1/2

Winning Eleven 6: Final Evolution

Burak Kudun 3.06.2010 - 12:31
Winning Eleven geliştirilen özellikleriyle bir kez daha PS2'de.

Muhteşem, Kusursuz ve Olağanüstü

Tv de bir futbol maçı izleriz sonra içimizde çok fazla futbol oynama isteği oluşur, tabi o an imkanlar müsayit olmadığı için içimizdeki bu futbol ateşini sanal ortamda söndürmeye çalışırız ama bu pek mümkün olmaz, aksine hayal kırıklığı yaratır çünkü oynadığımız oyun gerçekçilikten uzaktır ve her anıyla bunu hissettirir. İşte WE 6: Final Evolution bize bunları hissettirmeyecek mükemmel bir oyun.

Futbol oyunu üstadı Konami serinin her oyununda mükemmelliğe biraz daha yaklaşıyor ve bize “bu kadar olur “ lafını defalarca tekrarlatıyor. Hani bir laf vardır ya “adam gibi adam“ işte bu da futbol oyunu gibi futbol oyunu. Peki oyunu bu kadar övmeme sebep olan şeyler neler? biraz oyundan bahsedelim...

İlk olarak Konami bizi muhteşem bir video’yla karşılıyor. Bu video benim şimdiye kadar gördüklerimin kesinlikle en iyisi, adeta büyüleniyorsunuz. Video’yu geçtikten sonra nedense Konami’nin ısrarla sürdürdüğü menü düzeniyle karşılaşıyoruz. Burada Match Mode, League Mode, Cup Mode, Olympic Mode, Master League, Training Mode ve Game Options gibi bölümler bulunuyor. Match Mode seçeneğinde oyuna ısınmak için ya da video’dan dolayı kendinizi daha fazla tutamadıysanız hemen bir maç yapabilirsiniz. League Mode seçeneğinde ülkelerin milli takımlarıyla, lig formatında maçlar yapıyorsunuz. Diğer bir seçenek olan Olympic Mode, League modundan biraz farklı bu sefer aynı ülkelerin genç yani ümit milli takımlarıyla maçlar yapabiliyorsunuz ve burada dünya kupasındaki grup sistemi uygulanıyor. (Size bir ipucu; Japon takımıyla şampiyon olursanız yaşlı Japon takımı açılıyor) Cup modunda ise değişik katagorilerde kupalar bulunuyor. Bunlar milli takımlarla katılabileceğiniz türden kupalar (Asya, Afrika kupası gibi...). Eğer lig takımlarıyla oynamak istiyorsanız Master Lig moduna girmeniz gerekiyor. Master league modunda çeşitli ülke liglerinden seçme takımlarla oynuyorsunuz, bu takımlar arasında tabi ki Galatasaray’da bulunuyor, ancak bana sorarsanız Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin bulunması gerekiyordu. Master lige (önceki serileri oynayanlar bilir) takımın as kadrosuyla başlamıyorsunuz, size sıradan bir kadro veriliyor. Aldığınız skorlar hatta attığınız goller dahi size puan kazandırıyor ve istediğiniz transferleri kendiniz yapıyorsunuz. Bu şekilde ister takımınızın asıl kadrosunu kurun, isterseniz düşlediğiniz o rüya takımı.

Oynayacağınız moda karar verip maçı başlattığınızda gerçekten büyüleyici bir atmosferle karşı karşıya kalıyorsunuz. Eğer sabırlı olur gamepad in tuşlarına basmazsanız, kameranın stadı gezmesi, futbolcuların sahaya çıkışı, kadroların açıklanması ve hatta takımın fotolara poz vermesi gibi animasyonları izleyebilirsiniz. Taraftarların oyuna katılımı çok iyi, pozisyonlara bilinçli olarak tepkide bulunuyorlar. Eğer maçı kendi sahanızda oynuyorsanız taraftarlarınız size müthiş bir destek veriyor. Tezahüratlar yapıyor, aleyhinize olan durumları yuhluyorlar. Gol yediğinizde, gol taraftarlar üzerinde adeta soğuk bir duş etkisi yaratıyor. Fakat bu durum pek fazla uzun sürmüyor ve tezahürat yapmaya tekrar başlıyorlar. Eğer birden fazla gol yemişseniz taraftarlar maçtan umudunu kesiyor ve size boş bir stad da maç yaptığınızı hissettiriyor. Golü siz atarsanız tabiki tahmin edebileceğiniz gibi tüm bunların tam tersi oluyor ve stad adeta yıkılıyor.