1/3

Silent Hunter 4: Wolves of the Pacific

Tunay Şahin 3.06.2010 - 12:31
Denizlerin karanlık efendileri yeniden geri döndüler
Platformlar PC
Silent Hunter 4: Wolves of the Pacific
Merlin Puanı 82
Artılar Muhteşem grafikler, birebir modellenmiş denizaltılar, dinamik görevler, sorunsuz Multiplayer, türünde en kaliteli olması
Eksiler Birçok hata var, hız problemi, sonar adam gibi çalışmıyor, seslerde bir iki sorun, yüksek sistem ihtiyacı
Denizaltılara karşı her zaman bir ilgim olmuştur. Gerçekten harika aletlerdir. Savaş için, araştırma için, kurtarmak için birçok amaç uğrunda kullanılabilirler. Okyanusun derinliklerine inenlerden, nükleer enerjiyle çalışanlar birçok çeşidi vardır. Yeri gelir uzaktaki bir hedefe su altından roket dahi atarlar, yeri gelir bilimsel araştırmalar için yol açıcı olurlar. Tanklarla beraber sevdiğim en güzel aletlerdir denizaltılar. Ama içlerinde her zaman ilgi noktam olanlar, belli bir dönemde belli bir tarihte vardı. Atlantik okyanusunun karanlık engin sularında yol alır, oldukça korkulurdu. Evet, aklınızda ilk şık belirmiştir yani “U-Boot”. U-Boot’lara bu kadar yakın olmamın iki ana noktası vardır. Birincisi denizaltılara olan genel ilgim, ikincisi ise beni oldukça derinden etkileyen “Das Boot” filmi. Hatta Das Boot bana göre şuana kadar çevrilmiş en iyi denizaltı filmidir. 2. Dünya Savaşı’nda bir Alman U-Boot’nun başından geçenleri, neler çektiklerini anlatmıştır. Bulursanız kesinlikle izleyin. Beni oldukça derinden etkilemişti. Bunların üstüne tabii ki alanında oldukça iyi bir seri olan Silent Hunter gelirse, hiç kaçırmam direk oynarım.

Efsane seri

Uzun süredir gönlümde oldukça geniş yer bulan Silent Hunter serisi, benim en favorilerim arasındadır. Birincisiyle güzel bir giriş yapan seri, ikinci oyunuyla çıtayı yükseltmişti. Geliştirilen grafikleriyle göz doldurmuştu. Ama bana göre serinin en iyisi olan Silent Hunter 3’le beraber ciddi anlamda zirveye ulaşmıştı. U-Boot’lara olan düşkünlüğüm yüzüne Silent Hunter 3’le oldukça haşır neşir olmuştum. Oyun ilk çıktığında hataları vardı. Ama zamanla bunlar kapatılmıştı. En sevdiğim yanı ise SH (Silent Hunter) serisinin editör desteğiydi. Bu editörle farklı görevler yapmak mümkün oluyordu ki, özellikle www.subsim.com adresinden çekilebilen modlarla oyun şekilleniyordu. Özellikle konvoylara yapılan saldırıları hiç unutamam. Saatler boyunca Multiplayer’dan başka oyuncularla beraber konvoy saldırısı düzenlediğimizi, uzun süren bu çarpışmaları asla unutmam. Tabii ki aradan bir süre geçti ve Silent Hunter 3’ü yedim yuttum. Benim asıl derdim yeni oyundu. Ubisoft bu konuda benim gibi düşünenleri kırmadı ve oyunu duyurup, piyasaya da çıkardı.

Bu sefer Atlantik Okyanusu'nu, Kuzey Denizi'ni geçiyoruz. Alman cephesinden daha uzaklara Pasifik Okyanusu’na gidiyoruz. Japonlar ve Amerikalılar arasındaki çarpışmada başrol oynayacağız. Fakat oyunda takıldığım ilk nokta burada oldu. Japon tarafını seçemiyoruz. Bu yüzden Japon denizaltılarıyla oynamayı unutun. Sadece Amerikan tarafı ile oynayabiliyoruz. Amerikan tarafında dört farklı denizaltı tipi bulunuyor, bunlar; Tambor, Gato, Salmon ve P sınıfı olarak belirlenmiş. Şimdiden söyleyeyim, Amerikan denizaltıları U-Boot’lara göre daha ağır kalmış. Manevra kabiliyetinde U-Boot’lar daha keskin ve daha hızlı manevra yapıyorlardı. Ama Amerikan denizaltıları daha yavaş sanki, şahsen bana öyle geldi.

Kolay menüler ve hatalar

Diğer Silent Hunter 3’ü oynayanlara yabacı gelmeyecek bir menü var. Gene müze kısmı, kariyer, tek görevler, alıştırma yapma kısımları bulunuyor. Eğer seriye yeni başladıysanız kesinlikle alıştırma kısımlarını oynayın. Denizaltının temel komutları, kaç Knot’la (Bir deniz mili 1852 metre) gitmesi gerektiği, manevralar, periskop derinliği, torpido saldırısı, konvoy saldırısı vs… her türlü ayrıntıyı ilk alıştırma kısımlarında öğrenebilirsiniz.