1/6

Civilization IV

Gökhan Menge 3.06.2010 - 12:31
Gerçek strateji efsanesinin, tohumlarından bir kez daha yeşermesine şahit olun
Platformlar PC
Civilization IV
Merlin Puanı 90
Artılar Yönetim daha ayrıntılı, oynanış daha kolay, grafik ve sesler gelişmiş.
Eksiler Önemli bir eksisi yok, ama grafikler yakınlaştıkça bozuluyor.
İçerik No İçerik
1 Civilization Tarihi
2 İnceleme

Bazen özenirim yaşı benden büyük olanlara. Çünkü onların ağzına sakız olmuş bir laf vardır: “Aah ahh! Commodore 64 ya da Amiga’mın tadını bulamıyorum yeni oyunlarda” diye. Benim hiç Commodore’um olmadı, ya da Amiga’m. Gerçi oynamışlığım var birkaç oyun, mesela Sensible Soccer. Tabii o zamanlar için inanılmaz bir zevkti arkadaşlarla toplanıp Sensible oynamak (bide ben o zamanlar 10 yaşında falandım). Benim oyunlarla tanışmam aşağı yukarı 1996-1997 yıllarında oldu. Tabii ilk aldığım makinede bir PC idi. O zamanlar disketçim vardı. Her gün neredeyse oraya gider, dosyalanmış bir şekilde duran binlerce oyun arasından adını beğendiklerimi seçer boş disketlerimi verir yükletirdim. Genelde 5-10 dk’dan fazla beni oyalamazlardı ama benim için bir umut ve büyük bir heyecandı oradan oyun almak.

İçinde “tarih” kelimesi geçen cümleleri hiç sevmem, tıpkı tarih dersini sevmediğim gibi. Her zaman itici ve sıkıcı gelmiştir. Çok araştırma, çalışma gereken bir konu olduğu için olabilir. Ben genelde tembel ve kolaya kaçan bir insan olduğum için hemen bir şeyler elde etmek isterim. Bu yüzden de çabuk bıkarım genelde tarihi strateji oyunlarından. işte de bu ön yargıdan dolayı daha “Age of Empires III”ü oynamadım. Ama “Civilization” denince akan sular durur.

Civilization serisinin tarihine gidersek 1991 yılında ben daha okuma yazma bile bilmiyordum diyebilirim. Benim oyunla tanışmam Civilization II ile olmuştu. Yaşım itibariyle oyundan hiç zevk alamamıştım. Oyunu çözemediğim ya da İngilizce’yi daha yeni yeni öğrenmeye başladığımdan olacak hiçbir şey anlamamıştım. Gerçek anlamda oynadığım ilk Sid Meier oyunu da Civilization III’dü. Benim pek sevmediğim bi tür olan stratejiyi artık el çabukluğu ve ezbere yapılan binalar askerler yerine başlı başına bir “yönetim stratejisi” haline getirmişti Sid Amca. Bence aşırı zordu oyun. En azından oyunu bilmeyen bir insan için çok çabuk sıkıcı hale gelebiliyordu. İlk başlarda sıkılmama rağmen daha sonra oyunu biraz çözüp, stratejiler geliştirmeye başlayınca oyunun müptelası olmuştum. Ve yazıma hafiften nostalji yaparak ve Sid Meier’den bahsederek başlıyorum.

Sid Meier...

Civilization IV
Sid Meier için “dünyanın en iyi oyun programcısı” diyemeyiz. Onun yazdığı 3d motoruyla yapılmış oyunu oynamak için son teknoloji bir bilgisayara ihtiyacımız olmamıştır hiçbir zaman. Onun oyun konusundaki stratejisi şudur : “Oyunu hızlı ve akıcı tut, eğlenceyi azaltma.”. Sid Meier’in yaptığı oyunlar konuyla alakasız olan insanlar için bile zaman harcamaya değer oyunlardır.

Eğer Civilization oyunlarından bir tanesini oynadıysanız bunu Sid Meier kadar Bill Stealey’e de borçluyuz. 1980lerin başında Sid ve eski bir asker ve pilot olan Bill bir savaş uçağı simülasyonu oynamaktadır. Sid sürekli Bill’den yüksek puanlar yapmaktadır. Yapay zeka çok zayıf olduğu için Sid karşı uçağın bütün hareketlere nasıl tepki vereceğini tahmin edebilir ve bunun üstüne “Ben daha iyisini yaparım!” der. Bill ile bir iddiaya tutuşurlar ve bu iddianın sonucunda Bill ve Sid “MicroProse”u kurar ve 1984 yılında ilk oyunu olan “Solo Flight”ı piyasaya sürer.

1987’de çıkardığı “Pirates!” ve 1990’da ise “Railroad Tycoon” ise Sid Meier adını dünyaya duyurur. Ve 1991 yılında çıkan “Civilization” turn-based strategy (sıra tabanlı strateji) türünün öncüsüdür.

2/6

(1991) Civilization I... Efsane doğuyor...

Civilization IV

2.6 MB’lık DOS oyunuyla başladı her şey. Aslında sıra tabanlı strateji (STS) olarak düşünülmemişti oyun. İlk olarak “SimCity” tarzında bir oyun olarak planlanmıştı, fakat daha sonradan Sid Meier’in dehası devreye girdi ve “Civilization” doğdu. M.Ö. 3000 yılında hikaye başlıyor ve tarih boyunca insanlar dünyaya egemen olmak için mücadele ediyorlardı. Ordularımızı bir kuvvet olarak kullanabiliyor, diğer ülkelerle diplomatik üstünlük sağlamak için varımızı yoğumuzu ortaya koyuyor ve teknolojimizi geliştirdikçe onlara gösteriş yaparcasına Alpha Centauri’ye dahi uzay gemisi bile yollayabiliyorduk. Tabi bunları yaparken ulusumuzu mutlu etmeye çalışıyor, iç isyanlar çıkmaması için özen gösteriyorduk. Aynı zamanda ekonomimizi yönetiyorduk ve Dünya harikaları yaratabiliyorduk (Piramitler, Birleşmiş Milletler vs.).

(1997) Civilization II... Daha fazla ayrıntı...

Civilization IV
İlk oyunun eksiği multiplayer desteğiydi. CivII’de artık diğer arkadaşlarımızla mücadele etme şansı bulduk. M.Ö. 4000 yılında sadece bir settler (şehir kurucu) ile başladığımız oyunda etrafımızla ilgili hiçbir bilgimiz yokken keşfetmeye başlıyorduk. Vahşi hayvanlar ve barbarların yanında yine diğer ırklarla mücadele içindeydik. Görüştüğümüz ırklarla anlaşmalar yapabiliyor hatta askeri ittifak kurabiliyorduk. Tabii yine halkımızı mutlu etmeye çalışırken ayrıca bilimsel olarak da gelişmiş bir ırk olmaya çalışıyorduk. Ayrıca oyunda değişik yönetim biçimleri vardı. Despotizm, Monarşi, Fundamentalizm, Cumhuriyet, Komünizm ve Demokrasi. Tabi her yönetim biçiminin farklı etkileri ve getirileri vardı. Örneğin komünizm iş gücümüzü maksimuma çıkartırken cumhuriyet halkımızı mutlu ediyordu. Ayrıca dünya harikaları inşa ettiğimizde kısa ama etkileyici videolar sunmuştu Sid Meier.

(2001) Civilization III... Artık bir efsane...

Civilization IV
Civilization III yapay zekanın tavan yaptığı oyundu. Artık siz istemesenizde gelişen olaylar sizi bazı anlaşmalara mecbur ediyor, sizin zekanızı adeta test ediyordu. Ticaret yolları, doğal kaynaklar daha da önem kazanmıştı. Artık şehirlerimizde çağın “muhteşem insanları” doğmaya başlamıştı. Buna bir nevi piyango diyebiliriz, tıpkı 20.yy.’ın piyangosunun Türkiye’ye çıkması gibi. Oyunun gerçekçiliğini arttıran bir başka etmen ise artık düşmanlarımı alt etmek için onları taşlı sopalı yola getirmek zorunda değildik. Kültürümüz ile teknolojimiz ile onları yola getirebiliyorduk. Tabii ki ırk sayıları ve binalarımız da artmıştı. Hiç şüphesiz Civilization III oyun içi yapay zekanın en üst noktasıydı o zaman için.

3/6

Veee yıl 2005... Civilization IV...

Oyun tarihindeki en başarılı oyunlardandır Civilization. Sıra tabanlı strateji türünün öncüsü olması bir yana getirdiği yapay zeka ile pek çok ayrı türe de öncü olmuştur. Dünya çapında 6 milyon kopya satan Civilization serisinin devam oyunu da şanına layık olmalıydı. Beklentiler ne kadar yüksek ise, oyuncuları memnun etmek o kadar zordur. “Acaba Sid Meier bu yükün altından kalkabilecek mi?” sorusunun yanıtı bence baştan belliydi, ama beklediğimden iyi bir cevap olduğunu itiraf etmeliyim. Rahatça diyebilirim ki Sid Meier bazı oyun yapımcılarının yaptığı gibi eski oyunların adını kullanarak pazarlamak yerine oyununu yine bir üst basamağa atlatarak başlı başına yeni bir oyun sunmuş biz oyunculara. Civilization IV daha önce yaşamadığınız bir oyun zevki ve tecrübesi yaşatmaya hazır.

Sid Amca bu ne??...

Oyuna ilk girdiğimde dikkatimi çeken ilk şey “Tutorial (öğrenme diyelim)” bölümüydü. Her ne kadar oyunda tecrübeli olduğumu söylesem de bu bölüme girmemek ayıp olurdu. Tutorial bölümüne girdiğimizde bizi sürpriz bir kişi karşılıyor: Sid Meier’in kendisi. Bize oyunu öğreten kişi bizzat Sid Meier. Bu bölüm bize oyunun en basit oynanılışını, şehir kurmayı, binalarımızı ve ordumuzu kurmayı, kültür ve bilimsel gelişmeleri öğretiyor. Zaten oyunun resmi web sitesinde de söylendiğine göre oyunun arayüzünü aksiyon severlerin RTS’cilerin (gerçek zamanlı strateji) ve seriye yeni olanların daha çabuk ve kolayca öğrenebilmeleri için tasarlanmış.

Tutorial bölümünde öğretilen bir başka şey ise oyunu kazanma şartları. Düşmanımızı yenmek için onlara taşlı sopalı saldırmamız gerekmiyor. Onları 6 yol ile alt edebiliyoruz:

Diplomatic Victory (Diplomasi ile): Kendimize güçlü dostlar edinerek dünyanın en güçlü devleti haline gelebiliyoruz. En son olarak Birleşmiş Milletler’i kurarak barışçıl bir zafer elde ediyoruz.

Domination Victory (Yayılma ile): Barışçıl yöntemlerden bir diğeri ise dünya nüfusumuzu ve sınırlarımızı genişletmek. Eğer dünya yüzölçümünün %70’i ve dünya nüfusunun %25’i bizim ırkımıza ait ise zafer bizim oluyor.

Cultural Victory (Kültürel zafer): Eğer şehirlerimizden 3’ü efsane (legendary) statüsünde kültüre sahip ise (bu 50000 kültür puanı ediyor), kültürel zafer elde ediyoruz.

Space Victory (Uzay zaferi): Bu zafer şekline teknolojik zafer de diyebiliriz aslında. Eğer teknolojik olarak diğer ülkelerden hızlı gelişip Alpha Centauri’ye ilk uzay aracını gönderen ülke olabilirsek teknolojik zafer elde ediyoruz.

Conquest Victory (Yok etme): Eğer dünya üzerindeki diğer ülkeleri ele geçirip tek devlet olursak askeri zafer elde ediyoruz.

Score Victory (skor ile): Eğer yukarıdaki zafer yollarından birine 2050 yılına kadar hiçbir devlet ulaşamaz ise skoru en yüksek olan devlet oyunun galibi oluyor.

Ve ırklar...

Oyunu anlatmaya başlamadan önce ırklardan bahsetmek istiyorum. Oyunda içinde Türklerin ya da Osmanlıların bulunmadığı 18 tane ırk var. 18 ırkın 25 tane lideri var toplam olarak. Her liderin kendine has bonusları var. Örneğin Amerikan liderleri endüstri çağında gerçekten çok avantajlıyken, Aztekler ilk çağlarda çok teknolojik görünüyor. Oyundaki ırklar şöyle: Amerika, Aztecler, Yunanlar, Japonlar, Persler, Arablar, Çinliler, Mısırlılar, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, İncalar, Hintliler, Malililer, Mongollar, Romalılar, Ruslar ve İspanyollar.

4/6

İster CivI, ister CivII...

Oyun içindeki en büyük yeniliklerden biri bence kusursuz olan kamera sistemi. Artık 3d olan dünyamıza istediğimiz şekilde göz gezdirebiliyoruz. İstersek Civilization I’de ki gibi kuş bakışı olarak, istersek Civilizatin II’de ki gibi isometrik olarak ve istersek şehir seviyesine inip şehrimizi yakından görebiliyoruz. Şehir haritasına yaklaşıp uzaklaşma (zoom) yaparak bu kameralar arasında geçiş yapabilir, istediğiniz biçimde oyununuzdan keyif alabilirsiniz.

Civilization IV’ü diğer Civ’lerden ayıran en büyük özellik kesinlikle grafikler. Oyun artık her zamankinden daha canlı. Nehirler, kaynaklar, çevre tamamen animasyonlu ve haritamız tamamen 3d artık. Ayrıca 3d haritamızda şehrimize yaptığımız binaları haritamız üzerinde görebiliyoruz. Örneğin inşa ettiğimiz dünya harikalarını ddoğrudan doğruya ana ekran üzerinden görebiliyoruz. Seriyi yakından takip edenleri de mutlu edecek bir başka haber: CivII’deki dünya harikalarının videolarını özlediyseniz CivIV’de bunlara yeniden kavuşacaksınız. Yaklaşık 70 tane video var oyun içinde.

Kaynaklar doğaldır...

Şehirlerimizi kurduğumuz yer çok önemli. Her zeminin kendine göre getirileri var. Örneğin bir tepeye kurulan şehri savunmak çok kolayken, su kenarına kurulmuş bir şehir sağlıklı ve mutlu oluyor. Doğal kaynakların yakınına şehir kurmak sizi ilerleyen zamanlarda zengin edebilir. Tabii doğal kaynaklar zaman ilerledikçe açılabiliyor. Örneğin MÖ bir zamanda uranyum bir işe yaramaz iken gelecekte en büyük gelir kaynağınız olabilir. Zamana göre en önemli kaynaklar değişiyor. Örneğin ilk çağlarda demir, bakır önemliyken zaman ilerledikçe petrol, uranyum gibi kaynaklar sizin için çok önemli olabiliyor.

Şehirlerimizde artık eski Civilization’larda ki gibi sıkıcı olaylar azaltılmış. Sürekli başımıza bela olan isyanlar, kirlilik vs. yerine şehrimizin mutluluk seviyesi var. Mutsuz şehirlerde üretim ve gelir düşüyor. Şehrimizin mutluluğunu arttırmak için doğal kaynakları o şehre getirmemiz gerekli. Örneğin su kenarına kurulmuş, doğal kaynaklara yolları açılmış bir şehir kesinlikle size sorun çıkarmayacaktır.

Şehrinizi geliştirmek için askeri, kültürel ve teknolojik binalar yapmalısınız. Askeri binalar şehrinizin savunmasını ve asker üretimini arttırırken teknolojik binalar size ekstra gelir getirebilir. Kültürel binalar ise halkınızı mutlu etmenin yanında şehrinizin sınırlarını genişletiyor. Şehrinizin kültür puanı sırayla 10, 100, 1000 ve 10000 olunca şehrinizin sınırları genişliyor. Eğer şehrinizin kültür seviyesi 50000 olursa şehriniz (legendary) muhteşem kültürel şehir oluyor.

Muhteşemim ben falalaaa...

Yazının başında da dediğim gibi Civilization IV başlı başına yeni bir oyun. Yeni askeri birimler eklenmiş ve bunun yanında oyuna bu karakterlerimizi geliştirme şansı verilmiş. Askeri birimlerimiz tecrübe kazandıkça sınıf atlıyor ve her sınıf atladığında yeni bir özellik seçme şansı veriliyor bizlere. Bu özellikler askerinize fazladan güç, bazı zeminlerde bonus vuruş gücü, bazı zeminlerde savunma gücü, bazı diğer askeri kuvvetlere karşı ekstra vuruş gücü veriyor. Bazı özellikler ise daha özel yetenekler sunabiliyor, örneğin şehir saldırısı, düşman yollarını kullanabilme gibi. Eski Civ oyunlarında sadece 4 seviyesi vardı askerlerin: conscript, regular, veteran ve elite. Civilization IV’de ise 40’dan fazla seçenek ile askerlerinizi istediğiniz şekilde geliştirebilirsiniz.

Oyunda ayrıca muhteşem insanlar (great person) var, Civilization III’de olduğu gibi. Bu insanların şehrinizde çıkma şansı sizin şehrinizin kültür seviyesi ile alakalı. Örneğin şehrinize yaptığınız her dünya harikası sizin şehrinizde muhteşem insan çıkma ihtimalini arttırıyor. Harika insanlar ülkenizin gelişimini ve gidişatını ciddi olarak etkileyebiliyor. Muhteşem insanlar şöyle sınıflandırılıyor: Sanatçı, mimar, kahin (daha çok din adamı), mühendis ve bilimadamı. Muhteşem insanlar ülkenize çok özel şeyler kazandırabiliyor. Örneğin bir kahin dinsel olarak kutsal bir şehre özel binalar yapabiliyor, yada size bedava bir teknoloji sunup sizi çağın önüne taşıyabiliyor, isterseniz şehrinize kültür puanı ekleyebiliyor. 2 ya da 3 muhteşem insanı feda ederek ırkınızı altın çağa sokabiliyorsunuz. Bu şekilde üretiminiz ve geliriniz artıyor. Tabii bunları yaparken bu muhteşem insanı feda etmek zorundasınız. Başka bir çare ise muhteşem insanı şehrinize dahil edip sürekli ondan kültür puanı ve ekstra gelir kazanabilirsiniz.

5/6

Canım halkım...

Halkınızı yönetim biçiminiz de oyuna çok fazla etki edebiliyor. Her yönetim biçiminin getirileri olduğu gibi tabii bazılarının “götürüsü” de var. Örneğin halkınızı köle yapabilirsiniz, tabi üretiminiz artsa da halkınızın pek mutlu olacağı söylenemez. Yönetiminiz 5 ana başlık altında toplanıyor: İdari, Resmi, İş gücü, Ekonomi ve Din. Bunlar arasında istediğiniz kombinasyonu kurmakta serbestsiniz. Birkaç yönetim şöyle: Çevrecilik, kölelik, konuşma özgürlüğü, basın özgürlüğü, vatanseverlik, zorunlu askerlik vs.

Bayramın mübarek olsun George...

Artık ırklarımızın dinlerini seçebiliyoruz. Tabii ırkımızın din seçebilmesi için önce bir din keşfetmesi gerekli. Teknoloji ağacımızı genişlettikçe yeni dinler önümüze çıkıyor. Dinler şehrimize yayıldıkça şehrimizin mutluluğu ve üretimi artıyor. Oyundaki dinler şunlar: Buddhism, Hristiyanlık, Musevilik, Konfiçyanism, Taoism, Islam ve Hinduism. Dinler ilk bulunduğu kutsal şehirlerden dünyaya yayılıyor. Dininizi daha hızlı yaymak için şehirlerinizden misyonerler yetiştirip diğer şehirlere yollayabiliyorsunuz. Ayrıca dininiz yayıldıkça muhteşem insan şansınız da artıyor.

Dinler birkaç yönden etki edebiliyor şehrinize. Örneğin dinler sayesinde şehrinize camiler, manastırlar, katedraller inşa edebiliyorsunuz. Bu binalar sizin teknolojik gelişiminize ve şehrinizin mutluluğuna doğrudan etki ediyor. Ya da sizinle aynı dinde başka bir ırk ile iyi ilişkiler içine girebiliyor ya da onları kendi dininize davet edebiliyorsunuz.

Kendin pişir kendin ye...

Civilization’da artık oyununuzu en ince ayrıntısına kadar özelleştirebileceksiniz, hatta biraz kodlama bilginiz varsa kendinize özel bir Civ oyunu yapabileceksiniz. Bunu yapmanız için 4 yol var. En kolayı oyun içindeki “World Builder”. World Builder ile isterseniz kendiniz için, isterseniz internet üzerinden arkadaşlarınızla oynamak için haritalar tasarlayabilirsiniz. Oyunu özelleştirmek için bir başka yol ise oyunun XML dosyaları ile oynamanız. İsterseniz not defteri isterseniz bir XML derleyicisi ile oyunun parametrelerini değiştirebilirisiniz. Üçüncü bir yol ise daha zor. Oyunun “phyton” kodları ile oynayarak oyunun harita yaratıcısını, oyundaki olayları hatta ara yüzünü dahi değiştirebilirsiniz. Eğer kodlama bilginiz var ise birde dördüncü ve en bilgi gerektiren yöntem var. Civilization IV SDK (software developers kit – yazılım geliştirme paketi) ile oyunun yapay zekasını, oyun kurallarını vs. herşeyini değiştirebilirsiniz.

Multiplayer...

Her ne kadar hep mevcut olsa da Civilization oyunlarının öne çıkan yanı olmamıştır multiplayer oyun. Fakat bu sene bunu değiştirmek niyetindeler. Standart online oyun yöntemlerinin dışında CivIV’ü e-mail yoluyla da oynayabileceğiz. Bu şekilde yapay zeka yerine gerçek zekaya karşı stratejiler geliştireceğiz. Ayrıca yeni eklenen takım oyunu Team play) ile oyun boyunca müttefik olacağız. Bu şekilde dünya savaşları bile yapabileceğiz. İttifak kuran devletler birbirleriyle her türlü bilgiyi paylaşacaklar. Görüş sahası, teknolojiler, askeri kuvvetler, sınırlar ve hatta dünya harikalarının kazançları bile dost ırklar için paylaşılabilir olacak.

6/6

Bitirelim artık...

Civilization IV’ü serinin diğer oyunlarından ayıran en büyük özellik gelişmiş grafikleri. Tamamen 3 boyutlu tasarlanmış olan dünya haritası, şehirler, harikalar, askerler, nehirler dağlar vs. hepsi bir araya gelince gerçekten büyük bir gelişme gösterdiğinin kanıtı oyunun. Ayrıca oyundaki dünya tamamen yaşayan bir dünya. Akan ırmaklar, dalgalı denizler, birliklerin hareketi, şehrin görünüşü etkileyici, en azından bir strateji oyunu için. Ayrıca grafikler kameranın yüksekliğine açısına göre değişiyor. Örneğin kamerayla kuş bakışı baktığınızda altınızdan geçen bulutları görebiliyor onların sesini duyabiliyorsunuz, ya da yeryüzüne yaklaştıkça akan nehirleri, denizleri rahatça görebiliyorsunuz. Şehir grafikleri de gelişmiş. Artık ana ekranımızdan rahatlıkla şehrimiz içindeki binaları görebiliyoruz.

Oyunun sesleri gayet başarılı. “Etnik-damar” menü müziği tarihten fırlamışçasına havaya sokuyor insanı. Ayrıca oyun içinde kameranın yüksekliğine bağlı olarak ses değişiyor. Örneğin kameranız yükseklerde ise hava akımının sesini duyabiliyorsunuz, ya da deniz seviyesine yaklaştıkça su sesini, hayvanların sesini duyabiliyorsunuz. Ayrıca her ırk kendine özel sesler çıkarıyor, kendi dilini kullanarak konuşuyor.

Tabii tahmin edebileceğiniz gibi oyunun can alıcı noktası oynanabilirliği. Serinin her oyununda öğrenmek uzun sürer, çoğu insan bir süre sonra oyundan sıkılırdı. CivIV’de ise çok daha kolay öğrenebiliyorsunuz. Özellikle “Tutorial” kısmı yeni başlayanlar veya seriyi unutanlar için çok kullanışlı. Artık çoğu emrimizi karmaşık şehir ekranından değil de ana ekrandan verebiliyoruz.

İster Civilization serisinin hayranı olun, isterseniz hiç oynamamış olun, bu oyunu oynamamak sağlam bir oyuncu için kayıptır. En azından elinize CivIII alın, önce onu oynayın sonra da CivIV’ü. Ve gelişimi görün. Alınası, görülesi, herkese tavsiye edilesi bir oyun Civilization IV. Hepinize iyi bayramlar...

Yorumlar 42
MK Okuru
MK Okuru 2.09.2025 19:10
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir