1/2

The Order: 1886

Emin Çıtak 13.12.2014 - 17:32
Karanlık, kirli ve rahatsız edecek kadar gerçekçi bir Londra
Sizi bilmiyorum ama alternatif geçmiş zaman hikayeleri inanılmaz ilgimi çekiyor. Gelecek için atıp tutarken, ayrı bir zaman diliminde yaşanan hayatlar çok daha yaratıcı işler çıkartabiliyorlar.  Olayların nerede geçtiği öneli değil, nasıl geçtiği de... Tek önemli olan, bir noktada ilginç bir evrim geçiren bu evrenler, asıl dünyadan kopup, başka bir boyutun devamını sağlıyorlar.

Edebiyatı çok uzun bir zamandır etkileyen bu alternatif geçmişler, oyunlarda da yine uzunca bir zamandır kendilerini göstermekten geri kalmıyorlar. Çok fazla geriye gitmeye gerek yok, bir kaç yıl önce piyasaya sunulan Dishonored, çarpık Londra tasviri (Dunwall), balina yağı odaklı ilginç keşifleriyle beni benden almıştı.

The Order: 1886
Manga ve animelerde de sıkça gördüğüm bu -bir noktada teknolojik çağ atlayıp asıl evrenden ayrılan evrenlerin- olaya özel bir ilgim var diyebiliriz. Last Exile gibi animelere zamanında esir olduğum da doğrudur.

Last Exile nereden bakarsak bakalım steampunk bir dünyanın kapılarını bizlere açıyordu. Peki, The Order: 1886 steampunk bir eser mi? İşte bunun cevabı şimdilik büyük bir soru işareti. Çünkü Ready At Down etkilenilen şeyin steampunk olmadığı konusunda ısrar ediyor.

The Order: 1886, sadece isminden yola çıktığımızda bile buram buram bir Victoria Devri kokuyor. Steampunk eserleri genellediğimizde, aslında aynı döneme oturtabiliyoruz ama The Order: 1886 kendi çizgisini oluşturmak isteyen bir yapım olma derdinde.

Bunu elimize geçen ön inceleme sürümünü açtığımız anda anladık. Gamescom sırasında Ru Weeasuriya'ın da dediği gibi, The Order: 1886 karanlık, kirli ve daha gerçekçi.


Yeni nesilin en sinematik oyunuyla tanışın

The Order'ın belki de en güçlü yönü inanılmaz sinematik bir deneyim sunması. Sanayi Devrimi'nin başlangıcından yaklaşık 40 yıl sonra geçen oyun, gerçek tarihten tam olarak bu noktalarda ayrılıyor. İnsanlık gelişim yerine kendini antik bir düşmanla baş başa bulmuştur. Bizse antik bir emrin şövalyesi olarak (yuvarlak masaya merhaba deyin) insanlığın bu büyük savaşında kurtuluş yolu için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

The Order: 1886'nın ön inceleme sürümü maalesef sadece 5. bölümü kapsıyor. Maalesef diyorum çünkü oyun öyle güzel ilerliyor ki devamını hemen o anda görmek istiyorsunuz. 5. bölüm, şövalyelerimizin Lord Hastings'i korumak ve zeplin içindeki direniş askerlerini etkisiz hale getirmeleri üzerine kurulu bir bölüm.

The Order: 1886
Sahne, zepline gökyüzünden, tozlu ve kirli Lonrda semalarından sızmamızla başlıyor. Ben oyunu evde oynarken yanımda iki arkadaşım daha vardı. Harika bir müzik eşliğinde adamlarımız zeplinin tepesine indiğinde detaylar bizi inanılmaz etkiledi. The Order: 1886'yı seversiniz, sevmezsiniz ayrı konu ama oyunun tuhaf bir gerçekçiliği var. Sinematik etki çok kuvvetli. Zaten ara sahneler bile oyun içi görüntülerle sunuluyor ve çoğu kez ne ara oyuna geçtiğinizi bile anlayamıyorsunuz.

İlk sahnede ben elimdeki Dualshock'u bırakıp izlemeye başlayınca, bizim arkadaşlar "X'e bassana yahu!" diyerek beni oyuna geri döndürdüler. 5. bölümün ön inceleme sürümü için neden seçildiğini anlamaksa yaklaşık bir 5-10 dakika yetiyor. Zeplin ve orada düzenlenen balonun, oyun içi birçok öğenin kullanıldığı özel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Bir sızma görevinde olduğumuz için de ilk yarıyı gizlenerek geçiriyoruz.