1/4

The Witcher

Hasan Uğur Nayır 3.06.2010 - 12:31
Cadıların diyarındaki kayıp kişilik
Dragon Age, beklenen potansiyeli yüksek bir RPG. Yapan firma da sağlam olunca insanda ister istemez ilgi uyandırıyor. Bu oyundan bahsetmemin sebebi, aslında Dragon Age ile birlikte beklediğim başka bir RPG. The Witcher öyle çok sağlam bir firmadan çıkmıyor, belki de herkesin ilgisini çekmiyor. Ancak gelecek senenin sürpriz yapabilecek yapımlarından biri. Bunun da sebebi Polonyalı CD Projekt firmasının oyun için bir hayli emek göstermesi. Daha fazla sözü uzatmadan sizi aşağıya davet ediyorum.

Cadılar Gerçektir

Her şeyden önce The Witcher, Andrzej Sapkowski'nin romanlarını temel alıyor. Andrzej Sapkowski, Polonya'da kitapları çok satan fantazi edebiyatı yazarı. Kendisine ait 5 ciltlik Büyücü Gerald adında romanı vardır. Gerald Polonya'da en çok satan seri olmuş ve kendisini ülkede çok meşhur etmiş. Sapkowski'nin kendi yarattığı ilginç bir fantazi dünyası var ve The Witcher bunu kullanıyor. Genel görünüm olarak baktığımızda oyun iyi bir giriş yapmış. Oyunun dünyası daha çok yetişkinlere yönelik ve peri masalı olmaktan uzak, tipik fantazi türünden farklı. Ancak diğer fantezi türlerindeki ortak özellikleri de paylaşmıyor değil. Bunlar ile beraber birçok iğrenç unsur da oyuna dahil. Siyah ve beyaz gibi keskin ayrımlar göremiyoruz. İyilik ve kötülük arasında net bir çizgi yok. The Witcher'in Dünyası gerçekliğimize yakın, renkli bir yer olmasının yanında, ayrıca şiddet ile dolu, sadece güçlülerin ayakta kaldığı, zayıfların ezildiği bir yer. Kuralları acımasız olan bu diyarda, en önemli özellik cadıların ve yaratıkların varoluşu. Usta savaşçılardan oluşan kardeşliğin birliği adlarında topluluklar var. Amaçları canavarları yok etmek ve emirler doğrultusunda insanları korumak. Fakat kardeşlik topluluklarından çok az sayıda kalmıştır ve bir çoğu yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bir gün Kaer Morhen topraklarına bir adam gelir. Geçmişi hakkında hiç bir şey bilmemektedir. Ne olduğu ve neden buraya geldiği hakkında bir fikri yoktur. Ayrıca insan değildir, Witcher adında bir sınıfa bürünmüş, değişim geçirmiştir. Doğa üstü yetenekleri vardır ve dış görünüşü değişmiştir. Yinede içindeki iyilik yok olmamış, usta bir savaşçıdır. Para kazanmak için kardeşlik topluluğuna girer. Canavarlara karşı savaşıp ödülünü almaktadır, şöhret peşinde değildir. Aslında kehanetlerde geçen bir hikayenin baş oyuncusudur. İstemeden de olsa oyunun dünyasını değiştirebilecek, önemli bir rol üstlenecektir. Gerçekte kim olduğunu ve geçmişi hakkındaki sırlar da ortaya çıkacaktır.

Hikaye oyundaki anlatımlar ve olaylar içinde bir hayli derinleşecek. Yaptığımız her hareket veya diyalog oyunu değiştirebilecek. Zaten ister ana, ister yan görev olsun, hepsini yapmak için farklı bir kaç yol var. Bu tamamen sizin seçiminize bırakılmış. Mesela kraliyet ailesine ait değerli bir elması çalmanız gerekiyor. Ailenin genç prensesini güçleriniz ile etkileyip, taşı size vermesini sağlyabilirsiniz. Bu yol olmadı, sanki başka bir imparatorluğun elçisi gibi davranıp, kendiniz için bir davet yaratabilirsiniz. Misafir gibi girip elması onlardan çalabilirsiniz. Yine mi olmadı? Üzülmeyin, siz nasıl olsa normal bir insandan daha üstünsünüz. Gecenin karanlığından yaralanıp gizlice kaleye girin ve sessiz bir şekilde elması çalın. Yok artık daha neler diyebilirsiniz, son şık olarak, bodozlama tanrı yarattı demeden direk dalın. Kesin, biçin, parçalayın artık elmas sizindir.