 - 09:00
                                                
                                             
                                            
                                         
                                     
                                 
                                
                                    Tam Çözüm: Alex'in karanlık hikayesindeki tüm ayrıntılar ortaya çıkıyor
                                
                                
                                    "Yazı için Barış Terun'a teşekkür ederiz."
Silent Hill gerçek bir efsane. İlk oyununu oynamaya fırsat bulamadım. İkinci 
oyunu ise adeta tüylerimi ürpertti. Kalp sağlığım için Silent Hill oynamaya 
tövbe edecektim. Müthiş ve beklenmedik finaliyle hepimizi vurduğuna eminim. 
Üçüncü oyunda da bu atmosfer korundu. İkinci oyun kadar beklenmedik değildi 
elbette. The Room ise özellikle müzikleriyle gönlümde taht kurdu. Melankoli 
teması içeriyordu. Konusu da harikulade gelmişti. Hapsolma duygusu her yerinizi 
sarıyordu. Eksikleri var mıydı? Elbette. Atmosfer olarak ikinci oyunun eline su 
dökemezdi.
Homecoming'e baktığımızda ise gerçekten iyi bir oyun olduğunu söyleyebilirim. 
Fakat atmosferde ciddi bir gerileme olduğunu düşünüyorum. Başkahramanımız eski 
bir asker, bu da oyunu korku-gerilimden ziyade aksiyona doğru sürüklüyor. Tüm 
Silent Hill’lerde korktuğumuz hemşireleri bile görsek “Aman nasılsa hakkından 
gelirim” diye düşünüyorsunuz. Oyunu aksiyon olarak düşünürseniz gelişmiş, ancak 
korku-gerilim diyorsak o hava çok fazla yok. Silent Hill serisindeki diğer 
oyunları oynarken hoparlörleri en kısık seviyeye getirirdim. Ara demolarda 
kalbim hızlanırdı. Kötü bir oyun mu peki? Asla! Peki diğerleri gibi mi? Hayır 
değil. 
Tam çözüme geçmeden önce birkaç tavsiye vermek isterim. Oyunda bulabileceğiniz 
en iyi silahın bıçak olduğunu düşünüyorum. Son derece seri manevralar 
yapabiliyorsunuz. Çok daha fazla zarar veren balta ise hantal. Buna rağmen kapı 
parçalamakta birebir ve çok işinize yarayacak. Çelik boru ise belirli bir boss'a 
karşı çok etkili. Onun dışında kullanışlı sayılmaz. Baltadan biraz daha hızlı, 
bıçaktan çok az daha güçlü. Pompalı çok etkili. Yine de fazla mermi bulunduğunu 
söyleyemeyeceğim. Siz en iyisi Pompalı boss'lara saklayın. Diğerlerinin, bıçakla 
haklarından gelirsiniz.
Nightmare
Harika bir şarkının bulunduğu intro’yu geçtikten sonra oyunumuza başlıyoruz. 
Arka plandaki müziğe dikkat etmenizi öneririm. Çift kapının solunda bulunan notu 
kontrol edin. Dümdüz ilerleyin. Ardı ardına iki adet kapıyı geçeceksiniz. 
Kapıların arkasındaki kan izini ve sağınızdaki notu kontrol edin. Sürgülü geçide 
ilerleyin ve kardeşinizi göreceksiniz. Bu bölgede tek bir açık kapı var. Bu da 
sağınızdaki kapı. Kapıyı açın ve içerde röntgeni bulun. Röntgenin üzerindeki 
rakamlar, daha sonra ihtiyaç duyacağımız kodun yarısını oluşturuyor. Odadaki 
masanın üzerindeki notu inceleyin ve solda bulunan hastane haritasını alın. 
Yanınızdaki kapıdan çıkın. 
Bu koridorda açılabilen tek kapı var. O da 203 numaralı olan... Ağlayan bir 
çocuk sesi duyacaksınız. Kuvözün içindeki sağlık iksirini alın, arkanızdaki 
masadaki notu okuyun. Kırık pencere vasıtasıyla 204 numaralı odaya geçin. Geriye 
yönelin -Hemşire merkezine- ve röntgenin diğer parçasını inceleyin. Kodu 
buldunuz: 624872. Odanın diğer tarafından dışarıya çıkın. Joshua'ya tekrar 
göreceksiniz ve tekrar kaybolacak. Ardında bıraktığı çizimi alın ve onu izleyin.