1/6

Super Mario Tarihi

Mahmut Saral 13.12.2010 - 16:02
Super Mario... O, ailemizden biri!
Tarih olarak hatırlamadığım günün birinde bizim eve gelmişti Mario. Yine her zaman olduğu gibi sokakların tüm kiri tozu üzerimde, yorgun hargın içeri girdiğimde karşılamıştı beni. Tabii ki Super Nintendo paketinin içindeki oyunlardan biri olarak. İşte o andan itibaren milyonlarca çocuk gibi benim için de sokakta oyun oynamanın, envai çeşit atraksiyonun yerini, 51 ekran tüplü Sony TV'deki video oyunları almıştı. Uzun süre de bu böyle sürdü ve en çok sevdiğim, en çok vakit geçirdiğim karakter de Mario olmuştu. Yıllar sonra günümüzde Mario'nun bu denli büyüyeceğini, popüler olacağını tabii ki o zamanlar tahmin edemezdim, ama zaten aklımda böyle bir düşünce de yoktu. Tek istediğim, tek düşündüğüm, prensesi kurtarmaktı. Evet, Mario'nun o efsane hikâyesindeki asıl hedef, prenses...

Nintendo'nun oyun dünyasına en büyük armağanı olan Super Mario, geçtiğimiz günlerde 25. yıl dönümünü kutladı. Gelin biz de Mario tarihine kısaca bir bakış atalım.

Bir çocuğun hayal gücü, gün gelir milyonlarca kişiyi etkiler

Shigeru Miyamoto, çizim  yapmayı, araştırmayı, gezmeyi ve çizgi roman okumayı seviyordu. Daha çocuk yaşta düşündüklerinin ona büyüdüğünde yol göstereceğini ve Nintendo gibi büyük bir firmada çalışacağını henüz tahmin edemezdi, ama hayal gücü fazlasıyla genişti. 16 Kasım 1952'de Sonebe/Japonya'da doğan Miyamoto, mütevazi bir ailenin çocuğuydu. Yaşadığı yer, betonlaşmış şehir mimarisinden uzak, ona huzur veren ve merakını uyandıran bir yerdi. Böylece araştırma isteğini hiç bir zaman kaybetmedi ve çocukken saatlerce süren yürüyüşler yaptı. Hatta bir keresinde daha önce hiç görmediği bir mağarayı keşfetti ve sonrasında el feneriyle içeri girip yapısını incelemek istedi. Bunu yaptı da. Miyamoto, hayal gücüne çok fazla başvuruyordu, çünkü buna vakti vardı. Televizyon denen sihirli kutulardan birine henüz aile olarak sahip değildi. İyi ki de değildi...

Super Mario Tarihi
Çocukluğunda yaptığı şeyleri, heyecan verici deneyimler olarak hatırladığını söyleyen Miyamoto, 1970 yılında Kanazawa Munici Beceri ve  El Sanatları Üniversitesi'ne girdi. Hayalperest biriydi. Okuldan mezun olduktan sonra babasına gitti ve Hiroshi Yamauchi ile görüşmek istediğini ona bildirdi. Zira Yamauchi, babasının eski bir arkadaşı, o zamanlar da Nintendo'nun başkanıydı. Görüşme kabul edildi ve ardından ilk iş deneyimi başladı. Miyamoto, 1977 yılında Nintendo'nun sanatçı kadrosunda çalışmaya başladı. Patlamayı ise, bir kaç yıl sonra, tam da ona ihtiyaç duyulacak sırada yapacaktı ve zaman gelip çatmıştı. Nintendo Amerika'nın mâli durumu kötüye gidiyordu. İşte Nintendo'nun bu dezavantajı, Miyamoto için bir dönüm noktası demekti...
2/6
Mario doğuyor

Nintendo Amerika'nın durumunun kötüye gitmesi, son hazırlanan oyunun beklenildiği kadar ilgi görmemesi işleri zora soktu. Genç Miyamoto'dan yeni bir oyun hazırlaması istendi, ama bu oyun, tamamen onun hayal gücünün eseri olacaktı. Bu aşamadan sonra çocukluğuna geri dönen Miyamoto, küçükken yaşadığı birçok deneyimi tekrar hatırladı ve bir bölümünü kâğıda dökmeye başladı. Bu yeni oyun aynen şöyle olacaktı: Koca bir goril, güzel bir kızı kaçırıp en tepeye çıkaracak. Biz de kızın sevgilisi olarak onu kurtarmak için harekete geçecektik. Kontrol edeceğimiz karakterin ismi Jumpman ve o bir marangoz. Şişman, pos bıyıklı ve tulum giyen bir karakter. Devasa gorilin ismi ise, Donkey  Kong. Tanıdık geldi değil mi? Hem kısaca hikâyesi, hem de Donkey Kong ismindeki "Kong" kısmı, akıllara Universal Pictures'ın King Kong'unu getiriyordu. Bu sebeple Nintendo'ya dava açılması bile gündeme geldi. Shigeru Miyamoto'nun kariyeri, belki de ona en fazla ihtiyaç duyulan sırada başlamadan bitmek üzereydi. Neyse ki öyle olmadı. Telif haklarında herhangi bir ihlal olmadığı için, Donkey Kong'un önünde engel kalmadı.

Miyamoto, 81 yılında Donkey Kong'u tamamladı ve bu oyun, Nintendo Amerika'nın hayatını kurtardı. Donkey Kong, Arcade sektöründe o ana kadar görülmüş en hızlı satışı yaptı ve 65 bin rakamını geride bıraktı. Bu başarı, Donkey Kong isminin devam etmesi demekti, ancak Jumpman'in de farklı maceralara adım atması gerektiğinin de işaretiydi bu.

Super Mario Tarihi
83 yılında Mario Bros. sürüldü piyasaya. Bu oyunda birçok değişikliğe gidildi. Pacman'in popülaritesinden de destek alan Jumpman ismi, yerini Mario'ya bıraktı. Karakterimiz, bloklara zıplıyor, borulardan giriyor; mantar, kaplumbağa gibi düşmanların üzerlerine zıplayarak alt etmeye çalışıyordu. Altın toplama işlevini de unutmamak gerekiyordu. 100 altın elde edince bir hak elde ediyorduk.

Meslek değişikliğine de gidildi üstelik. Bu karakter artık bir marangoz değil, tesisatçıydı. Değişim rüzgârlarından, karakterin giysileri de nasibini aldı. Donkey Kong'da kırmızı gömlek ve mavi tulum giyen karakterimiz, sonraki oyunda kırmızı tulum ve kahverengi gömlek olarak değişti. Super Mario Bros. 2'de ise, kırmızı tişört, mavi tulum geldi ve bir daha da bu standart giysiler değişmedi.

3/6
Mario kimdir?

Mario, Amerika'nın New York şehrinden Mushroom Kingdom'a (Mantar Krallığı) göç etmiş İtalyan asıllı Amerikalı bir tesisatçı. Neden peki böyle düşünüldü, mesela "niye İtalyan" diye sorabilirsiniz. Bunun detaylı bir cevabı yok. Oyunun babası Shigeru Miyamoto, oyunu hazırlarken böyle düşünmüş ve uygulamış. "Derin bir anlamı yok" diyor.

Biraz göbekli ve pos bıyıklı karakterimiz, krallığın güzel, ama maalesef bahtı kara prensesi Princess Peach'e aşık oluyor. Derken Mushroom Kingdoom'a bir saldırı düzenleniyor ve kötü kalpli Bowser (Kaplumbağa Kral), bu krallığı ele geçirip, düzeni bozmak adına prensesi kaçırıyor. Bunun üzerine Mario da arkadaşlarını yanına alarak prensesi kurtarmak için yaklaşık 25 yıllık devasa bir maceraya  atılıyor. Zira prensesi her ne kadar kurtarsak da, sonraki oyunda mutlaka kaçırılıyor. Ki kurtarmak da pek kolay değil. Genellikle içinde prensesin olduğunu düşündüğümüz birçok kalede, başka esirlerin olduğunu görüyorduk. Onlar da bize her defasında: "Bizi kurtardığın için teşekkürler Mario, ama prensesimiz başka bir kalede" diyorlardı. Ey güzel insan: "Prenses olmuşsun, ama gram aklın yok" demeden alamıyoruz kendimizi...

Super Mario Tarihi
Genel kalıp hikâye böyle olsa da. Farklı sayfaları da karıştırmıyor değildik. Örneğin Yoshi Island. Mario ve Luigi, henüz bebekken leyleğin tuttuğu kundaklarda uzun süren bir yolculuğa çıkıyordu. Derken beklenmedik bir saldırı oluyor ve bebekler birbirinden ayrılıyordu. Minik Mario (evet, bıyıksız hem de), kendini Yoshi adasında buluyor ve bu sevimli yaratıkla hayatta kalma mücadelesini başlatıyordu.

Mario'nun tasarımın nasıl oluşturuldu?

Miyamoto, bu oyunu hazırlarken birçok çocukluk deneyiminden, hayallerinden ve okuduğu kitaplardan yardımlar aldı. Tıpkı üstte belirttiğimiz gibi Miyamoto'nun çocukluk yıllarındaki düşünceleri, ilerisi için ona bulunmaz fırsatlar olarak geri dönüyordu. Örneğin Mario oyunlarındaki yer altı platformları, ünlü yapımcının çocukluk döneminde Sonebe'de bulduğu ve sonrasında bir el feneriyle içini araştırdığı mağaradan esinlenilerek ortaya çıkarıldı. Diğer bölümlerde de sürekli gezdiği ortamlardan yararlandı. Bazı blokların içine yerleştirilen gizli öğeler, yine çocukluk deneyimlerine dayanıyor. Mario'nun mantar yiyerek büyümesi ise, okuduğu kitaplardan biri olan Alice in Wonderland örneğiyle açıklanabilir.
4/6
"Karizma bir karakter nasıl yapılır bilmiyordum. Ben de Mario'yu yaptım. Hoş bir karakter." Shigeru Miyamoto   

Mario isminin kullanılmasında, Japonların batılılaşma arzusunun etkisi var. İsmini geçip, tasarımına gelelim şimdi. Belirtmekte fayda var ki Mario'nun tasarımı, o dönemde var olan teknik imkânlar dahilinde oluşturuldu. Karaktere saç eklemek ve buna şekil vermek zor, üstelik çalışacağı cihazı zorlayacak bir detaydı. Bundan kurtulmak için Mario'nun kafasına bir şapka yerleştirildi. Yüzünün belirgin olması için ise, koca bir burun ve pos bıyık kullanıldı. Böylelikle yüz hatları kolaylıkla oluşturulabildi. Beden hareketlerine gelince... Mario'nun tulum giymesi, sadece mesleği gereği değil. Tulum giydi, çünkü kol hareketleri rahatlıkla belirgin olabilecekti. Zaten kısıtlı hareketleri bulunuyordu Mario'nun.

Koşarken kollarını sallaması, zıpladığında bir kolunun yukarı, diğerinin de aşağıya doğru şekil alması gibi... İşte tulumda yer alan askılar, kolları ve hareketlerini belirgin hale getiriyordu. Gelelim saldırı şekillerine. Bildiğiniz gibi Mario, sonraki oyunlarda bir çiçekten yardım alarak elleriyle alev topları fırlatabiliyordu. Bu işin orijinali, aslında silahla olacaktı. Evet, Mario'nun elinde bir silah ve karşısına gelenlere ateş edecekti. Teknik sebeplerden ötürü bundan vazgeçildi ve geriye sadece alev topları kaldı.

Super Mario Tarihi
"Oyun geliştirirken, ana karakterin kim olduğu o kadar da önemli değildir, ama Mario tanındı ve çok sevildi. Yıllarca gelişen teknoloji yardımıyla da gelişimini sürdürdü." Shigeru Miyamoto

O benim. Mario!

Nintendo, 1983 yılında Famicom'u satışa sundu. Artık oyun keyfi, milyonlarca aile arasında ortak bir eğlence halini almaya başlamıştı. Bu eğlencenin en büyük ortak noktası ise, Super Mario Bros. oldu. Famicom, 2 ayda 500 binde fazla satarak büyük başarı elde etti ve Mario'nun ünü de yıllar geçtikçe giderek artmaya başladı. 86 yılında Amerika'da da oyuncularla buluşan Super Mario Bros., artık oyun dünyasının simgelerinden biri halini almıştı. Verilere göre bu oyun, 40 milyondan fazla sattı.

"Mario, inanılmaz fiziksel hareketler yapabiliyor. Çok yükseklere zıplamak gibi, ama o süper bir insan değil. Suda boğulabilir veya yüksekten yere düşünce ölebilir." Shigeru Miyamoto.
5/6
Tabii ki Mario'nun ve dünyasının tekniksel olarak daha gelişmesi kaçınılmaz bir durumdu. 96 yılına geldiğimizde Nintendo 64 platformu için hazırlanan Super Mario 64, seriyi 3 boyuta adım attıran ilk yapım oldu. Aynı zamanda bu konsolun en iyi oyunlarından da biridir. Artık Mario, sadece belirli bir platformda ileri-geri veya yukarı-aşağı inmiyor, tüm çevresini 360 derecelik açıyla görebiliyor, hareket edebiliyordu. Yine Mario'yu bu kadar detaylı şekilde önden, arkadan, hatta çaprazdan ilk kez görüyorduk.

Super Mario Tarihi

Büyük kahraman

Mario, şimdiye kadar 200'den fazla oyunda yer aldı. Kimileri onun oyunu, kimileri ise misafir olduğu oyunlardı. Orijinalinde bir platform oyun kahramanı olan Mario, sonrasında spor, yarış, dövüş, hatta RPG türünde birçok oyunda boy gösterdi, göstermeye de devam ediyor. 210 milyondan fazla satan Mario oyun serisi, tüm zamanların en çok satan oyun serisi ünvanına sahip ve içlerinde "en çok satan oyun serisi", "hazırlanan ilk oyundan uyarlama film" gibi başlıkların da bulunduğu birçok rekoru, Guinnes World Records'da yer alıyor.

Hepsi bu da değil. Mario, Japonya'da "tüm zamanların en popüler karakteri" ünvanının da sahibi. Üstelik bu yarışta MGS'den Solid Snake, Final Fantasy'den de Cloud Strife gibi isimleri geride bıraktı.

Tabii ki Mario hakkında daha çok bahsedilecek konu var. Örneğin Robin Williams. Özellikle Jumanji filmiyle akıllara kazınan aktör, aynı zamanda bir oyun hastası. Öyle ki kızının ismi Zelda, oğlunun ismi de Mario. Peki neden Zelda ve Mario? Bence yanıtı buldunuz...
6/6
Kısa bir süre önce yaptığımız haberde, İspanya'da henüz yapımı süren bir caddeye Super Mario isminin verildiğini, açılışta hem Nintendo'dan yetkililerin, hem de birçok Mario hayranının yer aldığını, eğlendiğini belirtmiştik. Nintendo'nun başlattığı 25. yıl etkinliklerine ek olarak, en güzel tablolardan biri de buydu kuşkusuz.

25. yıl demişken. Super Mario için Nintendo, hem NDS, hem de Wii konsollarına özel paketler hazırladı. Hatta özel tasarım konsollar da satışa sunuldu.

Evet... Peki hiç Mario'nun kusuru yok muydu? Vardı tabii ki. Örneğin "spastik" sözcüğü. Mario Party 8 çıktığında, oyuncular ufak çaplı şaşkınlık yaşamıştı. Sevimli karakter Mario, daha önce hiç ağzına almadığı tarzda kaba bir sözcük sarf ediyordu. Bu duruma tepkiler de gecikmedi ve Nintendo, bunun yanlışlıkla olduğunu, piyasada bulunan az sayıda oyunda yer aldığını ve düzeltileceğini söyleyip, bu kopyaları da kısa sürede toplattı.

Super Mario Tarihi

Daha söylenecek çok şey vardı ama...

Miyamoto'nun çocukluk fikirleri ve bunları iş dünyasına yansıtmasıyla ortaya çıkan sonuç, kısaca böyle. Açıkçası Mario serisini uzun uzun dinlemeyi, hem de Miyamoto'nun ağzından dinlemeyi çok isterdim. Hem beraber belki Mario da oynardık, fena mı olurdu? Böyle bir oyun serisini bizlere kazandırdığı için ona ne kadar teşekkür etsek azdır. Belki de Miyamoto, en sevdiği Mario oyunu olan Super Mario World'ü oynuyordur şu an. Kim bilebilir ki...
Yorumlar 24
MK Okuru
MK Okuru 16.07.2025 09:33
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir