1/2

Splinter Cell: Pandora Tomorrow

Erdinç Yılmaz 3.06.2010 - 12:31
Karanlıkların hakimi Sam Fisher, bütün karizması ile tekrar görev başında
Platformlar PC
Splinter Cell: Pandora Tomorrow
Merlin Puanı 91
Artılar Multi-Player zevki, yeni silahlar ve eşyalar.
Eksiler Yüklü görsel öğeler

Yıl 2006

Amerika, Doğu Timor’a dünyanın en genç demokrasisine ait bir güç yetiştirmek üzere askeri bir üs kurar. Güneydoğu Asya’da Amerika askerlerinin varlığına karşı olan direniş, geniş bir alana yayılmıştır ve şiddet kazanmıştır. Bunun yanında Endonezyalı milisler Timor demokrasisine karşı ortaya çıkmıştır. Amerikan karşıtı olan ve gerilla/milis lider Suhadi Sadono önderliğindeki grup, Endonezya hükümetine bağlı, resmi olmayan grupların da desteğini arkasına almıştır. Suhadi’nin adamları, Cakarta’daki U.S elçiliğini işgal edip saldırırlar ayrıca sivil ve askeri personeli de rehin alırlar. Sam Fisher, U.S askeriyesini korumalı ve yardımcı olmalıdır, taa ki Suhadi terörü ve gerilla grubu yok edilene kadar.

Işık sevmeyen adamın hikayesi

Pandora Tomorrow, oynanış olarak benim çok sevdiğim Thief ile bir çok benzerlik gösteriyor. Önceki oyunu deli gibi oynayıp bir kaç günde bitirmiştim. Aradan uzunca bir süre geçti ve ek görev paketi çıktı. Daha biz bu görevleri bitirmeye uğraşırken, Splinter Cell : Pandora Tomorrow çıkageldi. İlk oyundan pek bir fark yok açıkçası. Çıkışından bir kaç hafta önce çıkan ek görev paketi tadında. Eklenen yeni ve kullanışlı hareketler var. Aynı şekilde cihazlar da. Görevler yine kolaydan zor doğru ilerliyor. Başlarda koşa koşa ortalıkla gezinebilirken, ilerledikçe çok daha dikkatli olmanız gerekiyor. Hele hele bir çok görevde insanlara zarar verememeniz ve sadece 1 kez alarm şansınız olması işi iyice zora sokuyor. Herhangi bir şekilde istenmeyen birinin sizi görmesi halinde görev bitiyor. Bundan ötürü save yaparken çok dikkatli olmak gerekiyor. Eğer çok sık quicksave yapıyorsanız kesin bir kaç görevi baştan oynamak zorunda kalacaksınız. Bazen daha bölümün başında gereksiz şekilde bayıltıp karanlık bir köşeye attığınız kişiyi birileri görüp alarm verebiliyor. Tabi sizde çok sık save yaptığınızdan hooop bölüme baştan başlıyorsunuz. Yapay zekanın ilkine oranla ciddi şekilde geliştirildiği ortada. Eskiden çok rahat şekilde oynadığımı hatırlıyorum. Ayrıca bazen oyun çok yavaşlıyordu. Ağır şekilde hareket ederek ilerlemeniz gerekiyordu. Pandora Tomorrow'da ise bazı yerlerde çok seri hareket etmeniz gerekiyor. Buda oyuna çok ayrı ve hoş bir hava katmış. Yine karanlık yerlerde dolaşıp, devamlı ışıkları patlatarak ve gece görüş ile geziniyoruz.

Splinter Cell ve Multi-Player, ilginç bir karışım

Multi-Player kısmı, Shadownet ajanları ile onları durdurmaya çalışan ARGUS askerleri arasında geçiyor. Shadownet askerleri, biyolojik silah veya konteynırları etkisiz hale getirmeye çalışırken, ARGUS da onları engellemeye çalışıyor. ARGUS askerlerinin çok ilginç bir özelliği var, oyunu birinci şahıs görünümlü bir açıdan oynayabiliyor. Yani FPS oynar gibi. Oyuncu adedi ise 4 olarak belirlenmiş. Zaten daha çok olsaydı karman çorman olurdu ve şuan yakalanan atmosfer yapılamazdı. Üç değişik mod var. Neutralization modunda Shadownet ajanları, 7 virüs taşıyan konteynırı etkisiz hale getirmeye çalışıyor, tabii ki ARGUS’un amacı da onları durdurmak. Extraction modunda ise Shadownet ajanlarının amacı, virüslü konteynırları bularak gereken noktaya getirmek. Sabotage modunda da Shadownet, virüslü konteynırları hacklemeye çalışıyor. Hackleme olayı belirli bir süre isteyeceği için, ARGUS elemanlarının, hacklenmekte olan konteynırı bulup hack işlemini etkisiz hale getirmek gibi bir fırsatı da var. Tabii Shadownet de buna izin vermemeye çalışıyor. Anlayacağınız üzere oyunun Multi-Player yönüne oldukça önem verilmiş. Dolayısıyla çok zevkli ve LAN partilerinin vazgeçilmezlerinden biri olmaya aday.