Herkesin gönlünde ayrı tuttuğu bir oyun mutlaka vardır. Bu bende macera oyunlarına dahil bir durum. Hikâyesiyle, mekânlarıyla ve karakterleri ile bizleri kendi dünyalarına çekip götürürler. Kimi zaman bazılarının bulmacaları ile sıkıntılı anlar yaşasak da karşımıza çıkan engelleri aştıktan sonra kendimizle az gurur duymadık:) Bu oyunlarının bazılarını ayrı kılan da karakterleridir.
Macera oyunları karakterleri öyle diğer oyunlardaki gibi kaslı, önüne gelene meydan okuyan, her silahı kullanabilen “aslan parçası” tipler değillerdir. Bu kahramanlarımız daha ziyade gölgede kalan, dövüşmeyi pek bilmeyen ama en önemlisi zekâlarını kullanan insanlardır. Zaten onları bizim gözümüzde daha karizmatik yapan bu unsurlardır çünkü bir milyon kişiyi karşısına alan süper kahramanlardan daha gerçekçilerdir. Makalemizin bu birinci bölümde de erkek macera oyunu kahramanlarından birkaçını yakından tanıtmak istedik. Biraz da kanaat kullanarak derlediğimiz bu listede on adet kahramanı sizler için sıraladık.
10) Brian Basco – Runaway Serisi ÖSS’yi LYS’yi (artık adı her neyse) kazandığınızı farz edin. Altınıza çektiğiniz araba ile yeni üniversitenize yola çıkmadan önce şu kütüphaneye gideyim de ayırttığım kitabı alayım diyorsunuz. Aksilik ya, yolda karşınıza aniden çıkan güzeller güzeli bir kıza çarpıyorsunuz ve o andan itibaren tüm hayatınız altüst oluyor.
Brian’ın hikâyesi de böyle başlıyor işte. Bir on saniye erken veya geç yola çıksa okuluna varacak, okuyup adam olacaktı:) Fakat kaderin onun için başka planları varmış işte. Brian’ı da diğer karakterlerden farklı kılan bu yaşam öyküsü çünkü hayatı değişmeden önce sizler, bizler gibi sıradan bir insandı Brian ve bu olaylar benim başıma gelse diye insanı merak ettirmiyor değil. Kaçımız Runaway serisini oynarken “Brian amma da şanslısın” gibi cümleler sarf etmedik ki:) İşte bu yüzden Brian’ı listemizin on numarasına koymayı uygun gördük.
9) Rufus – Deponia Serisi Haddini bilmez, sakar, egoist ve tam bir kargaşa mıknatısı… Peki, Rufus’u neden sevmeliyiz?
Çünkü ondaki azim az rastlanacak cinstendir. Deponia adındaki çöplük gezegende diğer insanlar kaderlerine mahkûm, çöpün içinde yaşamayı seçmişken Rufus daha iyi bir hayatı hedeflemekte ve gezegenden kurtulmanın planlarını yapmaktadır. Esprili ve bir o kadar da yaratıcı kişiliği ile bir yandan “yuh” dedirtirken bir yandan da “helal sana” dedirtmesini başarıyor Rufus. Bunun için de Rufus’un dokuz numarayı hak ettiğini düşündük.
8) George Stobbart – Broken Sword Serisi Aslında George’un hikâyesi de Brian’ın hikâyesine çok benziyor. Paris’te patlayan bir bomba ve değişen bir hayat… Sarışın Amerikalı George’u listemizin sekiz numarasına oturtan ise maceraperest ruhu.
Kalem kılıçtan keskindir mantığını elinden bırakmaması ve korkusuzluğu ile birçoğumuzun gönlünde taht kurmayı başarmıştır George. Elbette esprili kişiliğini de es geçmemek lazım. Her türlü zor durumdan üstün zekası ile kurtulmayı başaran George, sekiz numarada. 7) Gustav McPherson – Post Mortem Usulca arkalardan ilerleyen, fazla dikkat çekmeyen ve bolca soru soran bir adam, bir dedektif… Önce Post Mortem ile ardından konuk oyuncu olarak da Still Life’da karşımıza çıkan sevgili Gus, kendine has karizması ile ön plana çıkıyor.
Gustav ne çok karizmatik, ünlü bir dedektiftir ne de sakar portresine girmektedir. Gustav kendi halinde, ekmeğinin peşinde koşan, işini de iyi yapan zeki bir adamdır ve çalışkanlığı, hal ve tavırları, beyefendiliği ile akranlarından bir adım öndedir. Gustav’ı da yedi numaradan listeye aldık
