1/10

Oyunlardaki 10 Klişe

Aykut Göker 3.06.2010 - 12:31
Video oyunlarının olmazsa olmazları
Zaman çok değerli. Bu yüzden vaktimizi dolu dolu geçirip, oyun oynamak için adeta fırsat yaratmak zorundayız. Ancak bu keyfi yaşarken de hep aynı enstantanelerle karşılaşmaktan bıktık usandık! Video oyun dünyasında bir takım klişeler dönüp duruyor. Aşağı yukarı oynadığınız her yapımda, belirlediğimiz 10 başlıktan biriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır. Maalesef kendini tekrar eden bu deneyim ile yaşamayı öğrendik. İşte size video oyunlarının olmazsa olmazları:

Madde 1: Post-apokaliptik diyarlar

Her şeyin güllük gülistanlık olduğu, insanların aralarında barış içerisinde yaşadığı ortamlar, oyuncuları pek çekmiyor olsa gerek. Zira oyunlarda sıklıkla, düzenin altüst olduğu, geçmişinde büyük bir felaketin yaşandığı diyarlarla karşılaşıyoruz. Buna da verilebilecek en güzel örnek şüphesiz ki Fallout dünyası olsa gerek. Yapımcıların bu tür bir kurguyu tercih etmesinin en önemli nedeni, güncel dünyanın gerçekliğinden sıyrılıp, daha özgür senaryolar hazırlayabilmelerinden başka bir şey değil. Yani günümüz New York’unda, her köşe başını silahlı adamlar ile donatmak pek mantıklı gelmiyor kulağa ama tamamen kurgusal bir dünyada bunlar gerçekçilik hissi verebilir. Bir klişe ama biz Mad Max dünyasını seviyoruz.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Sıradışı araçlar, her biri nevi şahsına münhasır tipler... İşte Mad Max dünyası!"
2/10
Madde 2: Oyunun sonlarına doğru silahsızlaştırılmak

İşte tam bir klişe! Oyuna başlarsınız, doğru düzgün silahınız yoktur, zırhınız azdır, yetenekleriniz sınırlıdır... Bölümleri ardı ardına geçersiniz, zırhınız tamamlanır, yetenekleriniz katlanır ve tahribat gücü birbirinden yüksek silahlar ile tam manasıyla cephanelik gibi dolaşmaya başlarsınız. Her şey çok güzel giderken, kader ağlarını örer. Bir ara video girer, ya düşmanlara yakalanırsınız ya da bir yerden düşüp, üzerinizdeki tüm teçhizatı kaybedersiniz. Kontrol yeniden size geçtiğinde tam manasıyla sıfırsınızdır. Bu isyan tanıdık gelecektir: “Off, bunca silahı, mermiyi, bombayı, zırhı şimdi kim toplayacak?”. Yapacak bir şey yok, paşa paşa devam edip, hızlıca eski mühimmatlarınızı tamamlayacaksınız. Muhtemelen yapımcılar da deri koltuklu ofislerinde oturmuş, bizim bunları yaparken eğlendiğimizi farz ediyorlar.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Maalesef biz Rambo değiliz ve oyunlarda muhakkak silaha ihtiyacımız var!"
3/10
Madde 3: Müstehcen kadınlar

Tamam, biliyoruz, bayanlar son derece estetik varlıklar. Onların oyunlardaki duruşlarından da memnunuz fakat artık şu açık saçık giyinme işi abartılmadı mı? Aşağı yukarı her oyunda bir yarı çıplak hatun bulunuyor. Devil May Cry IV’ü ya da Prince of Persia: Warrior Within’i hatırlayın. Özellikle ara videolarda ekrana yapışmadınız mı? Bu kadınların ortalarda dolaşması aslında hikaye için pek mantıklı değil. Zira çevrenizde öyle bir kadın varken, asıl konuya odaklanamazsınız ki. Kimse sizden kahramanlık filan beklemesin o zaman. Düşmanlar için de böyle bir dişinin karşılarında ya da yanlarında salınması hiç iyi değil. Uzun lafın kısası, toplu halde bir konsantrasyon sorunu ortaya çıkacak, ne iyiler ne de kötüler bu işten ekmek yiyemeyecek(!)

Oyunlardaki 10 Klişe
"Bu giyim tarzı hangi yılın modası acaba? Bir savaşçı için fazla zırhsız değil mi?"
4/10
Madde 4: Kilitli kapılar

En olur olmaz yerlerde karşınıza çıkan kilitli kapılardan bıkmadınız mı? Tam ulaşmanız gereken yere varmışsınız. Arada yalnızca bir kapı kalmış. Yanına gelip ilgili tuşa basıyorsunuz fakat bir hareketlilik yok! Niye, çünkü kapı kilitli. Onca teçhizatla dolaşıyorsunuz, yanınızda roketatardan el bombasına kadar bir yığın silah var ama siz kilitli bir kapının ardında çaresizsiniz. Sırf bu yüzden, havalandırma kanallarının aslında gidilecek yere alternatif birer güzergâh olduklarını öğrenmedik mi? Şimdi soruyorum size, kaç tane oyunda havalandırmalarda debelenip durdunuz? Yanıt için son yıllarda oynadığınız FPS’leri gözünüzün önüne getirin. Maalesef bütün bu uğraşılar, oyunlarda karşılaşıp da açamadığınız kilitli kapılar yüzünden cereyan ediyor.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Sakın bana anahtarı unuttum deme!"
5/10
Madde 5: Kaçırılan prensesler

Kahramanlık yapmak için sağlam bir nedenimizin olması gerekir değil mi? Yapımcılar, loş ışıklı dev toplantı odalarında, geniş çaplı bir beyin fırtınası gerçekleştirerek kararı veriyor; “Oyundaki kahramanımız, kaçırılan prensesin peşinden gitsin!”. Aman ne yaratıcı! Prince of Persia’dan Mario’ya kadar sayısız türden, birçok yapımda bu hikayenin kahramanı olduk zaten. Hele ki Mario’da prenses hakkında şahibe bile çıkardık(!) Bu nasıl savunmasız bir prensestir ki, ikide bir kaçırılıyor? Bunu koruyan kollayan yok mu? Bizce kendi gidiyor olmalı, onun gönlü yok Mario’da(!) Kaçırılan prenseslerin bir başka versiyonu da, kaçırılan kız arkadaşlardır. Görünen o ki, daha çok ömrü bunların peşinde çürüteceğiz.

Oyunlardaki 10 Klişe
"İşte dünyanın en savunmasız prensesi. İkide bir kaçırılıyor kendisi."
6/10
Madde 6: Aşılamayan küçük yükseltiler

Haritanın dışına çıkmayalım diye yerleştirilen ve üzerinden atlayamadığımız küçük yükseltilerden hepimiz muzdaribiz. En yüksek platformlara zıplayıp çıkabiliyorken, minicik bir çitin üzerinden atlayamıyoruz! Öyleyse bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Çevremize örülen görünmez duvarlar kaldırılsın istiyoruz ya da yerlerine daha mantıklı engeller döşensin. Tamam, çok büyük bir harita modellememiş olabilirsiniz. Bunu da sırf oyuncuları düşündüğünüz için, düşük sistemlerde performans problemi yaşanmasın diye yapmış da olabilirsiniz. Ancak engelleri koyarken biraz mantıklı olalım, yan yatmış bir sandalyenin üzerinden atlayamamak pek iyi hissettirmiyor. Özellikle F.E.A.R. ve SWAT 4 gibi yapımlar, bu probleme örnek teşkil ediyor.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Koyunlar bile çitleri aşabiliyorken biz oyunlarda neden bunu başaramıyoruz?"
7/10
Madde 7: Çok sayıda düşman ile karşılaşmadan önce mermi deposu bulmak

Belki her şey biz oyuncuların sanal dünyadaki yaşamını korumak adına yapılıyor fakat keşke yapımcılar ne ile karşılaşacağımızı bu kadar hissettirmese. Okuyunca gözlerinizde canlanacak, hemen hemen her türlü aksiyon oyununda, kalabalık bir düşman ordusuyla karşılaşmadan önce muhakkak bir mermi deposuna denk gelirsiniz. Zaten o anda anlarsınız ki, az sonra ortalık cehenneme dönecektir! Maalesef kurguyu bu denli belli etme hatasına birçok yapımcı düşüyor. Buna acil bir çözüm bulunmalı yoksa biz kullanıcılar, organize olup oyun oynamama grevine gideceğiz. Neyseki fantastik öykülere sahip yapımlar, bu görünmez duvar işini kendi içerisinde mantıklı bir şekilde hallediyor. Geçemeyeceğiniz bir yerde, ışıklı bir duvar peyda oluyor.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Eğer bir oyunda bunun gibi bir şeyle karşılaşırsanız, az sonra ortalık panayır yerine dönecek demektir."
8/10
Madde 8: Merdiven altında sağlık paketi bulmak

Mutlaka karşılaşacağınız bir oyun klişesi de, olur olmaz yerlerde sağlık paketi bulmaktır. Bombalar atılmış ve ortalık cehenneme dönmüştür, hatta bambaşka bir gerçekliktesinizdir fakat o sağlık paketleri hâlâ sağda solda durmaktadır. Hadi ofis gibi ortamlarda bir nebze de olsa mantıklı, peki ya merdiven altlarında neden sağlık paketi bulunur? Bizler genelde merdiven altlarını, en az kullanacağımız eşyalarla doldururuz. Hatta mevsimi geçen şeyler bile oralara kaldırılır ama hiçbir zaman sağlık elipmanlarını oraya koymayız. Aranızda sargı bezlerini merdiven altından getiren var mı? Sanırım yapımcılar herhangi bir yaralanma anında, soluğu ilk olarak merdiven altında alıyor olmalı. Birilerinin çıkıp da onlara bunun çok saçma olduğunu söylemesi gerek.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Olur olmaz yerlerde karşımıza çıkıp hayat kurtaran şu kutular olmasa, kaç oyunu bitirebilirdik ki?"
9/10
Madde 9: Hafıza kaybı

İşte hikayeyi kurtarmak için ortaya atılmış ve defalarca kullanılmış bir klişe daha. Puslu bir kasabada, ürpertici bir akşamüstü uyanırsınız ve hiçbir şey hatırlamıyorsunuzdur! Akıl hastanesinde gözlerinizi açarsınız, başınızın ardında bir barkod ile koşturup durursunuz, zira geçmişinize dair hiçbir şey hatırlamıyorsunuzdur... Örnekleri çoğaltmak mümkün. Hem bir gizem yaratan hem de başlı başına bunu bir hikaye haline getiren oyunların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Başlarda çok güzel bir tat bırakan bu hafıza kaybı numarası, maalesef artık zaman aşımına uğradı. Mümkünse bir süre bu hikayeye sahip oyun geliştirilmesin. Zira bilinmezler içerisinden çıkıp gelen kahraman masallarına biraz ara verilmeli, yoksa bıkacağız.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Kel kafalı usta bir suikastçı olan kahramanımız, geçmişini hatırlamıyor."
10/10
Madde 10: Alternatif İkinci Dünya Savaşı senaryoları

Canınız İkinci Dünya Savaşı temalı bir oyun mu oynamak istiyor? Her 2-3 RTS’den birinin bu gerçekliği temel aldığını düşünürseniz, aradığınız oyundan ortalarda bir hayli fazla olduğunu anlayacaksınız. Sadece RTS değil, artık FPS’ler ve üçüncü şahıs görünümlü aksiyon oyunları da İkinci Dünya Savaşı cephelerinden çıkmaz oldu. Bu kendini tekrardan yorulan yapımcılar, müthiş parlak bir fikir ortaya atarak, alternatif savaş senaryolarıyla karşımıza geldiler. İkinci Dünya Savaşı’nda hiç kullanılmamış silahlar ve teknolojilerle bu korkunç savaş, tam bir kaos halini aldı. Hatta işin içine iblisler, yaratıklar karıştı. Ancak gelin görün ki bu yeni deneyim de, kısa süre sonra birçok yapımcı tarafından tekrar edilen bir klişe haline geldi.

Oyunlardaki 10 Klişe
"Eğer şu üstü başı kanlı olan doktor ise, ben bu deneyde yokum."

Sonuç

Biliyoruz ki, bunca klişeyi aradan çıkarırsak ortada oyun namına pek bir şey kalmayacak? Ancak bu demek değil ki, bu basmakalıplardan da şikayet etmeyeceğiz. Elbette şikayetçiyiz. Defalarca aynı olayları yaşamak istemiyoruz, farklı oyunlarda aynı enstantanelerle karşılaşmaktan bıktık. Biz oyuncuyuz ve daha fazlasına layığız.
Yorumlar
MK Okuru
MK Okuru 16.07.2025 11:10
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir