1/2

Winning Eleven 8: International

Volkan Turan 3.06.2010 - 12:31
Konami'nin bağımlılık yapan futbol oyunu Winning Eleven 8'in International sürümü ile bir gol daha!..
Platformlar PlayStation 2
Winning Eleven 8: International
  • Yapımcı - Yayıncı Konami - Konami
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Spor
Merlin Puanı 94
Artılar Harika oyuncu ve stat tasarımları, gerçekçi oynanış ve sorunsuza yakın kontroller, lisanslı ligler içermesi, derin bir içerik ve gerçekçiliğin getirdiği bitmez tükenmez eğlencesi.
Eksiler Böyle bir oyuna yakışmayan müzikler, çözülemeyen frame rate sorunu. Aşırı(!) bağımlılık yapması da buraya yazılabilir!
Konami’nin bağımlılık yapan futbol oyununu bilmeyen kalmamıştır herhalde! 2004’ün sonlarına doğru PES4’ü oynamıştık. “Şimdi nereden çıktı bu WE8I?” diyenler için belirteyim; bu futbol oyunu piyasaya her zaman, ilk önce Winning Eleven adıyla, Japonca olarak çıkar. Sonra PES olarak yorumlanır. Ardından da Japonca olan WE’nin diğer dünya dillerine çevrilmesiyle işlem sona erer. Anladığınız gibi WE8I, PES4’den önce çıkan WE8’in Japonca olmayanıdır. Oyunumuz tam olarak 5 dilde oynanabiliyor: İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca ve Almanca olarak. Elbetteki Türkçe yok.

Kıskanılacak kadar özel!

Bu sefer Konami yavaş yavaş şu isim hakları sorununu çözmüş. Önceki WE’lar sadece FIFPro lisanslıyken, günümüzde durum değişmiş. Hollanda, İspanya ve İtalya Ligleri tüm hakları oyunda bulunmakta. Konami TYO, daha önce oyunu lisanssız sunmuş, biraz da olsa tepki görmüştü(buna rağmen yine en iyisiydi). Bunun üzerine yeni oyuna lisanslı ligler koymak kaçınılmaz oldu. Bu liglerin yanında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Türkiye, Portekiz, İskoçya… gibi liglerin belli başlı takımları da oyunda yerini almış. Şimdi yaslanın koltuklarınıza ve tüm zamanların en gerçekçi spor oyunuyla keyifli anlar geçirmenize bakın.

WE8 inanılmaz bir görselliğe sahip. Futbolcular, statlar, animasyonlar, kısaca her şey süper gözüküyor. Binlerce mo-cap tekniği uygulanmış futbolcular, suratlarından tutun gol sevinçlerine kadar her şeyiyle tanınabiliyor. Bir Sergen’i ya da Ronaldinho’yu tanımak çok kolay. Toplam seçilebilecek 27 stadınız var. Her stat kendi genel çehresini içeriyor. Hatta genel seyirci potansiyelini anlayacak kadar bile geliştirmişler olayı. Maç öncesi dolan koltuklar, sallanan bayraklar, yanan meşaleler, marşlar derken takımınız sahada ve heyecan hat safhada.

Bu şaşırtıcı görsellikten sonra sırayı mükemmel kontroller ve oynanış alıyor. WE7’de olmayan birçok adam geçme ve pas çeşidi bulunmakta. Topun gerçekçiliği harika. Artık öyle bilardoyu andıracak sekmeler yok. Oyun hızı da düştüğünden iki koşuda kale önünde olamıyorsunuz. Bire birde adam geçmek, gerçekte de olduğu gibi yetenek gerektiriyor. Sizin futbolcunuzun dribbling gücü rakipten aşağıysa geçemeyecek, topu kaptıracaksınız. Diyelim geçtiniz ama pas gücünüz yeterli değil. Kalabalık bir ceza sahası önüne doğru pas vermek yapacağınız son şey olsun. Diyelim pası da verebildiniz ya da göğse yumuşak bir orta kestiniz, eğer futbolcunuzun topa sahip olma ve kontrol güçleri az ise, büyük oranda topu kaptıracaksınız. Demek istediğim o ki, artık oyun hiç mi hiç kolay değil. Yapay zekâ gerçekten çok iyi organize olabiliyor, çok iyi top saklayabiliyor. İyi bir oyuncuysanız, kıran kırana maçların çıkacağı kesin.

Bir diğer dikkat etmeniz gereken durum ise moral güçleriniz. Mavi ile kırmızı arasında gidip gelen bu beş seviye, maçın da kaderi olabiliyor. En başta ki moralsiz(mavi) oyuncuları asla maça sokmayın; çünkü mavi renkteki bir R.Carlos hiç bir şey. Ne adam gibi pas verebilir, ne de oturaklı ortalar açabilirsiniz. Forvetleriniz mavi ise, gol atmak mucizelere kalmış demektir. Asla gol koklayamamakla beraber bol bol ofsaytta durup takımın genel moralini de bozabiliyorlar; ama kırmızı renk demek, can demek, kan demek! Tüm gücünü sahada göstermeye yemin etmiş bir futbolcu demek. Bütün yırtıcılığıyla her yere koşar, güçlerine göre tüm sorumluluğunu yerine getirebilir demek. Kırmızı bir Çin ile, moralsiz(masmavi) bir Fransa’yı devirmek mucize değil yani; devirmişliğim var, oradan biliyorum. Son zamanlar da keşfettiğim bir diğer özellikte, moralsiz futbolcuların diğerlerine oranla daha çabuk sakatlanması. Sakatlık tüm maçın gidiş hattını değiştirebiliyor(aynı hayattaki gibi). Bu yüzden yersiz risklere girmemekte fayda var. Sakatlanma animasyonları da gerçekten hoş. Sedyeyle dışarı alınma, sonra da izin alarak sahaya geri dönme harika olmuş.