Bazı diziler vardır ki bitmesini istemezsiniz, işte The Mob City de bunlardan biri. İlk sezonu altı bölümü oluşmasına rağmen bu dizi ile ilgili yazılacak o kadar çok şey var ki nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum.
Öncelikle şunu belirteyim; The Walking Dead'in dördüncü sezonunun son bölümü geçtiğimiz hafta yayınlandı. Aslında o dizinin en mükemmel sezonu ilk sezonuydu çünkü dizinin başında Frank Darabont ve onun parmağı vardı. Frank Darabont, AMC ile bütçe ve bölümler konusunda anlaşamadığı yolunu ayırdı. Zaten hem The Mob City'nin, hem de The Walking Dead'in ilk sezonunun da altı bölümden oluşmasından dolayı işin arkasında Frank'in olduğunu anlayabiliriz.
Frank Darabont daha sonra L.A. Noir olarak bu dizinin yapımına başladı fakat yine bir sorun vardı. Çünkü Rockstar Games'in bir sene önce (2011) piyasaya sunduğu L.A. Noire'ın ismi üzerinde prim yaptığı söylenmişti. Görüyorsunuz değil mi tek bir "e" harfi nelere kadir. Aslında dizi, hikaye bakımından L.A. Noire ile L.A. Noir (The Mob City) ile aynı değildi fakat dizinin ve oyunun teması, işlenişi aynıydı.
Rockstar'ın başarılı oyunu L.A. Noire, bu sefer ünlü film yapımcısı Frank Darabont'a sorun çıkardı. Daha sonra Rockstar, dizinin yapımcısı TNT kanalını dava etmekte tehdit ettiğinden dolayı dizinin adını değiştirmek zorunda kaldı ve bu durum dünya basınına tehdit olarak yansıdı. Rockstar sadece "dava açarım" diye uyarıda bulunmuştu.
Dizinin ismini değiştiren Darabont, "Lost Angels" üzerine odaklanacağını söylemişti ancak son kararını "The Mob City" ile belirlemiş durumda.
The Mob City, tamamen John Buntin'in romanı L.A. Noir: The Struggle for the Soul of America's Most Seductive City'den uyarlandı. Her ne kadar L.A. Noire ve L.A. Confidential'a benzemekte olsa bile hikaye tamamen farklıydı.
