Çift kişilikli bir ajanı kontrol etmeye hazırlanın!
PlatformlarPlayStation 2
Yapımcı - YayıncıUbisoft - Ubisoft
Çoklu Oyuncu: Var
Oyun Türü: Aksiyon
Merlin Puanı83
ArtılarPS2 için müthiş grafikler, senaryo gidişatındaki yenilikler, görevler birçok farklı bölgede geçiyor
EksilerKonsol bazen fazlasıyla zorlanıyor, Memory Card'da büyük bir yer alanı istiyor
Bundan tam 4 yıl önce piyasaya sürülen Splinter Cell, her gün yeni bir
haberle oyunculara “Ben de varım!” demeden, sessiz ama derin bir şekilde
raflardaki yerini almıştı. Oyun oldukça kaliteliydi ve tabii oyuncular
tarafından hemen benimsendi, Sam Fisher da oyun tarihinin en karizmatik
karakterleri arasındaki yerini hemen aldı. Ubisoft’un, Splinter Cell’in altın
yumurtlayan tavuk potansiyeline sahip olduğunu anlaması çok uzun sürmedi, ve bir
yılın ardından Pandora Tomorrow çıktı. Çoğu insanın görüşü aynıydı, ilkinin
neredeyse birebir kopyasıydı.
Ama Splinter Cell’in popülerliği azalacağına, daha da arttı, ve gene bir yıl
sonra çıkacak Chaos Theory’nin adımları atılmış oldu. Ubisoft bu sefer
hatalarının farkına varmış gibiydi, özellikle grafikler ve yeni özellikler
harika gözüküyordu. Oyuncular da, hüsrana uğramadı ve serinin üçüncü bölümü
birçok yönden diğer aksiyon yapımlarına göre oldukça üstündü. Ama hala ortada
bir sorun vardı, üç oyun da senaryo ve grafikler dışında hala aynıydı, Splinter
Cell’in oynanışını değiştirecek, farklı bir adım atılaması gerekiyordu. Ve
böylece, Double Agent ortaya çıktı...
Çift kişilikli bir ajan
Serinin dördüncü halkası olan Double Agent, birçok yönden önemli yenilikler vaad
eden, ve en önemlisi Splinter Cell serisinin yeni nesile geçiş oyunu. Double
Agent ilk olarak X-Box 360 için piyasaya sürüldü, nedeni de, X-Box 360
versiyonunun diğer versiyonlardan grafik ve senaryonun anlatımı dahil nerede
tamamiyle farklı olması. Evet, Ubisoft yeni nesil konsolların çıkması şerefine,
X-Box 360 kullanıcılarına kıyak geçmiş ve çok daha farklı bir oyun hazırlamış.
Ama merak etmeyin, diğer versiyonların aşağı kalır bir yanı yok, hatta
senaryonun X-Box 360’dan çok daha iyi anlatıldığı birçok kesim tarafından
söylendi. Şimdi bu konuyu bırakıp, yapımın isminin neden Doube Agent olduğuna
bir bakalım isterseniz
Dünya, terörist birliklerinin karşı konulamıyan hareketleri sayesinde, artık
kimsenin kimseye güvenemediği bir yer haline gelmiştir. Amerika dahil birçok
ülke, teröristlere karşı gelememekte, yeni çareler aramaktadırlar. Çok sevip,
savgı duyduğumuz Sam Fisher’ın da çalıştığı NSA ortaya yeni bir fikir atar. Sam
Fisher’ı önce sıradan sivil bir vatandaş gibi gösterip, terörist birliklerinin
içine sokup, onları kendi içlerinden imha etmek istemektedirler. Böylece, Sam
Fisher’da bir terörist haline gelip, devlete karşı savaşmak zorunda kalacaktır.
Fikir akıllıca olmasına rağmen aslında son derece tehlikeli ve durumu daha da
kötüleştirebilecek güce sahiptir.
Tabii, Sam adı JBA olan bu birliğe girince, devlete karşı sürdürdüğü görevlerde
masum insanların ölümüne karşı göz yummak zorunda kalacak, hatta kendisi de
öldürmek zorunda kalacaktır. Bu da yetmezmiş gibi, diğer teröristlerle arasını
iyi tutmalı, devlet için çalıştığına dair ortalıkta hiç bir delil
bırakmamalıdır. Yani o şimdi iki farklı tarafiçin çalışmak zorunda olan, “çift
kişilikli” bir ajan haline gelmiştir.
Fight Fire with Fire!
Oyunu PS2’ya yerleştirdiğimizde, karşımıza çeşitli bölümlerden oluşan ve biraz
da uzun süren bir tanıtım filmi çıkıyor. Sonrasındaysa, önceki Spliter
Cell’lerden alışık olduğumuz üzere oyunun çok oyunculu mod’u ve tek kişilik
mod’unu seçmemiz için bi ekran çıkıyor. Bundan sonra “Single Player” bölümüne
geliyoruz, burda oyundaki araçların ve çeşitli hareketlerin nasıl yapıldığını
gösteren çeşitli videolar var. Burdan da, New Game’e tıklıyoruz ve macera
başlıyor. Ama bir dakika, ortada bir sorun var! Oyuna girebilmek için neredeyse
5 tane loading süresine katlanabilmeniz lazım. Ve bazı durumlarda bu son derece
can sıkıcı olabiliyor, şimdiden uyarayım.