İçerik No | İçerik |
1 | Geçmişe yolculuk |
2 | Haritalar |
3 | Silahlar |
4 | Çeteler |
5 | Radyolar |
6 | Detaylı inceleme |
28/02/1998 Grand Theft Auto
31/03/1999 Grand Theft Auto: London 1969
30/09/1999 Grand Theft Auto 2
20/05/2002 Grand Theft Auto 3
12/05/2003 Grand Theft Auto: Vice City
Bilindiği üzere GTA oyunlarında şehir adalara bölünmüş halde olurdu. Bu bile
bize çok büyükmüş gibi gelirdi fakat San Andreas’da harita işini oldukça
abartmışlar. Artık bir şehir yerine içinde üç şehir bulunduran bir eyalet’te
oynayacağız. Bu da oyunun ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını gösteriyor.
Bu eyaleti üç şehir olmasına rağmen dört bölümde inceleyeceğiz çünkü bu şehirler
arasında aldığınız yollar da hiç kısa sayılmaz doğal olarak yolda
uğrayabileceğiniz bir çok bölge olacak…
Los Santos: The Beach, Rodeo, RichMan Country Club, The Market, Los
Santos Police Department, Idlewood, Ganton, East Los Santos ve Mulholland.
San Fierro: Juniper Hollow, Downtown, Easter Basin, Doherty, Garcia,
Hashburry, Alex's Hotdogs, San Fierro Medical Center, Cluckin' Bell ve Carvin
Stadium.
Las Venturas: Blackfield, Rockshore, The Strip, Old Las Venturas Strip,
Roca Escalante & Creek ve Las Venturas Airport.
Country & Desert: Blueberry, Palomino Creek, The Farm, Angel Pine,
Bayside Marina, World's Largest Cock, Las Barrancas, The Big Ear ve Hunter
Quarry.
Görüldüğü üzere oyunun geçeceği alan oldukça geniş ve bunların içindeki
bölgelerde çok çeşitli. Şimdi bu bölgeleri biraz tanıyalım.
LOS SANTOS;
The Beach: Hakkında çok fazla konuşmaya gerek var mı? Tabi ki şehrin en
canlı ve eğlenceli yeri gündüz olduğu gibi gece de muhteşem bir atmosfere sahip.
Şehirde PARTİ’nin hiç bitmediği tek tük yerlerden biri.
Rodeo: Los Santos’un batısında bulunan bu bölge de genelde zengin ve ünlü
insanlar bulunuyor bunun dışında bölgede bulunan Rodeo Hotel genelde iş
görüşmelerinin yapıldığı bir yer buda buranın bizim için uğrak bir yer olacağı
anlamına geliyor.
RichMan Country Club: Tenis ve golf sahasının bulunduğu doğal olarak
zenginlerin ağırlıklı olduğu bir bölge.
The Market: Bu bölgede Home to the Verona Mall and Blastin' Fools
Records Company adında bir şirket bulunuyor her ne kadar bu şirket sıradan bir
müzik şirketi gibi gözükse de aslında dünya rap piyasasını elinde tutan mafyanın
birleşme noktası. Ayrıca bölgede yıllardır yıkılmaya çalışılan bir de otomobil
fabrikası var.
Los Santos Police Department: Fazla söze ne hacet potansiyel
düşmanlarımızdan bir başkası daha.
Idlewood: Pizzacının, berberin ve dövmeci’nin bulunduğu bu bölgede
oldukça işlek olacağa benziyor. Bu da buradaki suç oranının hiç de
küçümsenmeyecek kadar çok olacağını gösteriyor.
Ganton: Şehirdeki bir çok suçlu gibi John’da burada yetişmiş. Ciddi
sosyal problemlerin, cinayetlerin, araba hırsızlıklarının sıkça görüldüğü bir
mekân.
East Los Santos: Şehrin merkezi konumundaki bu yer aslında bütün
çetelerin kontrol etmek istediği bölge. Fakat öyle görünüyor ki bu pek mümkün
olmayacak. Bölgenin çeteler açısından öneminden söz ettikten sonra biraz da bu
bölgeyi bu kadar özel kılanın ne olduğuna bakarsak; bölgede basketbol sahaları,
kaykay parkı ve bir de striptiz klüpü bulunuyor. Bunları söyledikten sonra nasıl
bir anlam taşıdığı konusunda bir fikir sahibi olmuşsunuzdur sanırım.
Mulholland: Bu tepeye çıkıp şehrin masum görüntüsünü gördüğünüzde
gözlerinize pek inanamayacaksınız.
SAN FIERRO;
Juniper Hollow: Geniş yolları ile ünlü bu bölge de Jizzy's pleasure domes
adındaki şehrin en ünlü cinsel aletlerini satan dükkanını ziyaret edebilir yada
bölgede bulunan diğer büyük yer olan Gant Bridge visitor center’a gidip bir
düğün izleyebilirsiniz.
Downtown: Şehrin finans açısından nabzının tutulduğu bölge ayrıca bölge
güçlü rüzgarları ile de ünlü.
Easter Basin: Limanların bulunduğu bu bölge Da Nang çetesinin evi gibi
ayrıca şehirde görebileceğiniz en acayip yerlerden biri. Çünkü yedek botların
durması için konulan limanın hiçbir şekilde ıslatılmaması isteniyor. Peki bu
acayipliklerin sebebi ne tabi ki şehire sokulan eroin, silah ya da diğer
yasadışı malzemenin hepsinin bu bölgeden girmesi. Kısacası nasıl finans
açısından Downtown şehrin nabzını tutuyorsa burası da suç açısından nabzını
tutuyor.
Doherty: Burası eskiden kalma endüstriyel bir bölge. Genelde uyuşturucu
dağıtıcılarının ve araba hırsızlarının bulunduğu bu bölgede Wangs Car
Showroom’dan çalıntı bir araba alabilirsiniz ya da çaldığınız bir arabayı pay
n'spray shop’da boyatıp, burada satabilirsiniz.
Garcia: Bu bölge San Fierro Rifa tarafından kontrol ediliyor. Ayrıca
burası uyuşturucu satıcılarının uluslar arası konumda buluşma noktaları olarak
gösteriliyor.
Hashburry: Genelde hipilerin bulunduğu bu bölge bir fuhuş cenneti.
Alex's Hotdogs: Dışardan bakıldığında sıradan bir sosisli satıcısını
anımsatsa da buranın sahibi olan Alex şehirdeki elektronik suçların merkezi
niteliğini de taşıyor ayrıca hipilerle de arası oldukça iyi bu da bu adamdan
uzak durmamız için bir diğer neden.
San Fierro Medical Center: Kuşkusuz GTA serilerindeki en büyük hastane
ayrıca bedava tedavi olanağı da olması bir diğer iyilik.
Cluckin' Bell: Şehrin her yanına yayılmış restoranlar zinciri.
Carvin Stadium: Sixty-niners’ın evi ve şehirdeki sporseverlerin uğrak
yeri.
LAS VENTURAS;
Blackfield: 1967’den beri 700 hipinin yaşadığı söylenen bu bölge sokak
yarışlarının kalbi konumunda. İsterseniz buraya gelip yarışları izleyebilir ya
da katılabilirsiniz. Fakat işin ilginç kısmı buranın ismi hala Turning Tricks
Bike School olarak geçiyor olması.
Rockshore: İsminden de anlaşılacağı gibi genelde rock saçmalıklarının
yoğun olduğu bölge. Aklınıza gelen hemen her yasadışı olay burada
gerçekleşmiştir. Ayrıca bölgede birde düğün salonu bulunuyor.
The Strip: Her yaşa ve bütçeye uygun kumarhanelerin olduğu bölge. Ayrıca
bölgede bir çok striptiz klüpü de bulunmakta.
Old Las Venturas Strip: 7 gün 24 saat açık olan bu yerde hotdog ya da
dondurma yiyerek eski günleri hatırlayabilir ve biraz rahatlayabilirsiniz.
Roca Escalante & Creek: Polis olmak isteyip de yetersiz bulunanların
takıldığı bir bölge. Yani burada dolaşırken oldukça dikkatli olmamız lazım.
Ayrıca burada bulunan Creek Mall, featuring 'Suburban' ismindeki mağazadan
ardadığınız her tür kıyafeti bulabilirsiniz.
Las Venturas Airport: San Andreas’da bulunan üç hava alanından biri
100’den fazla ülkeye uçuş yapılıyor.
COUNTRY & DESERT;
Blueberry: Aslında buraya şehrin ölü bölgesi diyebiliriz. Çünkü San
Fierro’nun yakınlarındaki bu yerde büyük çiftlikler bulunuyor bunun dışında
Panopticon adındaki muhteşem şehir manzaralı bir tepe olmasına rağmen burada
yaşayan insan sayısı çok fazla değil.
Palomino Creek: Terkedilmiş bir kasaba havası taşıyan bu bölge aslında o
kadar da cansız değil. Bölgede bulunan banka çok sık soyuluyor. Ayrıca sürekli
açık olan bir de kiliseleri var.
The Farm: İsminden de belli olacağı gibi burası bir çiftlik. Fakat burası
genelde bir mezba gibi kullanıldığı için polis yıllardır bunun önüne geçmek
istiyor. Çünkü kanın olduğu her yerde olduğu gibi burada da bir çok suç
işlenebiliyor.
Angel Pine: Şehrin batı köşesinde bulunan bu sakin kendi halindeki
kasabada kamyoncular için uğrak yerler ve bir silah dükkanı bulunuyor. Bu da
ister istemez suça davetiye çıkartıyor.
Bayside Marina: San Fierro’nun kuzeyinde bulunan bu bölgeden Gant
köprüsünü rahatça görebiliyorsunuz. Ayrıca buradaki su sporları okuluna katılıp
yelkenli kullanmayı bile öğrenebilirsiniz.
World's Largest Cock: Dünyanın en büyük ve en gereksiz horozunun
bulunduğu yer. Dünyanın her yanından bu horozu görmek için gelenler oluyor.
Las Barrancas: Şehirdeki beklide en kolay suç işlenebilen yer. Çölün
ortasındaki bir baraj geçmişi pek parlak olmadığı gibi hala buradaki güvenlik
yerlerde sürünüyor.
The Big Ear: Radyasyon yayan koskocaman bir alıcının bulunduğu bölge.
Hunter Quarry: Bende cesetleri nereye gömeceğiz diye düşünüp duruyordum.
Öldürdüğümüz cesetlerden kurtulmak için bence çok iyi bir bölge inşaat alanı.
Görüldüğü üzere harita büyük olduğu kadar kapsamlıda bu keşfetmemiz gereken
yerlerin sayısını bir hayli artırıyor.
![]() |
Knuckle Duster : Ateşli ya da kesici silahınız yoksa yumrukların yerini alabilecek en ilkel silah. Parmaklarınıza geçirdiğiniz bu metal ile yumruklarınız iki kat güçlenecek, bir veya iki vuruşta düşmanınızı yere sereceksiniz. Özellikle arka sokakların karanlık çocuklarının sıkça kullandığı bu silah yakın dövüşte büyük üstünlük sağlar. | |
![]() |
Katana: Ninja olmak isteyeniniz var mı? Tipik bir Japon kılıcı olan “Katana” düşman uzuvlarını kesmek için bire birdir. Tek bir darbesi bile düşmandan bir kova kan çıkarmasına yeterlidir. Bir katana ile neler yapılmaz ki? Keser, doğrar, kıyar. Gangsterlerin en büyük yardımcısı… | |
![]() |
Colt.45: Tüm sokak çetelerinin değişmez silahı, nam-ı diğer tabanca. Standart tabanca olarak oyundaki en güçsüz ateşli silahımız olan Colt.45, basit görevlere mesafe tanımaksızın nişan alma özgürlüğü ile yanımızdan ayırmayacağımız en önemli silahlarımızdan olacak. Özellikle zencilerin bu silahı yan tutarak kullanması racon gereğidir! | |
![]() |
Uzi 9mm: Tam otomatik makineli silahımız Uzi. Motosiklet üzerinde özgürce kullanabildiğimizden dolayı Vice City’de en sevilen silahlardan olan Uzi, yine önemli silahlar arasında yer alıyor. Hafif olmasından dolayı koşmakta problem yaratmadığı gibi, rahatça nişan alıp seri ateş edebilmesi ile özellikle Los Santos çevrelerinin en rağbet gören silahı. | |
![]() |
Ingram Mac 10: MP5 ve Uzi’ye kıyasla daha küçük yapıda olan bu yarı otomatik makineli tüfek, sokakların hatırı sayılır silahları arasındadır. Oldukça seri bir biçimde kurşunlarını düşmanına kusan Ingram, hızlı olmasına hızlıdır ancak etkisi diğerlerine nazaran biraz daha düşüktür. Yine de Ingram sokakların değişmez silahları arasındadır. |
![]() |
Tec 9: Vice City’nin önemli silahlarından olan Tec 9, San Andreas’da farklı bir görünüm kazansa da gücünden ve asaletinden hiçbir şey kaybetmemiş. Ateş gücü olarak Uzi ile Mac 10 arasında bir yerde olan Tec, yüksek mermi depolayan şarjörlere sahiptir. Her çeteye lazım! | |
![]() |
AK-47: Güçlü, hızlı ve vurdu mu deviren, halk arası tabiri ile Kalaşnikof. Yasadışı örgütlerin değişmez silahları arasında olan “Keleş”, bir çok ülkenin de göz bebeğidir. Acımasız çete elemanları düşmanlarını AK-47 ile ziyaret ettiklerinde, geride bıraktıkları cesetler, üzerlerindeki mermiler ile kantara konursa en az on kilo ağırlaştıkları tespit edilebilir… | |
![]() |
M-16: Başta Amerika olmak üzere pek ülke’nin standart askeri silahı olan M-16, AK-47 ile hemen hemen aynı hasar gücüne sahiptir. Ancak mesafe konusunda çok daha yüksek menzile sahiptir. Her türlü istatistiklere göre; en iyi silah seçeneklerinin başında olan M-16, kendinizi savunmanın kesin yoludur. | |
![]() |
Chrome Shotgun: Mekânınız neresi olursa olsun yakın mesafenin en iyi ateşli silahı Shotgunlardır. Tüm GTA oyunlarında olduğu gibi San Andreas’da da en klas silahlar arasında olan Shotgun’ın en iyi özelliklerinden biri tek atışta birden fazla düşmana zarar verebilmesidir. Sadece shotgun ile birkaç atışta dayanıklı olmayan araçları patlatmak mümkündür. | |
![]() |
Rocket Launcher: İşte efsanevi silah roketatar veya bazooka! Roketatar bir şehri yerler bir etmenin, sokakları kaos cennetine çevirmenin diğer adıdır. Zincirleme patlamaların ana sebebi olduğu gibi araçlı düşmanların korkulu rüyasıdır. Tek dezavantajı yakın mesafede kendinizin de havaya uçma ihtimalidir. Eh ne diyelim; gülü seven dikenine katlanır! |
![]() |
Orange Grove: Carl Johnson’ın (CJ) eski arkadaşlarından kurulu olan mahalle çetesi. Uzun süredir sessiz olan bu çete artık Los Santos bölgesinde isimlerini duyurmak için harekete geçerler. Çetenin başında CJ’nin kardeşi Sean “Sweet” Johnson vardır. Çok güçlü olmayan bu çetenin, ismi gibi kendileri de güçlü olan diğer yerel çeteler ile arası bozuktur. Özellikle The Ballas çetesi ile aralarında uyuşturucu konusunda ciddi rekabet olmuştur. En belirgin özellikleri yeşil giyinmeleridir. | |
![]() |
The Ballas: Genelde mor kıyafetleri ve iri yarı üyeleri ile dikkat çeken Ballas çetesi Orange Grove Families ile ciddi problemler yaşamaktadır. Idlewood’un kontrolünü ellerinde tutan Ballas’lar aynı zamanda doğu Las Santos’u ellerine geçirmek için Vagos çetesi ile de savaş halindedir. 70’li yıllardan beri uyuşturucu ve silah satıcılığı, adam kaçırma gibi hizmetlerde bulunmaktadırlar! | |
![]() |
Varios Los Aztecas: Little Mexico’nun sevimli çetesi Varioslar, ağızlarına taktıkları vahşi batı tarzı mendillerle hemen fark edilirler. Los Santos Vagos ile samimi ilişkileri olan bu çetenin, sürekli ateşli silah taşıdığı ve sokak çatışmalarında adlarının sık sık geçtiği görülür. Narkotik birimlerinin korkulu rüyası olan bu çetenin etrafında pek fazla polis bulunmaz. |
![]() |
Los Santos Vagos: Sarı T-shirtleri ile Batı Los Santos’un müdavimleridirler. Sokak çetelerinin önemli isimlerinden olan Vagoslar, Varioslarla birlikte bölgenin tozunu attırırlar. Uyuşturucuyu sever, silah kaçakçılığından hoşlanırlar. | |
![]() |
San Fierro Rifa: Garcia bölgesinin tek hakimi olan karizmatik sokak çetesi, uluslar arası uyuşturucu pazarının hakimi olmak için çalışırlar. Eroin devrinin geçtiğine inanlar Rifa’lar, özellikle kokain ile ilgilenmektedirler. Bu özellikleri ile Meksikalılardan ayrılırlar. | |
![]() |
Triads: San Fierro’nun ve Çin mahallesinin önemli söz sahiplerinden olan örgütün başında Wu Zi Mu isimli mafya babası bulunmaktadır. Las Venturas’ın en önemli kumarhanelerinden olan “Four Dragons Casino”yu yöneten Triad’lar, pek çok çete tarafından saldırılara uğramalarına rağmen dimdik ayaktadırlar. Baş düşmanları Da Nang Boys ile sürekli bir savaş halindedirler. | |
![]() |
Da Nang Boys: Vietnam asıllı gençlerin kurduğu bu sokak çetesi, San Fierro’da hüküm sürerler. Doğu bölgesinin limanını kontrolleri altında bulunduran Da Nang’lar garip giyinimleri ile hemen fark edilirler. Triad’lar ile savaş halinde olan bu çete, oldukça acımasız suikastçılardan kurulmuştur. |
![]() |
Bounce FM: DJ: The Funktipus Kendini Funktipus diye tanımlayan ve her şeyin kötü olduğunu savunan en karamsar DJ. Tamamıyla karamsar şarkılar çalan Bounce FM, sokakta olup bitenlere karşı artık gözünüzü açmanız gerektiğini söyler durur. |
|
![]() |
CSR 103:9 DJ: Philip "PM" Michaels Eğlendirmeyi amaçlayan radyo kanalı. Günümüz müzikleri ile club tarzını bir araya getiren Philip, müziğin ruhun gıdası olduğunu savunur. Philip aynı zamanda cenaze törenlerinde ve nikahlarda da görev yapmaktadır. |
|
![]() |
K-DST DJ: Tommy "The Nightmare" Smith Tommy Smith 70’li, yılların rock şarkılarını sever. Rock’n roll ve klasik rock müzikleri ile dinleyicilerini havaya sokan Tommy, çatışmalardan evvel araçta dinlenebilecek şarkıları seçer. |
|
![]() |
KJah Radio West DJ: Marshall Peters & Johnny Lawton Efsaneleşmiş müzik tarzları ile “Marshall Law” Kingston’dan San Andres’a transfer olmuştur. En iyi dans, reggae, raga şarkılarını çalan kanalda, Marshall ve Johnny hayatta olup bitenlerle ilgili çeşitli konuşmalar yaparlar. |
|
![]() |
K Rose DJ: Mary-Beth Maybell Kalbi kırık aşk adamlarının kanalı K Rose. Country ve Western müzik tarzını benimseyen kanal en ünlü isimlerin şarkılarını yayınlayarak ün yapmıştır. Rap ile işiniz yoksa iyi bir seçim olabilir. |
|
![]() |
Master Sounds 98.3 DJ: Johnny "The Love Giant" Parkinson Klasiklere unutulmaz bir yolculuğa hazır mısınız? Dünyanın en küçük devi Johnny Parkinson sizi harika bir yolculuğa çıkarıyor. Genelde soft rock tarzını benimseyen DJ sürekli şu mesajı vermektedir; Uzunluk her şey demek değildir. |
![]() |
Playback DJ: Forth Right MC Hip-hop’un kralı burada. Liberty City’nin underground’una benzeyen müzik tarzı ile Rap tarihine kısa bir yolculuk. San Andreas’da Rap deyince akla gelen ilk radyo kanalıdır. |
|
![]() |
Radio Los Santos DJ: Julio G Julio G sokakların müzik tarzını belirler. Batı yakasının tek hakimi olan müzik kanalı çizgi ötesi tarzı ile ilgi çeker. |
|
![]() |
Radio:X DJ: Sage Tam bir alternatif kanalı. Modern Rock’ın merkezi. Evrimin diğer adı. Böyle bir playlisti daha evvel kimse yapamadı. Dinledikçe insanı özgür bırakan radyo kanalı “X”, DJ Sage ile sizi bambaşka boyuta taşıyacak. |
|
![]() |
SFUR DJ: Hans Oberlander Kendinizi Alman DJ Hans’ın ellerine bırakın. Underground ve house müziğinin keyfine varın. Kendini DJ’liğe adamış Hans ile bambaşka bir gün yaşayın. |
|
![]() |
WCTR Talk Radio “Atış serbest. Ne istiyorsanız konuşun.” kanalı. Bilumum geyik ve boş konuşma için hazır olun. |
Macera, aksiyon, suç, para, silah, uyuşturucu ve kadın... Bunlar Grand Theft
Auto’yu özetleyen en iyi kelimeler sanrım. Özgün oyun yapısıyla konsoldan PC’ye
çok geniş bir hayran kitlesine sahip olan GTA son çıkarmasını beklendiği gibi
öncelikli olarak PlayStation 2’ye yaptı.
Oyunun baş rolünde bu kez Carl Johnson isimli şahıs bulunuyor. Johnson uzun bir
aradan sonra uzak olduğu şehrine bazı talihsiz olaylar nedeniyle geri dönüyor ve
kendini yine pis işlerin içinde buluyor. Çete savaşları, hırsızlık, cinayet gibi
şeyler San Andreas’ta pis işler olarak görülse de bunlara biz oyuncular
açısından yaklaşmak tahmin edebileceğiniz gibi yine çok keyifli.
Oyunun görev yapısı itibariyle GTA 3 ve Vice City’den çok da farklı olduğunu
söylemek yanlış olur sanırım, aslında olay temelde aynı sayılır. Belli
noktalardaki kişilere gidip çeşitli görevler alıyoruz ve suç şehrinde büyüyüp
bir mafya babası olma yolunda ilerliyoruz. Aslında bu kısımları herkes biliyor
bu yüzden fazla bir şey anlatmaya gerek yok, San Andreas’ın farkı ise bence
detaylarda gizli...
At yarışı oynayıp on binler kazanın ya da bilardo oynayıp biraz kafa dağıtın!
Artık şehirde etkileşime girebileceğiniz çok daha fazla yer var, para kazanmak
için işletebileceğiniz yerleri falan bir kenara bırakıyorum, diyelim ki oyunun
görev kısmından sıkıldınız, şehirde yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki...
Hem para kazanmak hem de vakit geçirmek için at yarışı oynayabilirsiniz,
baktınız bir pota ve basket topu, çekinmeyin oynayın, kimse size dur demez.
Akşamları bir bara takılıp bilardo oynamakta hoş olabilir, yok ben sevmem
derseniz kız arkadaşınızı alır yemeğe, eğlenmeye gidersiniz. Fahişelerle vakit
geçirebilir, paranız bitince bir taksi çalıp şoförlük yapabilirsiniz.
Bana biraz değişiklik gerek, imajımı değiştirmeliyim derseniz o da kolay: Önce
girersiniz bir berbere saçınızı dilediğiniz gibi kestirir, sonra bir butikten
istediğiniz gibi giyinirsiniz. Çeşit çeşit bandanadan birini bağlar ya da vahşi
batının sert kovboyu edasıyla şapkanızı takar ve başınız hafiften öne eğik
şekilde sert bir tavırla yürürsünüz. Botlarınızı ve daha bir çok ıvır zıvırı
saymıyorum bile. İyice çıldırmış bir tımarhanelikseniz meydana donla çıkıp terör
estirmeniz bile mümkün. Eğer vücudunuzu sergilemek isterseniz öncelikle bir spor
salonuna gitmenizi öneririm, isterseniz boksörlerle kapışın, isterseniz de vücut
geliştirme aletlerini kullanarak kas yapın. İyi bir vücuda sahip olduğunuzu
düşündüğünüzde artık üzerinizdekileri atabilirsiniz, şimdi yapmanız gereken bir
dövmeciye gitmek ve vücudunuzun istediğiniz yerine bir şeyler karalatmak, evet
artık hazırsınız...
Need for Speed: Andreas
Şimdi yapmanız gereken bir kız arkadaş edinmek, fahişelerde var fakat onlar
sadece biraz vakit geçirmek için, bir kız arkadaş edinip güzel vakit geçirmek
daha iyi bir fikir. Ben yol tutkunuyum diyorsanız zaten bir sürü araç sizi
bekliyor, fakat araçların Underground’daki gibi modifiye edildiğini söylersem
sizi şaşırtabilir miyim? Nitro, NOS, egzoz, boya ne isterseniz var, hatta
aracınızı dans bile ettirebilirsiniz? Emin olun maksimum Nitro modifiyesi
yaptıktan sonra kamyoncularımızın arka çamurluklarına yazdırdığı gibi ‘’Tek
rakibim havayolları!’’ moduna giriyorsunuz. Karada çok hızlı olabilirsiniz ama
peşinize polisleri taktıysanız ve bolca yıldızınız varsa polis helikopterleri
peşinizden ayrılmayacaktır. Oyundaki hava araçlarından birini bulmuşsanız dahi
kaçabileceğinizi sanmayın, çünkü jetler hemen arkanızda olacak. Bir sürat
teknesi ya da yat çalmışsanız sahil güvenlik botlarını alt etmeniz zor, suya
atlayıp dalarak yüzmeniz ve en yakın yerden karaya çıkıp yaya olarak kaçmanız
gerekebilir. Yalnız bunları yaparken iyi silahlanmış olmanız şart tabi.
Polisleri fazla sevmem, ben kenar mahalle arka sokaklarının çocuğuyum derseniz
çetenizi kurup mekanları basabilirsiniz, yalnız şehrin tek efendisi olduğunuzu
da sanmayın, diğer çetelerin bölgelerine yeterli eleman olmadan ve alet
edevatsız girmek gözünüzü hastanede açmanıza neden olabilir.
Görüldüğü gibi yapabilecekleriniz çok fazla, tabi ekstraları bulmak için şehirde
karış karış dolaşmanız gerekebiliyor. Bu anlattıklarımdan sonra olayın San
Andreas’ın bunlarla yetindiğini de sanmayın, çünkü karakterimizin de kendine
göre ihtiyaçları, sosyal bir hayatı var. O da acıkıyor, eğleniyor, insanlarla
iletişim kuruyor; yani biraz Sims vari olaylara da giriyoruz. Pizzacı,
hamburgerci demeyip yediklerimize dikkat etmezsek göbeğimiz çıkıyor,
hantallaşıyoruz, spor yapıyorsak daha güçlü oluyor ve aldığımız darbelere karşı
dayanıklı oluyoruz. Motosiklet veya araç kullandıkça şoförlük deneyimimiz
artıyor falan; aslında daha bir çok şey sayabilmek mümkün.
Kusursuz bir oyun mu?
Buraya kadar oyunun hiç eksisi yokmuş gibi biz izlenim edinmiş olabilirsiniz,
ama tabi ki bu oyunda da hatalar mevcut. Bazı görevler haddinden zor ve bu da
oyunda uzunca bir süre takılıp kalmanıza neden olabiliyor. Mesela zor bir
görevle karşı karşıyasınız ve ilk denemenizde başarısız oldunuz. Bu görevi
yeniden almak için gitmeniz gereken nokta şehrin diğer ucunda olabiliyor. Tabi
bu ilk bir iki seferde önemsenmiyor ama sonrasında bu tekrarlar azap olup
çıkabiliyor. Kısacası restart görevlerin asıl can sıkıcı yanı görevlerin
zorluğundan ziyade aynı göreve yeniden başlamak için şehrin öteki ucundan diğer
ucuna tekrar tekrar gitmeniz. Kamera açısı da bazı hareketlerde aksıyor ve
manuel kontrol istiyor, bu durum özellikle aracınızla geri geri gidip, sonra
ileri gittiğinizde sık başınıza gelecek bir olay.
Peki görsellik ne alemde?
Şimdi, ilk bakışta görsel olarak oyunun Vice City’den çok daha üst düzeyde
olduğunu söylemek yanlış olur, zaten PlayStation 2’nin sınırları da artık belli;
fakat ışıklandırma ve yansımalarda kesinlikle bir ilerleme söz konusu.
Şehirlerin çok büyük olmasının yanında, aslında buralardaki detayların
arttırıldığını söylemek daha doğru olur, özellikle şehrin kalabalığından uzak
kısımlardaki dağ ve tepeler çok hoş olmuş, hele gerçek zamanlı yaşanan hava
değişimleri görmeye değer. Bir güneşin batışı sırasında ortaya çıkan durum ya da
havanın bozup yağmura çevirmesi falan atmosferi gerçekten zenginleştiren şeyler.
Kentin merkezinde ise detaylar gerçekten çok fazla, aynı cadde üzerinde
defalarca yol almış olun, gözünüzden kaçmış bir ara sokağın sonunda ya da bir
evin arka bahçesinde görmediğiniz bir mekan olabilir.
Oyunun hikayesinin daha iyi hissedilebilmesi için sık sık ara demolarla
karşılaşıyorsunuz, bu demolar ise yine eskisi gibi oyunun kendi grafik motoruyla
hazırlanmış. Tabi GTA öncelikli olarak oynanış üzerine kurulu bir oyun olduğu
için bunlar aman aman şeyler değil, ama bunun sorun olduğunu da kimse söyleyemez
bence...
Hatalar da yok değil, oyunun bu denli detaylı olması nedeniyle zaman zaman
aksamalar da yaşayabiliyorsunuz. Çok yakın mesafelerde gerçekleşmese de, hızla
giderken uzaktaki araçlar yavaş yavaş değil de, bir anda ortaya çıkabiliyor.
Bunun dışında bir polis motosikletine arkadan hızla çarptığımda, motosiklet tepe
taklak oldu fakat baktım ki polis ön kaportamın üzerinde ayakta duruyor, veya da
büyük bir çarpışmanın ardından aracımın dağılan parçalarının havada asılı
durduğuna şahit oldum, nadir de olsa bu gibi durumlarla karşılaşmak mümkün.
Bunun dışında beğenmediğim bir nokta ise şu; yolda hızla giderken yayalara
çarparsanız anında ölüm gerçekleşiyor, fakat hızlı değilseniz veya yeni harekete
başladıysanız her hangi bir yayayı altınıza alıyorsunuz, ama nafile, yayalar
yeniden hiç bir şey olmamış gibi ayağa kalkıyor. Bir kaç kez daha üzerinden
geçiyorsunuz, hatta aracı üzerlerinde bekletiyorsunuz, ama yine ölüm
gerçekleşmeyebiliyor. Yalnız sonuç olarak görsel hatalar konusunda ne kadar
örnek bulursam bulayım, San Andreas grafiksel olarak çok iyi bir puanı hak
ediyor, çünkü şehir tasarımlarından tüm detaylara kadar her şey çok iyi.
Ses efektleri konusuna çok fazla girmeyeceğim fakat söz konusu GTA olunca
müziklere değinmemek olmaz. İlk oyunundan beri GTA’nın müzikleri her zaman çok
zengin ve iyi olmuştur, bu çeşitlilik San Andreas’ta da aynı kaliteyle devam
ediyor. Radyonuzu açtığınızda her çeşitten müziğe rastlamak mümkün ve doğruyu
söylemek gerekirse Rockstar kesinlikle bu işi en iyi yapanlardan.
Ehh... Bazı hatalar var ve San Andreas’ta kusursuz bir oyun değil, ama GTA
hayranlarının gözü bunları görmeyecektir. Dahası oyunun artısı ve çeşitliliği o
kadar çok ki bunları söylemek bile belki yanlış; yalnız San Andreas’ın bir GTA 4
olduğunu söylemekte doğru olmaz bence. Bu arada San Andreas’ı bir süre önce
çıkan Driver 3’le falan kıyaslamaya bile sokmuyorum, çünkü Driver, Getaway gibi
yapımlar bu oyundan çok çok geride. Artık yapılabilecek tek şey Rockstar’a
teşekkür etmek bence...