1/10

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1

Mahmut Saral 3.06.2010 - 12:31
Zor oldukları kadar karizmatikler
Her video oyununda yapmamız gereken işler, karşılaşmamız gereken engeller vardır. Bunlar arasında gösterebileceğimiz en önemlileri, şüphesiz bölüm sonu boss’larıdır. Bazen o kadar iğrenç, bazen ise o kadar çekicidirler ki, ister istemez onlara karşı bir sempati veya antipati oluşur. Bir anda gözümüzde önemli birileri haline gelirler ve yer aldığı oyunun ismi geçtiğinde, ilk olarak aklımızda bu isimler belirir. Bu düşmanlar, normal rakiplerimize nazaran daha güçlüdür, daha büyüktür ve saldırı kabiliyeti daha yüksektir. Böylece, onları yenebilmek için bazen gereğinden fazla çaba harcar, soğuk terler dökeriz. Bazen bir de bakmışız ki, onları öldürmek aslında çok kolaymış, ama önemli olan da zaten bu açıkları yakalamak. İşte o zaman işimiz çok kolaylaşacaktır...

DOOM - Cyberdemon

Doom serisindeki en devasa ve görkemli yaratık olduğunu söyleyebiliriz. Yarı metalik, yarı organik bir vücudu olan bu yaratık, ortalama bir insan boyundan 10 kat daha büyüktür. Bu nedenle ufak kapılardan geçemez. Bu da çoğu kez oyuncunun yararına olarak kullanılabilir. Çünkü Cyberdemon ile yüz yüze mücadele etmek, neredeyse imkansızdır. Sol kolunda (Bazı oyunlarda sağ tarafta) yer alan roket atar, bir kerede art arda 3 roket atabilir. Sadece ikisinin isabet etmesi sonucu, tamamen zırhlı bir oyuncu ölebilir. Silah örneklemesi yaparsak, ancak bir makineli tüfekten çıkacak 400 mermide öldürülebilir. Cyberdemon, Doomguy ve Baron of Hell’i de tasarlayan Adrian Carmack tarafından hazırlanmıştı. Önceki Doom oyunlarında, uzun uğraşlar sonucu öldürülebilen bu yaratığı, Doom 3’de silahlarla öldürmek mümkün değildir. Eski Doom oyunlarına nazaran daha büyük boyutlarda olan Cyberdemon, Doom 3’ün final yaratığı olarak sadece Soul Cube ile öldürülebiliyor.

Doom 3’ün finaline gelip, bu yaratığı ilk kez gördüğümde, sürekli ona ateş ederek ve kaçarak onu öldürebileceğimi sanmıştım. Uzun uğraşlar verdim, ama başarılı olamadım. Yukarda bahsettiğim gibi, onu öldürebileceğim kolay bir noktası olmalıydı ve o da ruh küpünü kullanmaktı. Bunu fark etmem, ne yazık ki biraz geç oldu.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
2/10
RESIDENT EVIL – Nemesis

Yunan mitolojisine göre Nemesis, acıma duygusu olmayan bir tanrıça olarak tasvir ediliyor. Resident Evil ise, oyun dünyasında bu ismi unutulmaz kılan yegane yapım. Raccoon şehri sokaklarında yalnız değildik; bir grup Stars üyesi ve hâlâ hayatta kalmayı başarmış bir kaç insan vardı. Her yanımız zombilerle çevrili olsa da, bu piyonlardan daha güçlü bir şey olduğu çok açıktı. Nemesis, Umbrella tarafından hazırlanan bir süper asker. Görevi ise, hayatta olan tüm Stars elemanlarını yok etmek. Roket atar ve makineli tüfek gibi silahlar kullanıyor. Söylediği tek kelime, Stars’tır. Ayrıca isminin anlamı gibi, çok acımasızdır.

Resident Evil 3’de sürekli olarak peşimizden gelen bu yaratık, bölümler geçtikçe daha da güçlenmektedir. Böylece öldürmek daha da zorlaşır. Nemesis, aldığı hasarlar sonucunda ufak bir süre baygın halde kalarak, ister istemez oyuncunun ona karşı saldırıya geçmesine imkan tanıyor. Sonrasında ise, bu saldırılara karşılık olarak daha da agresif davranabiliyor.

Buji ve yağ gibi ekipmanları kombine bir şekilde kullanarak, treni çalıştırdığımız bölümün sonrasında Nemesis tarafından saldırıya uğruyor ve tren enkazında Nemesis ile kapışıyorduk. Bu bölümde benim sahip olduğum cephane kısa sürede bittiği için onu öldürmem normalden uzun sürdü. Fakat normale nazaran daha zevkli oldu diyebilirim. Çevreyi en az 10-15 kez dolaşıp, Nemesis’in yorulduğu sıralarda saldırarak onu sadece bir bıçakla öldürmüştüm. IGN ve Gamedaily gibi kaynaklar tarafından “Favori korkunç yaratık” olarak gösterilen Nemesis, belki de Resident Evil serisinin en önemli yaratığı.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
3/10
SILENT HILL - Pyramid Head

Bilinmezlik hissi, en korkunç yaratıktan bile daha fazla korku verebilir. Fakat bu unsur, bir yaratıkla birleştirildiğinde ortaya çıkan hissiyat, korkudan çok bir kabusa dönüşüyor. Pyramid Head, şu ana dek karşılaştığımız en esrarengiz yaratıklardan bir tanesi. Cüsseli duruşu, farklı yapısı ve ne yapacağını önceden kestiremiyor oluşumuz, her zaman için bizi diken üstünde tutmaya yetiyor. İlk olarak Silent Hill 2’de karşılaştığımız bu yaratık, aslında James Sunderland’ın bilinç altında oluşturduğu bir yansıma. Sağ elinde devasa bir boyutta bıçak veya bir mızrakla dolaşır. Kafası, isminden de anlaşılacağı üzere bir piramit şeklindedir. Hantal hareket eden, ama çok güçlü darbeler vurabilen Pyramid Head, ayrıca acı ve eziyeti sembolize eder.

Silent Hill 2’de ilk kez bu yaratıkla karşılaştığımda, elimdeki güçsüz demir parçasıyla ona saldırmaya kalkışmıştım, ama tek bir bıçak darbesiyle beni yere sermişti. Ardından bunu bir kaç kez daha denedim, çünkü oda küçüktü ve bir çıkış yolu bulmak için onu yenmek gerekiyordu. Aslında ben öyle düşünüyordum, ama yanlış düşündüğümü çok geçmeden anladım. Eğer bir köşede durur ve beklersek Pyramid Head, hiç bir şey yapmadan ortadan kayboluyordu. Piramit Kafa, Silent Hill 2 dışında hem karşılaşacağımız bir yaratık olarak hem de sadece bir ara geçiş sahnesi olarak diğer SH yapımlarında da karşımıza çıkmıştı.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
4/10
TOMB RAIDER – Jacqueline Natla

Natla, Atlantis isimli kuruluşun 3 yöneticisinden bir tanesiydi. Onunla birlikte diğer arkadaşları Qualopec ve Tihocan’da da güçlü birer taş bulunuyordu. Scion ismindeki bu taşlar, bir araya getirildiğinde ortaya inanılmaz bir güç çıkarabiliyordu. Güzel olmasının yanında çevresinde zeki olarak da bilinen Natla, ayrıca kurnaz ve güç düşkünü biriydi. İki ortağına da tuzak kurarak taşlarını çalmayı denedi, ama başarılı olamadı. Bunun üzerine Qualopec ve Tihocan, sahip oldukları taşlarla birlikte ortalıktan kayboldu. Bir süre sonra tekrar kendisini gösteren Natla, bu kez tek başına kurduğu Natla Teknolojileri firmasıyla yükselişe geçmişti. Fakat aklı halen o taşlardaydı. Onların bulunması için Lara Croft’u görevlendirmiş ve korkunç planlarını hayata geçirmek için bekleyişe geçmişti. Lara ise, çok geçmeden durum hakkında bilgi sahibi olunca taşları Natla’ya vermekten vazgeçmişse de Natla, taşları almayı başarmış ve büyük bir yaratığa dönüşmüştü.

Oyun dünyasının en tanınmış bayan karakteri Lara Croft’un ilk macerasında karşılaştığımız Natla, zeki bir kadın veya güçlü bir yaratık olmasına rağmen, Lara kadar çevik olmadığından dolayı mücadeleyi kaybetmişti. Onca güçlü taşı kullanıp da hâlâ bir insana karşı yenilmek biraz saçma gibi gelse de, aklı geri plana atıp gücü kullandığını ve bunun neticesi olarak kötü sonuçların ortaya çıktığını görüyoruz. Natla ile sonraki Tomb Raider oyunlarında da karşılaşmıştık.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
5/10
GOD OF WAR – Hydra

Yunan mitolojisine göre Hydra, çok başlı ve öldürülmesi çok zor bir yaratık olarak gösteriliyor. Bir yılan veya ejderha olarak tasvir edilebilir. Çok güçlü bir çeneye ve keskin dişlere sahip. Onu yenebilmek için, ana kafasını kesmek şart. Herkül, Lerna şehrinin ötesinde bir bataklıkta yaşayan bu yaratığı öldürmek için yola çıkmıştı. Canavarla karşı karşıya geldiğinde, kestiği her bir başın bu kez ikişer ikişer çıktığını fark etmiş ve bunun üzerine büyük başına saldırarak onu öldürmüştü.

God of War’da ise, Poseidon’un denizinde yer alan bir gemiye saldırarak ortaya çıkıyordu. Bu yaratığın bir diğer saldırgan yönü de, yakınlarında gördüğü her şeye karşı öfke beslemesi ve düşman bir tutum sergilemesi. Saldırdığı gemiye büyük hasarlar verdikten sonra geminin kaptanını, ona yalvarmasına rağmen yemiş ve gözünü bu kez Kratos’a dikmişti. Kratos, Hydra’nın öncelikle küçük kafalarına hasar vermek için uğraşıyor, ardından da ana gövde ile ilgileniyordu. Küçük başları tekrar çıkmaması için kesmeyen Kratos, bunun yerine onları oldukları yerde kalmalarına mahkum edecek bir yöntem izledi ve üzerlerine birer kazık çaktı. Ardından güçlü çenesi ve nefesine rağmen ana kafayı keserek, yaratığın vücudunun tamamen ölmesini sağlamıştı.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
6/10
WOLFENSTEIN 3D – Mecha Hitler

İnsanlık tarihini sonsuza dek değiştiren bir savaş ve bu savaşın en kilit ordusunun başındaki adam, Hitler… Kitabın ön sayfalarında yazan bilgiler haricinde, aslında bir de hiç çevrilmemiş arka sayfaları vardı. Dedikodu olarak yıllardır sürdü bunlar. Uzaylılar ve Nazilerin çılgın deneyleri hakkında hikayeler sürekli dilden dile dolaştı, ortaya iddialar atıldı, ama kesin bir sonuca varılamadı. id Software’in ilk FPS oyunu Wolfenstein da, bu temayı konu olarak benimsemiş ve Nazilere karşı verilen mücadeleleri ekranlar önüne sermişti. Oyunun en dikkat çekici yönlerinden bir tanesi de, Nazi askerleri bir yana Hitler’le de savaşabiliyorduk. 3 farklı tasarım olarak yapımda yer alan Hitler, oyunun konusu gibi alternatif bir gerçekliğe sahipti. Çılgın deneylerini ilerleten Naziler, Hitler üzerinde de bir takım çalışmalar uygular ve Hitler’i, süper bir askere çevirirler. Tabii ki klonlarıyla birlikte.

Mecha Hitler, yarı robot, yarı insan birleşimi bir boss. İki kolunda da her biri dörtlü olmak üzere ikişer adet makineli tüfek yer alıyor. Aslında görünümü için, kaskı olmayan bir Master Chief diyebiliriz. Bu düşmanın haricinde yapımda, iki elinde makineli tüfekler yer alan Hitler ve pelerinli bir şekilde uçarak alev topları gönderen bir Hitler daha yer alıyordu. Wolfenstein sayesinde, Hitler ile ilk kez düşman olarak karşılaşma imkanımız olmuştu. Bu dakikaları unutmak mümkün değil.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
7/10
HALF-LIFE – Nihilanth

Black Mesa’da sürdürülen deneylerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Nihilanth, orijinal Half-Life’ın muhteşem finalinde karşılaştığımız yaratık. Xen gezegeninin en güçlü canlısı olan Nihilant, ufak gövdesine rağmen dev kafası ve ahtapota benzer yüz hatlarıyla dikkat çekiyor. Saldırı olarak teleport gücünü kullanıyor. Eğer ondan gelen enerji topları bize isabet ederse, Xen içersinde farklı bir bölgeye ışınlanıyor ve buradaki yaratıklarla savaşmak durumunda kalıyorduk. Ona zarar verebilmek için öncelikle etrafındaki enerji taşlarını yok etmemiz gerekiyordu. Böylece kafa kısmı açılacak ve oraya saldırabilecektik.

Nihilanth’ı öldürdükten sonra G-Man, bize bir teklif sunuyor ve onunla gelmemiz koşulunda yaşayabileceğimizi söylüyordu. Nihilant, oyun dünyasının fenomen karakterlerinden bir tanesi olarak gösterilen Gordon Freeman’ın ilk ve belki de en ciddi düşmanıydı.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
8/10
PRINCE OF PERSIA – Dahaka

Bin bir gece masalları, hep güzel bir finalle sonuçlanır. Fakat bu sonuca ulaşana kadar, kahramanlarımız bin bir türlü zorlukla karşılaşır, ölümlerden döner, birilerini kovalar, hatta kovalanır. PoP serisinde en akılda kalıcı sahnelerden bir çoğu, genellikle Warrior Within’de yaşanmıştır. Dahaka, oyun boyunca sürekli Prensimizi kovalayan ve yakaladığı taktirde onu öldürmek isteyen bir yaratık. Tamamen siyahlara bürünmüş, yüzü olmayan, kafasında iki metal boynuz ve gözleri beyaz olan Dahaka, inanılmaz derecede insanı geriyordu. Oyun sırasında onunla karşılaştığımda, önlenemez bir heyecan yükselişim ve kalkıp yerimden kaçma isteğim olurdu.

Dahaka, korkutucu bir görünüşe sahip ve dev cüsseli bir boss. Düşmanını yakalamak için vücudundan uzanan parçaları var. Hiç yorulmaz ve enerjisini doldurabilme özelliğine sahiptir. Onu öldürmenin tek yolu ise, Water Sword’u kullanmak. Çünkü Dahaka, sudan nefret ediyor. Bu yüzden yapımda tek güvende olduğumuz yerler, sulak alanlardı. Bu sebeple çoğu gez gergin bir şekilde oyunu oynardık. “Acaba şimdi Dahaka karşımıza çıkacak mı” diye tereddütlerde bulunurduk ve Dahaka da bizi yanıltmayarak gelirdi. Warrior Within finali itibariyle Dahaka’yı öldürebiliyor ve uçurumdan aşağıya düşüşünü izliyorduk. Alternatif zaman geçişleri yaparak bazı sorunları çözebildiğimiz gibi, dev düşmanları serbest bırakabildiğimizi Dahaka ile ispatlamış oluyoruz.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
9/10
FINAL FANTASY - Sephiroth

"En seçkin askerler arasında bile Sephiroth, en iyisidir. O dev kılıcı, yalnızca o kullanabilir ve inanılmaz bir gücü vardır"

Video oyun tarihinin en uzun soluklu yapımlarından olan Final Fantasy, bize yaşattığı duygularla gönlümüzde çoktan taht kurmuş bir yapım. Hazırladığı evren ve içersinde yer alan karakterler, çoğumuz için birer ikon halini aldı. Sephiroth, sadece FF serisinde değil, oyun dünyasında görülmüş en karizmatik kötü karakter. IGN ve Gamespot gibi sitelerde yapılan anketler sonucunda da bunun doğruluğunu görebiliyoruz. Uzun gümüş saçları ve rahat tavırlarıyla dikkat çeker. Birtakım deneylerde yer aldığından hücre yapısı (Jenova), normal bir insandan farklıdır. Böylece normal bir askere nazaran çok daha güçlüdür. Sol elinde yer alan uzun bir katanaya sahiptir. Tetsuya Namura tarafından tasarlanan Sephiroth, Final Fantasy VII ile bizlere merhaba demiş, oyunun muhteşem finaliyle de Cloud tarafından öldürülmüştü. Sephiroth’un karizması, Final Fantasy’in animasyon filmindeki tasarımlarıyla da tavan yapmıştı.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
10/10
SUPER MARIO – Kaplumbağa Kral

Şüphesiz Super Mario, pek çoğumuzun oyun dünyasına ilk adımlarını atarken oynadığı oyunlardan bir tanesidir. Öyle ki, onun için bir oyun kavramından çok, bir rehber diyebiliriz. Atlayıp zıplama, borulardan geçme, altın toplama gibi... Fakat en unutulmazlardan bir tanesi, oyunun bölüm sonu boss’larıydı. Boyutlarda ufak farklılıklar olsa da karşılaşacağımız düşman hep aynıydı; dev bir kaplumbağa. Burada yapmamız gereken, hareket dengemizi, yaratığın hareketlerine göre ayarlayarak altından kaçıp köprüyü yok etmekti. Bu sayede düşmanımız, kızgın lavların içerisinde yüzerken biz de Prensese doğru yol almış oluyorduk.

Her 100 altın sınırını aştığımızda, yeni bir hak kazanıyorduk. Böylece bölüm sonundaki düşmanımıza karşı biraz daha rahat bir tavır sergileyebiliyorduk, ancak haklarımız bitme seviyesine geldiğinde, deyim yerindeyse elimiz ayağımıza dolaşabiliyordu. En olmadık yerlerde basit hatalar yapabiliyorduk. Üstelik bu hataları tekrarladıkça daha bir hırs yapıldığı için, hatalar silsilesi giderek artıyor ve en sonunda oyuncuyu bunaltabiliyordu. Shigeru Miyamoto tarafından 85 yılında doğan bu efsane, yakın bir zamanda okullarda ders olarak verilmeye başlanırsa şaşırmamak lazım.

Oyun Tarihinin Efsanevi Düşmanları - Bölüm 1
Yorumlar 61
MK Okuru
MK Okuru 18.07.2025 08:54
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir