Hem havadan, hem karadan
Birimler savaştıkça deneyim kazanıyor ve böylece daha kıdemli hale geliyorlar.
Onlara vereceğimiz en ufak bir komutun, karşılığında birçok getirisi ya da
götürüsü olabiliyor. Piyadeler ile ilerlerken, ağır ateş altına alındığımız
zaman, sürünme moduna geçebilir ve daha fazla vurulmaktan kurtulabiliriz. Tabi
bu sırada yavaş hareket ediyor olduğumuz için, arkadan gelip bizi çiğneyebilecek
bir tanka karşı savunmasız kalabiliriz. Aynı taktiği biz de kullanabilir,
piyadelerin ağırlıkta olduğu bir bölgeye tanklarımız ile girdiğimizde, cephane
harcamak yerine, direkt olarak onların üzerinden geçme yöntemini kullanabiliriz.
Tanklar sırf düşman askerlerini değil, duvar ya da çıkıntıların üzerinden
geçtikleri zaman, orayı da yıkabiliyorlar. Bu da grafiksel olarak güzel
görüntüler oluşturuyor.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur da cephane. Bol savaş, bol cephane
harcamak anlamına geliyor ve bir süre sonra mermisiz kalabiliyoruz. Bunun için
de, harita üzerinde bulunan cephane depolarına gidip, buradan gerekli
malzemeleri tedarik etmemiz gerekiyor. Kimi zaman bu depolar düşman kontrolünde
olabiliyor ve yeri geldiğinde buraları kaba kuvvet kullanarak almak zorunda
kalabiliyoruz. Bu gibi durumlarda da kamyonlarımız devreye giriyor ve
mühendisler sayesinde bize cephane yüklüyorlar. Özellikle roket saldırısı
yapabilen kamyonlar, çoğu yerde hayat kurtarıcı olacaklar. Haritanın uzak
bölgelerine gitmek zorunda kaldığımız zamanlarda, ulaşım aracı olarak yine
kamyonlar yardımımıza koşacaklar.
Çevre şartlarını lehimize kullanabilmek çok önemli. Özellikle, yerden daha
yüksek olan alanları kullanmak, bize düzenlenecek olan bir saldırıyı daha
başlamadan ve yara almadan bitirebilir. Bir tepe üzerine kurulmuş olan birkaç
sabit topçu ile, yoldan geçmekte olan tankları avlayabiliriz. Çevredeki binaları
da verimli kullanmak önemli. Bir binayı kuşatıp içine sızdığımız zaman,
kendimize tam bir pusu mekanı yaratmış oluyoruz ve çok işe yarıyor. Binaların
içine doldurduğumuz birliklerle, düşman piyadelerine ateş açabiliyor ve maksimum
isabet elde edebiliyoruz. Mühendisler de oyunda önemli rol oynayan birimlerden.
Kendileri, geçmemiz gereken köprüleri tamir edebiliyor, bizi gafil avlayabilecek
mayınları etkisiz hale getirebiliyor ya da peşimizden gelebilecek düşman
ihtimaline karşılık mayın döşeyebiliyorlar. Savunma olarak da, siper ya da kum
torbaları dizerek, önemli birliklerimizin daha iyi korunmalarını
sağşayabiliyorlar. Bu arada, tank ya da piyade gibi birliklerimiz, bu siperleri
kendileri de oluşturabiliyorlar.
Zor durumlarda havadan destek birim çağırabiliyoruz. Takdir edersiniz ki,
çağırabileceğimiz hava birliklerimiz de değişkenlik gösteriyor. Gözlem uçakları
ile, düşmanın nerede ne yapmakta olduğunu görebiliyor, saldırı uçaklarımız ile
ağır bombardımanlar düzenleyebiliyoruz. İstediğimiz noktalara paraşütlü
piyadeler bırakabiliyor ve binaları ele geçirmede kendimize avantaj
yaratabiliyoruz. Uçaklarımızı, düşmanlar tarafından vurulmadıkça, istediğimiz
zaman çağırıp kullanabilmek mümkün. Düşürüldüklerinde ise, o görev boyunca bir
daha kullanamıyoruz. Özellikle, düşmanın anti-aircraft silahları, bu konuda bize
zorluk çıkartabilir.
Bir de laf dinleseler
Bazı ufak tefek ayrıntılar, Rolling Thunder’ı göze hoş gelen bir oyun kılıyor.
Tanklar, çim ya da toprakta giderken, arkalarından izler bırakıyorlar ya da
piyadelerimizi kamyona bindirdikten sonra, kamyon hareket ederken egzosdan çıkan
gaz, iyi düşünülmüş ayrıntılar olarak gözümüze çarpıyorlar. Müzikler birbirine
çok benzer yapıda, ancak 2. Dünya Savaşı’na gayet uygun olduklarını
söyleyebiliriz. Silah sesleri de gerçeğine gayet uygun ve rahatsız edici
değiller.
Serinin geçmiş oyunlarındaki yapay zekaya göre gelişim göstermiş olmasına
rağmen, Rolling Thunder’da ufak tefek hatalar da yok değil. Bir tanka, öndeki
tankı takip etmesi için komut veriyoruz ancak o takip etmekte oldukça gecikiyor
ya da başka yollara sapıyor. Bazen de, hızlı hareket etmeleri gereken yerlerde,
hantal davranıyor ve bizi çileden çıkartabiliyorlar. Tankların birbirlerine
takılma problemi de bulunuyor. Bunların dışında bol taktik geliştirme ve fazlaca
opsiyon sunması, Rolling Thunder’ı iyi bir strateji oyunu olarak niteliyor.
Blitzkrieg: Rolling Thunder’ın, multiplayer oyunlara izin vermemesi de ayrı bir
durum. Taktik yapmayı sevenler ve epeyce stratejik düşünenler, Rolling Thunder’ı
oynayabilirler.