1/3

Dishonored

Fuat Alpay 10.12.2012 - 15:24
Benim adım Corvo Attano ve intikam için geliyorum
Aşağıda yer alan Dishonored hakkındaki güzel inceleme, spider-carnage nick'li okurumuz Fuat Alpay tarafından hazırlanmıştır. Kendisine katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Sizler de her türlü yazınızı mektup2@merlininkazani.com adresine gönderebilirsiniz. Yazı gönderme koşulları için tıklayın.

Artılar: Alternatif oyun tarzları, sınırları zorlayan serbestlik, ayakta alkışlanacak sanat tasarımı, silah ve büyü kullanımındaki kolaylık
Eksiler: Ortalamanın altında kalan grafikler

Grafik: 80
Ses: 85
Oynanış: 95
Genel Puan: 90

"Benim adım Corvo Attano. Liman kenti Dunwall' da yaşayan, ülkesini seven bir vatandaşım. İmparatoriçenin sağ kolu, baş koruyucusuyum. Ülke vatandaşları, devletin ileri gelenleri tarafından sevilen, saygı duyulan bir askerim.

Yine rutin görevlerin birinden dönmüş, imparatoriçeye önemli bir mektup getirmiştim. Hava çok güzeldi, gökyüzü ışıl ışıldı. Böyle hoş bir günde hayatımın bir anda alt üst olacağını nereden bilebilirdim ki. Her neyse, beni ilk karşılayan imparatoriçenin sevimli kızı Emily oldu. Annesinden sonra en çok beni severdi. "Saklambaç oynayalım mı?" diye sordu. Ne kadar saf, ne kadar temiz kalpliydi. Dayanamadım oynadım da; ne mektubu, ne de başında olduğum görevi umursayarak. Ardından beni selamlayan askerlerin, generallerin arasından geçerek kuleye tırmandım. Tüm okyanus ayaklarımın altındaydı. Güneşin ışıkları dingin sularda geziniyordu. İmparatoriçe ve Emily'de oradaydı. Mektubu teslim ettim. Okuduktan sonra suratı asıldı imparatoriçenin. Sıkıcı politik mesajlar, formaliteler işte...

Dishonored


Gökyüzünün aydınlığına bir anda gölge düşürdü yoktan var olan kara giysili suikastçılar. Kulede benden başka hiçbir imparatorluk askerinin bulunmayışı düşündürücüydü. Ama bunu düşünecek zamanım yoktu çünkü suikastçıların hedefinin imparatoriçe olduğu aşikardı. Savaştım, birkaç tanesini öldürdüm de. Tıpkı var oldukları gibi kara bir dumanla yok oldular. Direndim, sayıca çok üstün olmalarına rağmen. Fakat imparatoriçenin öldürülmesine engel olamadım. Üstelik en yakın arkadaşım, tahtın varisi Emily'i de yanlarında götürdüler.

İmparatoriçe kollarımda can verirken, 2 dakika öncesine kadar sırra kadem basmış olan generaller aniden beliriverdi ve beni imparatoriçenin ölümüyle, Emily'nin de kaçırılmasıyla suçladılar. İşkenceler gördüm, cevabını bilmediğim sorular karşısında elimden sadece susmak geldi...

Hapishane hücremdeki sıradan günlerin birinde, getirilen yemek tepsisinde küçük bir not fark ettim, yanında da hücre kapısını açan küçük bir anahtar. Demir parmaklıklı kapıyı açtım ve hapishanede sessizce ilerledim. Sırasıyla sağa sola iliştirilmiş, suçlamalarla benim bir ilgimin olmadığına inandıklarına, imparatoriçe suikastının doğurduğu kötü sonuçları engellemeye çalışan örgütlerine katılmama dair bir dizi not buldum. Hapishanenin nehre bakan arka kapısını patlatıp kaçtıktan sonra, kanalizasyon tünellerinde ilerlerken notların devam ettiğini fark ettim. İlerledim, son notun bir sandığın üzerine iliştirilmiş olduğunu gördüm. Sandıkta ihtiyacım olan her türlü mühimmat vardı. Bu adamlar işleri gerçekten ciddiye alıyorlardı. Notta belirtildiği üzere, beni kendilerine getirecek olan kayıkçıyla buluştum. Hava çok güzeldi, gökyüzü ışıl ışıldı. Kayık usulca süzülüyordu okyanusun dingin sularında...

Benim adım Corvo Attano. Liman kenti Dunwall' da yaşayan, ülkesini seven bir vatandaşım. İmparatoriçenin sağ kolu, baş koruyucusuydum. Ülke vatandaşları, devletin ileri gelenleri tarafından sevilen, saygı duyulan bir askerdim. İmparatoriçe öldürüldü, belki Emily'de...  Tüm hayatım alt üst oldu. Tüm saygınlığımı, tüm onurumu elimden aldılar. Bunları yapanlar her kimse, bunun bedelini çok ağır ödeyecekler... Benim adım Corvo Attano ve intikam için geliyorum."

Dishonored
Suikast bizim işimiz
Şu aralar elimizi sallasak suikastçıya çarpıyor adeta. Agent 47 ile bir yaşanmışlığımız var ve hala oyun dünyasının en karizmatik adamalarından biri. Connor'a ise bir Altair veya Ezio kadar ısınamadım niyeyse. Fakat içlerinde kuşkusuz en sürpriz isim Corvo oldu. Şimdiden en iyi stealth karakteri olmaya aday bu yetenekli ağabeyimiz.

Baştan şunu söylemeliyim ki; Dishonored, yapısı gereği sübjektif olarak incelenebilecek bir oyun. Neden diye soracak olursanız, oyunu ister dibine kadar stealth olarak, istersek de en hakikisinden Rambo misali şehrin altını üstüne getirerek oynayabiliyoruz. Oyuna başlamadan önce, nasıl bir oynanış sergileyeceğinize karar vermeli ve büyü seçimlerinizi, karakter - silah upgradelerinizi, oynanış stilinizi buna göre geliştirmelisiniz. Şimdi okuyacağınız Dishonored incelemesi ise, haberiniz olsun, sıkı bir stealth oyuncusu tarafından hazırlandı.
2/3
The outsider walks among us !
Hapishaneden kaçtıktan sonra sevgili kayıkçı dostumuz Samuel, bizi The Hound Pits denilen yere götürüyor. Burası bir nevi karargahımız. İmparatoriçe suikastının ardından oluşan iktidarı devirmek ve tahtın varisi Emily'i kurtarıp, yeni imparatoriçe yapmak isteyenlerin toplandığı bir bölge. Oyunda görevlerimizi buradan alıyoruz ve her görev sonunda yine buraya dönüyoruz. Böylece ister istemez oyundaki en büyük yardımcılarımızdan biri Samuel oluyor. Ayrıca upgradelerimizi de The Hound Pits' deki Piero adlı mucitten ediniyoruz ve yeri gelmişken, tanınmamak için kullandığımız maskeyi de yapan yine Piero oluyor.

Dishonored
The Hound Pits'e geldiğimizde, örgütün planlarını dinliyor ve bu planların baş aktörünün de yine Corvo olduğunu öğreniyoruz. Dinlenmek amacıyla odasına çekilen Corvo, rüyasında The Outsider isimli ruhani bir "insan" ile tanışıyor ve çeşitli büyüleri kullanabilme yeteneği ediniyor. Ayrıca The Outsider' dan "The Heart" isimli mistik bir kalp edinen Corvo, bu sayede oyundaki karakterler ve mekanlar hakkında envai çeşit bilgiler edinirken, Bone Charm ve Rune’ların yerini de kolaylıkla bulabiliyor.

Büyücülük zor zanaat

Peki, nedir bu Bone Charm ve Rune denen objelerin marifeti? Oyunda türlü türlü büyüler ve yetenekler var ve bunları açabilmek için de bu objelere ihtiyacımız var. 6 ana büyümüz mevcut. Bunlar; Blink, Dark Vision, Devouring Swarm, Possession, Bend Time ve Windblast. Bu büyülere kısaca değinecek olursak; Blink ile ışınlanabiliyoruz, 2. seviyesinde ise daha uzun mesafeleri aşmak mümkün.

Dark Vision ile duvarların arkasındaki düşmanları, 2. seviyesinde ise kullanılabilir nesneleri görebilmek mümkün. Devouring Swarm ile düşmanlarımızın başına fareleri musallat ediyor, 2. seviyesinde ise farelerin verdiği hasarı artırıyoruz. Possession ile hayvanların, 2. seviyesinde ise insanların vücutlarına girip kontrol altına alabiliyoruz. Bend Time ile zamanı yavaşlatıyor, 2. seviyesinde ise tamamen durduruyoruz. Son olarak Windblast ile düşmanlarımızı rüzgar ile savuruyoruz, 2. seviyesinde ise rüzgarın şiddetiyle kapılara duvarlara bindiren düşmanlarımız oracıkta can veriyor.

Dishonored
Bunların dışında; Agility, Vitality, Shadow Kill ve Blood Thirsty gibi aktif kullanımı olmayan yeteneklerimiz de var. Tıpkı diğerleri gibi iki seviyeleri olan bu yetenekleri de açıklamak yerine, lafı fazla uzatmamak adına, keşiflerini siz oyunculara bırakıyorum.

Rune’larla bu büyüleri açıyoruz. Bone Charm’lar ise başlı başına bir yetenek. Oyun boyunca onlarca Bone Charm topluyor fakat sadece az bir kısmını aynı anda kullanabiliyoruz.(bu sayı upgrade ile artırılabiliyor) Bone Charm’lar diğer büyülere kıyasla, Corvo'ya oldukça az farklılıklar katıyor. Örneğin; farelerin daha az dikkatini çekme, daha hızlı kılıç sallama vs.

Bu büyü ve yetenekleri oynayış tarzımıza göre açabiliyor, istediğimiz alanlarda uzmanlaşabiliyoruz zira oyundaki Rune’larin hepsini toplasak bile tüm büyüleri açabilmemiz mümkün değil.
3/3
Onursuz ama zeki
Dishonored bize bir FPS oyununda olmaması gereken kadar serbestlik sunuyor. Bu serbestlik oyunda, hem silah ve büyü kullanımında, hem haritada gezinme anlamında, hem de görevleri hangi yolla yapacağımızda kendini belli ediyor. Bu konuda çıtayı oldukça yükselten Dishonored' in serbestlik konusundaki cömertliğini size tek bir örnekle anlatayım:

Dishonored
Görevimiz bir maskeli baloya sızmak ve amacımız ev sahibesini öldürmek. Bizde maskeli olduğumuz için haliyle baloya rahatlıkla sızabiliyoruz. Ben, haritanın bizi yönlendirdiği üzere ana kapıdan değil de, yasak olan 2. kat balkon kapısından girdim. Bu şekilde hem tüm odalardaki ganimetleri cebe indirdim hem de ev sahibesinin yatak odasını buldum. Odada leydinin günlüğünü okuduğumda, önlem amaçlı dublörlerle birlikte toplam 3 tane leydi olduğunu ve gerçek leydinin beyaz bir elbise giymiş olduğunu öğrendim. Günlüğün yanında bir mektup ilişti gözüme. Meğerse leydinin gizli bir aşığı varmış. Böylece, duygularına karşılık bulamayan beyefendinin çaresizliğini de öğrendim.

Ardından salona indim. Davetli listesine göz attım ve aşık kontun da davette olduğunu fark ettim. Sadece gıcıklık olsun diye, tüm ülkede en çok aranan kişi olmama rağmen adımı listeye yazdım. Sonra baloda biçare aşığımızı buldum. Bana, suikast amaçlı geldiğimi bildiğini, leydinin öldürülmesine dayanamayacağını, onu kaçırmasına yardım etmemi istediğini söyledi. Benim de canıma minnet zaten. Bir ordunun içinde nasıl suikast yapacağım ki? Gerçek leydiyi bulup konuştum. Onu korumak için burada olduğumu ve benimle mahzene kadar eşlik etmesini söyledim. Ardından mahzende bayılttığım leydiyi, orada beklemekte olan aşığın kayığına yerleştirdim. Hem baloyu ayağa kaldırmamış oldum, hem de sonradan konttan aldığım teşekkür amaçlı bir mektupla beraber hediye olarak 1 Rune kazanmış oldum. Bir taşla kaç kuş vurduğumu siz hesaplayın.

Bu kadar kusur...

Oyunun teknik kısımlarına değinelim biraz da. Oyunun seslendirmeleri tek kelimeyle mükemmel olmuş. İnternetten, Dishonored' in dublaj sanatçılarını araştırınca kalite hemen kendini belli ediyor. Bunun dışında oyunda neredeyse hiç müzik yer almıyor. Ben de zaten stealth tarzında oynadığımdan bu durumu hiç de yadırgamadım. Gaz müzikler eşliğinde adam öldürmek isteyenlere güncel olarak Warfighter veya Black Ops 2 gibi alternatifler önerebilirim.
Grafikler ise maalesef ortalamanın altında kalıyor. Zaten Dishonored' ın tek eksiği de bu. Böyle bir oyunu eleştirmeye kıyamadığımdan, bu sayede oyunda müthiş bir performans artışı yaşandığından, çok da mükemmel olmayan bilgisayarımda bile tüm grafik ayarları en yüksekteyken bile oyunun bir nebze olsun kasmadığından, bekleme süresi gibi bir olayın oyunda neredeyse hiç yer almadığından bahsedebilirim.

Dishonored


...İmparatorluk askerinde de olur

Dishonored her oyuncu zevkine hitap edebilen bir oyun olmuş. Aksiyon severler için ortalamanın üzerinde bir alternatif, stealth severlerin ise yeni gözbebeği oluyor. Tartışmasız bu senenin en iyi oyunlarından biri olurken, kesinlikle en yaratıcı, en özgür oyunu oluyor. Oyundaki stealth veya aksiyon seçimi sonucu oluşan kaosun, oyunun zorluğuna, diyaloglarına ve en önemlisi sonuna etki ettiğini düşünüp, hangi yolu tercih edeceğinize kendiniz karar verin.

Hepinize başarılı suikastlar, iyi oyunlar diliyorum.

Yarın, Faruk Dogukan Oral'dan "T cetveli, klavye ve forma" makalesi sizlerle olacak...
Yorumlar 1
MK Okuru
MK Okuru 2.08.2025 11:02
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 23.12.2018 22:59
güzel oyun
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir