Conker: Live & Reloaded

Rare şimdiye kadar 100’den fazla oyun yapan bir firma olarak adını oyun dünyası tarihine altın harflerle yazdırmıştır. Bununla birlikte ülkemizde Rare adı pek bilinmiyor; bunun en büyük sebebi ise Nintendo’nun ülkemizde pek tanınmaması; (ya da sadece adının bilinmesi) çünkü Rare neredeyse (kurulduğu tarihten itibaren olmasa bile) 20 yıldır sadece Nintendo’nun konsollarına oyun yapıyordu. Bir süre önce Rare’in kalitesini bilen Microsoft firmayı çok yüksek bir ücretle satın aldı; belki Rare eski gücünde değil, ama firmanın adı bile yeter (Şeytan her şeye rağmen şeytandır!).

Microsoft’un göz bebeği Xbox’a şimdiye kadar sadece Grabbed by the Ghoulies adında bir oyun yapan Rare otoriteler tarafından eskisi kadar kaliteli oyun yapamamakla suçlandı. Grabbed by the Ghoulies’ın eski Rare oyunlarının kalitesinden çok uzak olduğu söylense de bizce muhteşem bir oyundu ve beklediğimiz kadar iyi çıkmıştı. Bir oyunu bitirinceye kadar büyük bir zevk alıyorsanız o oyunun beklediğinizden kötü çıktığını söylemek yanlış bence. Grabbed by the Ghoulies’ta bize o zevki fazlasıyla verdi, zaten çoğu oyuncuya göre bu oyunun Xbox’ın en eğlenceli oyunlarından birisi olduğu kesin.

Gelelim asıl konumuz olan Rare’in Xbox’taki ikinci oyunu olan Conker Live & Reloaded’a. 2001 yılında Nintendo 64 için yapılan bu muhteşem platform oyunu belki de tüm zamanların en iyi platform oyunudur. Oyunda o kadar çok özgün şey vardı ki bu onun bir başyapıt olmasını sağladı. Şimdi Nintendo 64’te Conker’s: Bad Fur a Day adıyla tanıdığımız oyunumuz Xbox’a yeniden yapılarak (Remake) Conker’s Live & Reloaded adını aldı.

Live & Reloaded neredeyse tamamı Remake olan bir oyun. Grafikler Xbox’ın kalitesine göre düzenlenmiş, (daha doğrusu inanılmaz hale getirilmiş) Xbox Live desteği eklenmiş ve çok oyunculu bölümde (multiplayer) bazı değişiklikler yapılmış.

Heeeyy Korkuluk...

Conker’a bir platform oyunu demek gerçekten çok zor; çünkü oyun aksiyon öğelerini içinde çok iyi barındırıyor ve macera unsurları da öyle yabana atılır cinsten değil. Düşmanlarımız sincaplar, solucanlar, arılar, saman yığınları, dev robotlar gibi farklı cinsten yaratıklar (Robot bir yaratık mı ki? Her neyse... ). Bunları ateşli silahlardan beyzbol sopasına kadar çeşitli silahlarla öldürebiliyoruz. Bunun yanında oyunun macera öğeleri de çok iyi; hatta aksiyon kısmına göre daha güzel bile diyebilirim. Karakterlerle konuşarak onlara çeşitli yardımlarda bulunabiliyoruz; mesela bir arıya peteğini götürürken başka arılar peşimize takılıyor, bu sırada müzikler de tam anlamıyla ortama uyumlu hale geliyor. Bu tür kovalamaca sahneleri gerçekten çok eğlenceli olmuş.