Küçüklüğümüzde, gerçekten sözde sanatçılara taş çıkartacak yeteneklere sahiptik.
Arkadaşlarımızla evcilik oynarken bir William Shakespeare oyunu oynar gibi rolümüzü giyer; eğer babaysak evine ekmek getirmekle yükümlü, anne isek çocuklarımızı aç ve ilgisiz bırakmamak için elimizden geleni yapardık. Komşularımız geldiğinde ise taş tabaklardaki çamurdan yemeklerimizle onları doyururduk.
Saklambaçta ise durumlar tamamen farklıydı, adeta bir ninja çevikliğinde bizi arayan ebeden saklanır, dikkatli bir şekilde kuleyi ilk biz "sobe"lemeye çalışırdık. Arkadaşlarımızla toplu olarak saklandığımızda ise kabul edelim, görüldüğümüzde arkadaşlarımızla üstümüzdeki tişörtü değiştirip çanak çömlek patlatmaya çalışır, ebe arkadaşımız bunu kabul etmeyince hemen burun kıvırırdık.
Spor, özellikle futbol konusunda ise elimize su dökebilecek hiç kimse yoktu. Pet şişeden topumuzda günümüzün Messi'sine Ronaldo'suna çalımları dizer, en havalı golü atmaya çalışırdık. Tabii mahalle maçlarında zorla kaleci olduğumuz günleri de unutmayalım.
Robot ustasıydık biz küçükken, annemizin mandallarını ele geçirdiğimizde hepsi birer robota dönüşür, onlar sayesinde düşmanlarla amansız savaşların ortasında bulurduk kendimizi.
Tabii sadece oyunlar anlamında değil, sanat anlamında da oldukça yetenekliydik. Kalemle kağıdı elimize aldığımız anda öyle şaheserler çıkarırdık ki ortaya, annemiz ve babamız bizimle gurur duyarlardı. Çizdiğimiz resmin ne olduğunu anında bilir, komşular geldiğinde hemen gösterirlerdi. Tamam, dürüst olalım çizdiğimiz resimler o kadar da güzel olmayabilir. Düşünsenize, çizdiğimiz resimler gerçek hayatta nasıl olurlardı acaba? Eğer siz de bu soruyu soranlardansanız bu galeri tam size göre çünkü sizler için. Bakın sevgili Telmo Pieper neler yapmış? Küçüklüğümüzde çizdiğimiz resimlerin, gerçek hayatta nasıl olabileceklerine dair oldukça keyifli bir galeri ile karşınızdayız.