1/4

Splinter Cell: Chaos Theory

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Sam Fisher'ın son macerası, gizlilik aksiyon türünde bir mihenk taşı.
Platformlar XBox
Splinter Cell: Chaos Theory
  • Yapımcı - Yayıncı Ubisoft - Ubisoft
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Aksiyon
Merlin Puanı 97
Artılar Mükemmel grafikler. Başarılı ses sistemi. Yapay zeka çok başarılı ve yaratıcı. Haritalar yeteri kadar büyük ve kapsamlı.
Eksiler Düşmanlar modellemeleri kendini tekrar ediyor.

Gizlilik ve aksiyon temalarını bir araya getiren oyunları düşündüğümüzde, 2003 yılına kadar aklımıza tek bir isim gelirdi; Metal Gear Solid. Gizli bir ajan olarak üslere sızmaya çalışan bu yegane kahramanımız ile sayısız macerada eşlik etmiş, pek çok entrika ile yüz yüze gelmiştik. Son zamanlarda sadece konsolda örneklerini gördüğümüz Metal Gear Solid serileri insanlara mükemmel atmosfer sunuyor olmasına karşın hep bir şeylerin eksikliğini hissettiriyordu. O da gerçekçilik olsa gerek. Metal Gear Solid oyunları gizlilik yönünde başarılı olsa da, gerçekçilik konusunda kimi zaman tıkandığı noktalar oluyordu. İşte böyle düşüncelere sahip olan oyuncuların derdine derman olan bir oyun Ubisoft’tan 2003 yılında geldi. Splinter Cell isimli bu gizlilik aksiyon oyunu gerek grafikleri, gerek gerçekçi mekan tasarımları, gerekse günümüz teknolojilerini kullanarak hazırlanmış orijinal senaryosu ile piyasaya çıktığı andan itibaren herkesin ilgisini çekti. Türün meraklılarına tam istedikleri gizlilik temasını sunan oyun, kısa sürede yılın hit oyunlar arasındaki yerini aldı.

Splinter Cell’in sessizlik ve karanlıkta saklanmanın önemini defalarca kafamıza işleyen oyun yapısı baştan sıkıcı gibi görünse de, askeri birimlerle donatılmış mekanlara fark edilmeden sızmanın gerçekçiliğini yansıtıyordu. Silah kullanmadaki becerimizden çok, karanlık köşeleri iyi kullanmamızın ve düşmanlarımıza arkadan yaklaşıp boyunlarına sarılarak sorgulamanın keyfine varmamızı sağlıyordu. Gerçeçilik konusunda her şeyin mükemmel olmasının yanı sıra inanılmaz kalitedeki grafikleri de pek çok insan için oyunun albenisini yükselten unsur olmuştu.

Sam Fisher’la yeniden

İkinci versiyonu büyük bir iştahla beklenen Splinter Cell, bu kez daha güzel grafikler, daha fazla entrika ile sarmalanmış senaryosunun yanı sıra ayrıca eklenen çoklu oyuncu modu ile dikkat çekti. Genel olarak çoğunluğun isteği; daha fazla bizi oyalayacak uzun oyun süresi olsa da, Ubisoft bize kısa bir oyun sunmuş güzel grafiklerle bezediği Pandora Tomorrow’u sanki çoklu oyuncu modunu da ekleyerek insanlara bir sus payı vermişti. Çünkü çoklu oyuncu modunu bir kenara atarsak Pandora Tomorrow’un ilkinden çok ötede bir yanı yoktu. Üstelik haritalar küçük olduğu gibi kısa sürede biten oyun, insanları tatmin etmemiş iştahlarının daha çok kabarmasına neden olmuştu.

Kısa süre içinde üçüncü versiyonunun duyurulması pek çok insan için sürpriz oldu denilebilir. Çünkü ikinci oyunun piyasaya sürülmesinden henüz çok kısa bir süre geçmişti ki üçüncü oyunun ekran görüntüleri Internet’te dolaşmaya başladı. Üstelik gördüğümüz görüntüler de ağzımızın suyunu akıtacak türdendi. Genelde tüm oyuncuların beklediği daha uzun oyun süresi ve daha iyi yapay zekâ olsa da, Ubisoft bundan çok daha fazlasını vadediyor, bildiğimiz Splinter Cell temasını epeyce ileriye taşıyacak olan yenilikleri getireceğini söylüyordu. Tarihlerin nisan ayını göstermesiyle birlikte Splinter Cell piyasadaki yerini aldı. İlk olarak Xbox versiyonunda karşılaştığımız oyun tek kelime ile muhteşem olmuş, beklentilerimizin çok ötesinde bir macera olduğunu hemen ilk dakikalarda müjdeliyordu.

Daha evvel olduğu gibi tüm oyun platformlarda duyurulan ve ilk olarak Xbox versiyonunu oynama imkanı bulduğum Chaos Theory’i genel anlamda tanımlamam gerekirse; sadece Splinter Cell oyunlarının en iyisi değil, Xbox tarihinin en iyi grafiklerine, en mükemmel seslerine, en başarılı yapay zekâ seviyesine sahip olduğunu ve bu güne kadar oynadığım en başarılı konsol oyunu olduğunu düşündüğümü söylemeliyim.