1/17

Still Life (Tam Çözüm)

Hüseyin Karaca 3.06.2010 - 12:31
Siz hala Still Life'ı bitiremediniz mi?
Yapımcısı Microids olduğu için ve Post Mortem’den izler taşıdığı için uzun süredir beklenen oyunumuz “Still Life” karşımızda. Her ne kadar sitemizde oyunumuzun incelemesi yapılmış olsa da ben üzerinden bir kez daha geçilmesi gerektiğini düşünüyorum :) “Still Life” uzun zamandır en çok beklenen macera oyunları arasında en tepede idi. Nedeni ise yapımcıların(Microids) daha önce bize sunduğu bir klasik olan Syberia serisiydi. Tadı damağımızda kalan Syberia’dan sonra aynı tatta bir macera oyununun daha geleceğini sanıyorduk ama biraz yanıldık.

Artılarıyla ve eksileriyle oyunumuzu değerlendirirsek, “Still Life” her şeyden önce mükemmel bir konu ve hikâye akışına sahip. Bunlara birde dört dörtlük tasarlanmış oyun atmosferi ve kaliteli ve yerinde devreye giren müzikler eklendiğinde “Still Life” karşımıza kaliteli bir yapım olarak çıkıyor. Bütün bunların yanı sıra oyun benim şu ana dek gördüğüm en iyi macera oyunu ara videolarına sahip. Oyun boyunca hep bir video gelse de seyretsem diye ümit ediyorsunuz ve bu videolar oyuna inanılmaz bir sürükleyicilik ve akıcılık katıyor. Bunlar oyunumuzun en önemli artı yönleri idi.

Gelelim oyunumuzun eksilerine. Her şeyden önce Microids’te Benoit Sokal’ın eksikliği ciddi seviyede hissediliyor. Karakterlere özellikle başkarakterimiz Victoria’ya baktığımızda Syberia’da ki Kate Walker etkisini oyuncuda kesinlikle bırakmıyor. Tam tersi oldukça itici bir karakter Victoria. Fazlasıyla gotik bir görünüşe sahip Victoria’nın babası ile konuşma tarzı, odasının cici biciliği ve oyuncak ayısı sırıtıyor. Bununla beraber oyundaki aşağı yukarı bütün karakterler itici ve soğuk çizilmişler (Mia hariç ;) ). Sonuç olarak Victoria kesinlikle Kate Walker gibi hafızalara kazınacak bir karakter değil.

Oynanabilirliğe ve arayüze bakalım. Son zamanlarda macera oyunları yapımcıları oyun türüne yenilikler eklemek adına bize farklılıklar sunmaktalar. Bu farklılıklar genelde klasik point & click arayüzünü fazla etkileyememekte. O yüzden genellikle diyaloglar ve envanter kullanımında bu faklılıkları görebilmekteyiz. En yakın örnek “Return to Mysterious Island”. Bu oyunun envanter sistemi, şu ana kadar yapılmış en iyi envanter sistemlerinden biri. “Still Life” ta da bazı değişiklikler mevcut fakat “Return to Mysterious Island” ın başarısından maalesef çok uzak. Klasik macera oyunlarında bir nesneyi bir yerde kullanmak için önce nesneyi envanterden seçer sonra kullanacağınız yere tıklarsınız. “Still Life” ta ise, çoğu yerde önce nesnenin kullanılacağı yeri tıklayıp daha sonra kullanılacak olan nesneyi seçiyorsunuz. Bazı yerlerde de önce nesneyi, sonra kullanılacağı yeri seçiyorsunuz. Bu durumda sanki yapımcılar kararsız kalmış gibi gözüküyor. Bir nesneyi incelemek için göz ikonuna tıklıyorsunuz, daha sonra o nesnenin ne olduğunu öğrenmek için tekrar göz ikonuna tıklıyorsunuz. Envanterdeki nesneyi evirip çevirme, zoom yapma gibi yenilikler var fakat bir iki nesne haricinde kullanmanın anlamı yok.

Gelelim diyaloglara. Oyuncunun farklı diyaloglar arasından seçim yapma şansı yok. Bununla beraber aynı kişiyle ikinci kez konuştuğunuzda aynı diyalogları tekrar edemiyorsunuz ancak bazı diyaloglardaki püf noktalarını Journal’dan takip edebilmek mümkün. Diyaloglar sırasında farenin sol ve sağ tuşunu kullanıyoruz. Bu farklılığa pek anlam veremedim ama genellikle sol tuş ile oyunda önemli olan konuları, sağ tuş ile de “off topic” diye isimlendirebileceğimiz konuları konuşuyorsunuz. Böyle bir izlenime sahip olmama rağmen nadir olarak sağ tuşla yapılan konuşmalarda da önemli bilgilere ulaşmak mümkün. Yapımcıların burada da kötü tasarımı söz konusu. Sonuç olarak oyunun arayüzü kötü bir oynanabilirliğe sahip değil, oyuncuyu engellemiyor ama yapılan değişiklikler klasik point & click arayüzünü daha kötü bir hale büründürmüş.