1/2

The Bard's Tale

Volkan Turan 3.06.2010 - 12:31
Bard'la sıra dışı bir RPG macerası…
Platformlar PlayStation 2
The Bard's Tale
  • Yapımcı - Yayıncı inXile entertainment - inXile entertainment
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Role Playing Game
Merlin Puanı 78
Artılar Farklı bir eğlence anlayışı. Ses ve müzikler, çok komik diyaloglar. Farklı sistemler.
Eksiler 3 tuşa basarak anca büyü çıkması, berbat savaş sistemi, klişelerle alay ederken klişelere kapılmış bir oyun.

Aylardan bir gün, periyodik olarak takip ettiğim oyun sitesinde bir haber çıktı: "Fallout ve Interplay'in efsane adamı Brian Fargo'dan beklenen oyun, The Bard's Tale! Yakında..." ve ben cümlenin sonunu getiremeden bayılmışım. Bir RPG sever için harika bir haberdi bu. Interplay'den mutlu ayrılmayan Brain Usta, kendine inXile adında yeni bir firma kurmuş ve efsane niteliği taşıyacak bir oyun arayışına girmişti. 80'lerin ortasını kasıp kavuran the Bard's Tale'i gözüne kestiren Fargo, en sonunda yeni firmasıyla ilk meyvesini verdi ve işte karşımızda: THE BARD'S TALE!

Öncelikle Bard nedir, kimdir, bunlarla başlayalım. Bard, oyunun ana kahramanıdır. Aslında ona kahraman demek tam anlamıyla yanlış; çünkü Bard ilk önce -BEN- diyen biridir. Kendisi bir adaya düşse yanına ilk olarak kadın, içki ve çalgı aleti olan harpı isteyecek kadar kahramandır(!). Diyar diyar, han han gezmek onun işidir. Hanlarda tanıştığı kadınlarla flört etmek, güzel bir yemek yemek ve temiz yataklarda sarhoş uyumak tam olarak Bard'ı tarif eder. Fark ettiğiniz gibi bu sefer ki canlandırdığımız karakter biraz(!) değişik. İşte Fargo'nun da yapmak istediği tam olarak bu. Yıllardır aynı klişelerden bir an olsun uzaklaşmak, onları alaya almak. Ve işe yarattığı karakterle başlamış Fargo. Bard dünyayı kurtarmakla yükümlü biri değil ya da bir şehri yakıp yutan ejderhayı yenmek hiç mi hiç onun işi değil. Çünkü o "Seçilmiş Kişi" asla değil. Peki Bard'ın görevi ne? Bir prenses var ve kendisi kötü bir büyücü tarafından bir kuleye hapsedilmiş. Görüldüğü gibi çok klişe, ama Bard, bir prenses bile olsa, iyilik yapacak biri değil. Peki niye ve ne karşılığında bu uzun maceraya çıkmıştır kendisi? Bu sorunun cevabını oyunda siz görün ve kahkahalara boğulun.

Bir Bard, bir Bard'a, gel beraber, bir barda, bir bardak...

Bard's Tale her yönüyle farklı bir RPG. Oyunun ilk amacı sizi eğlendirmek. Olmadığınız bir dünyaya ciddi bir şekilde değil de sırıtarak gitmek, çok güzel bir düşünce. Zaten örnekleri de yok. Bard'ın her cümlesinde biraz alay, biraz espri bulunmakta. Örneğin, size bir yaşlı adam eğer üçgen tuşuna basarsanız zıplayacağınızı söylüyor. Normalde bu bir tutorial gibi bir şey ve üçgen tuşuna basar geçersiniz. Ama bizim aklımıza son gelen şeyi Bard ilk söylüyor " Sen neden bahsediyorsun? Üçgen tuşu da ne?" şeklinde adama manyak muamelesi yapıyor. Bu bir hikaye olduğundan, birde hikayeyi anlatan amcamız var arka planda. Bard ile kendisi arasında da çok sıcak diyaloglar geçmekte. Mesela Bard ufacık fareyi bir vuruşta öldürdükten sonra "Görev, tamam!" deyip anlatıcıda "Herkes Bard'ı selamlıyor..." şeklinde olayı destansı hale getirip Bard'a gaz verebiliyor. Bazen de Bard durup dururken anlatıcıya "bana akıl verme" şeklinde hitaplarda bulunabiliyor. Hele oyunun menülerinde gezerken anlatıcının arada sırada şarkı söylemesi, uykuya dalıp saçmalaması yok mu, ilk duyduğumda yerlerde yuvarlandım.

Günümüzde RPG oyunlarından en çok beklenen özellik kaliteli ve sorunsuz grafiklerdir. Bard's Tale'de eski bir grafik motoru olan Snowblind'ı kullanıyor. Daha önce Baldur Gate: Dark Alliance ya da Champions of Norrath oynayanlara grafikler tanıdık gelecek. Çevre model ve dizaynları, bir RGP’de olması gerektiği gibi. Oyun İskoçya'nın Orkney Adası'ndaki efsanelerden esinlenerek yapıldığından, mekanlar İskoçya'yı anımsatabiliyor. Tarımcılıkla uğraşan insanlar, yemlerini yiyen tavuklar, öküzler, hanlar, Vikingler, Fransızlar, zindanlar, soylu hanımlar, devler, ölüler, domuzlar ve bunun gibi bir çok RPG'de bulunan klişeler, aynen Bard' ın hikayesinde de var ve çok iyi gözüküyorlar. Oyunda fazla sinematik yok ve animasyonlar da estetikten uzak biraz. Karakter modelleri ise detaylı. Bard tam bir çapkın olduğundan özellikle bayan karakter çizimlerine çok uğraşmışlar (BÜYÜK uğraşmışlar da diyebiliriz).

Hemen hemen tüm RPG'ler aynı diyalog sistemini kullanır. Herhangi biriyle konuşmaya başladığınızda alt alta bir çok diyalog satırları çıkar. Sizde onları okur(eğer İngilizce biliyorsanız) ve size göre en uygun olanı seçer, doğru sözü bulmaya çalışırsınız. Bunu oyun boyunca yaptığımızı düşünürsek, yorulmamak elde değil. İşte Bard's Tale bu kuralları değiştiriyor. Söz sırası size geldiğinde ekranın üstünde bir olumlu bir de olumsuz sözleri temsilen iki maske çıkıyor ve birini seçiyorsunuz. Bard, olumlu seçenekte daha kibar, daha esprili, yumuşak tonda konuşan, muhabbeti alttan alan bir kişilik sergilerken diğer seçenek tam tersi. Herkes genelde iyi olmayı tercih eder çünkü halk iyileri sever ve bir çok envanter almanın kolay yolu iyi olmaktır. Bu kural Bad's Tale' de de var ama yeri gelince sert konuşmalı, taviz vermemeli ve ciddi olmalısınız. Yani ikinci seçeneği de bazen kullanmalısınız. Bunu yaparken de dikkatli olmalısınız çünkü oyunun başlarında birine laf sokmuşsanız, o kişi sizi oyunun sonlarında bulup üstünüze düşman yollayabiliyor. Bir nevi yapacağınız seçim oyundaki gidişâtı değiştirebiliyor. Bu çok iyi bir sistem olmasına rağmen randımanını tam alamıyorsunuz. Birine karşı doğru olan seçeneği sunmamışsanız, oyun size ikinci bir fırsatı sunabiliyor. Zaten iki şık olduğuna göre anlamsız bir diyaloga girmişsiniz demektir. Bu konuda daha hassas olsalardı, daha heyecanlı, daha derin bir rol yapma oyunu bizlere sunulmuş olacaktı. Artık gelecek sefere diyelim.