Marcus Fenix – Gears of WarEvil Dead önemli bir filmdi. Hem sinema, hem de oyun sektörü için. Öyle ki bu filmden, daha doğrusu bu film serisinden esinlenerek oyun yapanlar da oldu. id Software’ın Doom’u, 3D Realms’in Duke Nukem 3D’si gibi. Özellikle Doom’da pompalı tüfek ve testerenin önemi büyüktü. Kan gövdeyi götürüyordu. Bu oyunun ardından elektrikli testerenin öne çıktığı başka bir oyun bilmiyordum, ta ki Gears of War çıkana kadar.
Epic Games’in yeni nesilde çıkardığı en önemli oyun olan Gears of War, başarısının sırrını büyük ölçüde 2 şeye borçluydu; iyi bir karakter ve şiddetli oyun yapısı. Kullanılan tüfeğin altında yer alan elektrikli testere, gelen geçen herkesi kesiyor, doğruyor, su gibi kan akıtıyordu. Testereyi kullanan eller de önemli tabii ki, yani Marcus Fenix.
Günümüzden uzak bir gelecekte, uzaylı yaratıklar dünyamızı istila ediyor. Doğal kaynaklar, insanların hakimiyeti, yaratık uygarlığı derken, azalan umutların tekrar çoğaltılabilmesi için eski bir asker, yeni bir mahkum olan Marcus Fenix’e ihtiyaç duyuldu. O da üzerine düşen görevi en şiddetli biçimde yerine getirdi diyebiliriz. Ne de olsa 1.85 boyunda, kas yığını bir arkadaş.
Frank Castle – The PunisherMarvel’ın hazırlayıp da başarı yakalamadığı pek az kahramanı vardır herhalde. Hepsinin kendine özgü hikâyesi ve güçleri var. Bunlar çoğu kez bir araya geldi, beraber savaştı, ancak belki de hiç biri yalnızlığı Frank Castle gibi tatmadı. Aslında başarılı bir polis olan kahramanımızın, bir mafya patronunun oğlunu öldürmesiyle birlikte hayatı kararıyor. Tüm ailesi yok ediliyor ve o da ölmek üzereyken bazı insanlar tarafından bulunup hayata geri kazandırılıyor.
Artık Frank ismi yok, infazcı, yani The Punisher ismi var. Çizgi roman ve sinema sektörlerinde boy gösteren bu isim, THQ önderliğinde oyun olarak da kullanıcılara sunulmuştu. Max Payne tarzı bir oynanışı olmasıyla beraber, kendine özgü hikâyesi ve bitirici ölüm vuruşlarının olması, The Punisher’ı kolaylıkla belirginleştiriyordu. Sorgulama yöntemleri bile bizim isteğimize bağlıydı; öldürebilir veya bağışlayabilirdik.
Bu oyunda onlarca farklı öldürme yöntemi bulunuyor. Her biri çok eğlenceli. Bazılarını her zaman, bazılarını da bulunduğumuz mekânların işlevselliğine göre gerçekleştirebiliyorduk. Her ne olursa olsun yapımcılar şiddet unsurunu hem verdi, hem vermedi. Verdi, çünkü düşmanların ağzına bomba sokup patlatabiliyorduk. Yakaladığımız kişileri kızgın yağda kavurabiliyorduk, ya da keskin dişlilerle biçebiliyorduk, o da yetmedi ağzına pompalı tüfeği sokup ateş edebiliyorduk. Bunlar ve daha fazlası, gerçekten yetişkin kesime hitap eden saldırı çeşitleri.