1/8

The Lord of the Rings: Battle for Middle-Earth

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Hepsine hükmedecek tek bir RTS…
Metin Üner /
muner@merlininkazani.com


   Başlık No:

    İçerik
1    Yüzüklerin Efendisinin Tarihçesi
2    Yüzüklerin Efendisi oyunlarına kısa bir bakış
3    Kahramanların bazılarını kısaca tanıyalım!
4    Battle for Middle Earth Öninceleme

Yüzüklerin Efendisinin tarihçesi:

İkinci Dünya Savaşı tüm haşmeti ile devam ederken, tüm olup biteni farklı gözle gören bir İngiliz Profesörü vardı. Savaşta en yakın arkadaşlarını kaybederek yaralı bir biçimde evine gönderildiğinde, ilerde çocuklarına savaşın nasıl bir şey olduğunu anlatmanın bambaşka bir yolunu bulmuştu. Hayatı ve savaşları kendi gözünde gördükleriyle aktarmanın en güzeli masal olabilirdi diye düşündü J.R.R. Tolkien.

The Lord of the Rings: Battle for Middle-Earth
Profesörlüğünün ilk yıllarında “The Hobbit” isimli romanı, eleştirmenlerce alaylı bir dille karşılanmıştı. Özellikle İngiltere gibi edebi eserler konusunda taviz vermeyen bir ülkenin son derece saygın dil bilimleri profesörünün, masal türü eserinin çıkması elbette şaşırılacak bir olaydı. Önce eleştirildi, sonra ise üzerinde pek fazla durulmadan kenara itildi. Tolkien gibi idealist bir yazarın eleştirilere kulak asacağı ve hayalindeki büyük projesini bir kenara iteceği yoktu. Tasarlanması uzun yıllar süren Orta Dünya konseptini oluşturduktan sonra 3 ciltlik “The Lord of the Ring” (Yüzüklerin Efendisi) serisini yayınlaması hiçte uzun sürmedi. İlk iki cildin aynı dönemde çıkması hem roman eleştirmenlerini hem de Tolkien gibi profesör olan dil bilimcileri resmen çileden çıkardı. Saygınlığını bir kenara itip, sözüm ona “masal” türünde eserler vermeyi tercih etmesine şiddetle karşı çıkanların sayısı hiçte az değildi. Yüzüklerin Efendisi, tüm İngiltere’yi kısa sürede ikiye böldü. Romanı, hayat felsefesi görecek kadar benimseyip sevenler olduğu gibi, yerin dibine sokanlarda olmuştu. Hayalindeki dünyayı tamamlamak için geri dönülmez bir yola çıkan Tolkien, Orta Dünya ile ilgili çalışmalarını sonuna dek sürdürmeye kararlıydı.

Ne zaman ki Yüzüklerin Efendisi Amerika’ya tanıtıldı ve satılmaya başlandı, işte o zaman efsane ile ilgili tüm olumsuz tablo tersine döndü. Özellikle Amerikalı gençler tarafından oldukça fazla beğenilen, romandan öte tam bir ütopya olarak kabul edilen kitap ve yazarı Tolkien baş tacı edildi. Savaştan yeni çıkmış, değişime hazır gençler tarafından bir çırpıda okunup biten roman, Tolkien’i mektup yağmuru altında bıraktı. Herkes daha fazlasını istiyordu. Orta Dünya’nın tarihçesini daha derinlemesine irdelemek, büyücülerin akıbetini daha detaylı olarak öğrenmek istiyorlardı. Yüzüklerin Efendisi’nin devamı belki gelmedi ama Fantezi tarzı romanların çıkmasına ve çoğalmasına vesile oldu.