Trials 2: Second Edition

Trials 2: Second Edition, oynarken asıl amacımız olan eğlenmeyi unutan oyuncular için oldukça güzel bir fırsat yaratıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse yapımı şans eseri bulduğumu itiraf etmem gerek. Keza ne adını duymuş, ne de diğer oyunlar gibi yapılan bangır bangır reklamlarını hiçbir yerde görmemiştim. Sorunda buradaydı aslında; bu kadar güzel bir oyunun iyi bir tanıtımdan mahrum kalması nedeni ile çoğu oyuncu ile buluşamamaktaydı. Reklam ve tanıtımlarına binlerce dolar harcanan yapımlar kötü çıkabiliyorken, tanıtımı yapılmayan bir oyunun yüksek bir oynanabilirliğe sahip olması ise beni oldukça şaşırttı.

Oyunlarla biraz içli dışlı olanlar aslında yapımın içeriğini daha önce oynamışlardır. Sağa doğru kayan bir ekranda, engelli parkur boyunca motosikletimizi bitiş çizgisine yetiştirmeye çalışırdık. Trials 2: Second Edition’da da tema tamamı ile bunu içeriyor. Ancak bu defa yapım üç boyutlu bir halde sunuluyor. Üçüncü boyuta geçilmesi ile sağa doğru kayan ekrandan bir şey kaybedilmemiş, üstüne farklı kamera açıları ile oynayabilme imkânı gelmiş. 2D’deki keyfi 3D’de alamadığımı belirterek yeni teknolojiyi söven ben, bu defa istendiği takdirde oyunların içine yeniliğin iyi bir şekilde yedirilebildiğini görmekten mutluluk duydum. Bilmeyenler için oyunu biraz açıklayalım… Yapımda başlangıç noktasında bekleyen motor ve sürücüyü kontrol ediyoruz. Parkurlar ise sağa doğru uzayan ve içeriğinde çeşitli engeller içeren bir yapıya sahip. Bizden istenen parkuru başarı ile tamamlayarak bitişe ulaşabilmek. Ulaşabilmek, keza bu söylendiği kadar kolay olmuyor. Parkurlar içinde lastikler, kutular, tahtalar, kütükler, ateşler, boşluklar, rampalar bulunuyor. Aslında yalnızca bulunmakla da kalmıyor, parkurlar bu nesnelerden oluşuyor! Bu saydığım nesneler ve engeller belli şekilde dizilerek aşılması güç parkurlar yaratılıyor. Örneğin dikine konmuş kütükler, rampalar arası boşluklar, üst üste yığılmış kutular, yanan ateş gibi şeyler bol miktarda bulunuyor.

Tehlikeli gösteri

Trials 2: Second Edition’da ilk olarak eğitim bölümlerini oynamanızı tavsiye ediyorum. Zaten gerçek birer oynanabilir bölüm olduklarından bitirmenizde fayda var. Yalnızca birkaç tuşla kontrol ettiğimiz motora, yukarı tuşu ile motora gaz veriyor, aşağı tuşu ile fren yaptırıyoruz, motoru durdurduğumuzda ise geri geri götürebiliyoruz. Motoru ayakta kullanan karakterimiz ağırlığını, sağ tuş ile öne, sol tuşla da arkaya veriyor. Parkurların engebeli olduğundan çokça söz ettik. İşte bu engelleri aşmak için motora seri şekilde hareket vermek gerekiyor. Örneğin bir boşluğa ağarlığı öne vermiş şekilde yaklaşıyor ve zıplamak için ağırlığı hemen geriye veriyoruz. Oldukça yaylanabilen motorumuz böylece sıçrıyor ve engeli aşıyor. Elbette tüm oyun oldukça el mahareti ve çabukluğuna bağlı şekilde ilerliyor. Bu bakımdan çok sayıda hata yapmak mümkün oluyor. Ayrıca sürüş esnasında sürücünün başı yere değdiği anda, zaten kontrol kaybedildiğinden parkurun o kısmı başarısız sayılıyor ve en yakın Checkpoint noktasına geri dönülüyor. Kontrol noktaları bölüm içinde çok sık sayabileceğimiz aralıklarla ve genellikle daha tehlikeli aksiyon ya da başarı gerektiren noktalar öncesinde konumlandırılmış. Siz yüksekten yere çakılır, uçuruma düşer, ya da sürücünün kafası yere değerse sistem otomatik olarak 5’ten geriye sayıyor ve en yakın kontrol noktasına atıyor. Beş saniye beklememek için ise Backspace tuşuna basmak gerekiyor.