Oyun piyasasının özü, sürekli bir beklenti üzerine kurulu olmasıdır.
İnsanların sevdiği türden olan ya da yayınlanan ekran görüntüleri ile ilgi
yaratan oyunlar zihinlerde hep bir beklenti yaratır. Oyunlarının çıkacağı günü
iple çeken oyuncular, biraz da hayalgücünün yardımıyla beklentilerini yükseltir.
Belki de oynarken duyamayacağı kadar büyük zevki hayal eder, yapacaklarını o
günden kararlaştırmaya başlar. Çoğu zaman büyük beklentiler sonucunda çıkan
oyun, sevenleri tarafından çok kısa sürede defalrca bitirilir ve yapacak başka
bir şey kalmayınca sonraki versiyonu için yeni bir bekleme süreci başlar.
Kısacası oyuncuların ömürlerinin yarısı beklemek ile geçer.
2004 senesi, tabiri caiz ise büyük beklentilerin iyi ya da kötü karşılandığı bir
yıl oldu. Doom 3, Half-Life 2, Rome: Total War gibi efsane oyunlar bir bir
piyasaya çıktı ve oyuncuların ağızları, kulaklarına vardı. Sessiz sedasız ortaya
çıkan FarCry ise, FPS dünyasına atom bombası etkisi yapmış, pek çok insanı
kendine esir etmişti. 2004’ün önemli oyunlarından olan, yaşam simülasyonu The
Sims’in ikincisi en çok satanlar listesinde hala en yukarılarda olduğu da
unutulmaması gereken bir gerçek. Konsol bölümünde de 2004 senesi oldukça
bereketli geçmiş, Xbox’da HALO 2, PlayStation 2’de GTA: San Andreas ve Metal
Gear Solid 3 gibi önemli oyunlar kendini göstermişti. Senenin son bombası ise
tüm platforlarda aksiyon oyunlarına damgasını vuran Prince of Persia: Warrior
within oldu.
2005’in ilk aylarını yaşadığımız şu günlerde oyuncuların kafalarında genel bir
kanı oluştu; “Bu kadar güzel oyunların arkasından 2005’te acaba bizleri neler
bekliyor?”. Hatta öyle anlar oluyor ki; yıllarca beklediğimiz Half-Life 2, Doom
3 gibi oyunların ardından, uzun süre piyasayı derinden etkileyecek oyun
gelmeyeceği ve beklenti dolu anların yavaş yavaş azalacağı gibi karamsar bir
tablonun oluşuyor.
İşte sizlere hazırladığımız, “Dervişin sabır taşı” isimli dosya konusu ile bu
senenin neler vadettiğini açıklamaya, aynı zamanda “beklenti” duygunuzu yeniden
alevlendirmeye çalıştık.
Karşınızda 2005’in beklenti yaratan oyunları:
Auto Assault (PC)
Ömer Hakan Şimşek
Çıkış Tarihi: 2005
Yapımcı: Netdevil
Yayıncı: NcSoft
MMO deyince bir çoğumuzun aklına orclar, elfler, kılıç ve kalkan geliyor ki
gerçekten bu tarz oyunlar sektörün büyük bir kısmını oluşturuyor. Yenilik içeren
oyunlar yerine kendisine zaten hazır bir hayran kitlesi bulmayı daha uygun gören
yapımcılar da genellikle tercihlerini fantastik oyunlardan yana kullanıyorlar.
Ama Auto Assault konsept olarak oldukça farklı bir oyun.
Uzaylıların dünyadaki kaynakları kullanmak üzere güzel gezegenimize gelip
insanları kaçak şekilde yaşamaya zorlamalarından sonra bir asır geçmiştir.
İnsanlar artık saklandıkları yerden çıkmış modifiye ettikleri zırhlı ve silahlı
araçlılarla direnişe başlamışlardır. Biz de oyunda var olan 3 türden birini
seçerek bu dünyaya adımımızı atacağız. Bu türler uzaylı teknolojisini daha iyi
kullanan mutantlar, Transformer's gibi biçim değiştiren insan olmayan biomekler
ve insanlar. Türümüzü seçtikten sonra sıradaki iş aracımızı seçmek olacak.
Oyunda motosikletler, otomobiller, kamyonetler, tanklar gibi bir çok araç türü
mevcut. Seçtiğimiz aracı satıcılardan veya görevlerden alacağımız binlerce
değişik parçayla geliştireceğiz ve yolları fethedeceğiz.
Akla ilk gelen soru bu kadar farklı araç arasında dengenin nasıl sağlanacağı.
Yani bir motosikletin tanka karşı şansının ne olacağı? Üstünde en çok çalışılan
konu bu. Oyuncuların karşılaşacağı bazı alanlara sadece belli sınıftan araçlar
girebilecek. Ayrıca her aracın artıları eksileri dengeleniyor ve araç üstünlüğü
değil strateji üstünlüğü ön plana çıkıyor. Oyunun her yerinde reflekslerden
ziyade bu tarz stratejiler ve aracınızı modifiye tercihleriniz önemli olacak.
Böylece oyuncular arasındaki yetenek farkı azaltılmış olacak.
Dostum olabilirsiniz ama ıssız çölde aracımla gezerken karşıma çıkarsanız size
acımam...
Battlefield 2 (PC)
Can Sağlam
Çıkış Tarihi: 2005'in 2. çeyreği
Yapımcı: Digital Illusions
Yayıncı: EA Games
Birkaç yıl önce piyasaya sürülen Battlefield, gerek grafikleriyle, gerek
zevkli oynanışıyla biz oyun severleri bir hayli tatmin etmişti. Çıktıktan kısa
bir süre sonra en çok oynanan multiplayer oyunlarından biri olması kesinlikle
bir rastlantı değildi. Yapımcılar, ilk oyunun haritalarını yalayıp yutan
oyunculara pek de yenilikçi olmayan ek paketler çıkardı, ama hiç kimseyi tatmin
etmedi. Bunu gören ve oyunun yapımcısı olan Digital Illusions, kısa bir süre
sonra harekete geçti ve çok daha yenilikçi, çok daha modern, çok daha teknolojik
bir Battlefield yapmaya başladı; serinin ikinci oyununu.
100 kişik online FPS mi?
İlk Battlefield piyasaya sürüldüğü vakte göre oldukça başarılı ve tatmin edici
bir görsel yapıya sahipti. Ama tabi ki yapıcıların aynı motoru şimdi de
kullanması düşünelemezdi. Bu yüzden yapımcılar kendilerinin programladıkları
motor üzerinde yoğun bir şekilde çalışarak günümüz koşullarına uygun hale
getirmişler. Ayrıca artık haritalar deforme olabilecek şekilde dizayn edilmiş.
Yapımcılar oyundaki hemen hemen her şeyin yıkılabileceği, patlayabileceğini
söylüyorlar. Böyle bir özelliğin oyunun zevk katsayısını ikiye katlayacağına
eminim. En basitinden, köprüden geçen bir grup askeri birliğini, köprünün en
hassas yerlerine vurmak suretiyle başka bir diyara gönderebileceksiniz.
Ben bi’ CS bilirim, başka bi’şey bilmem
Yapımcılar yapay zeka üzerinde de bir hayli çalıştıklarını söylüyorlar. Artık
bot’lar ağaçlara, duvarlara takılmayacak, söylediğiniz bir emiri yerine getirmek
için 2 saat(!) beklemeyecek. Tabi bunlar Digital Illusions’un vaadleri, emin
olamayız. Ama Battlefield’ın aslen bir multiplayer FPS olduğunu düşünürsek,
yapay zeka için yapımcıların üzerine fazlaca yüklenmek yanlış olur kanımca. Yine
de biz Unreal Tournament’daki insanlardan bile akıllı gibi gözüken bir yapay
zeka olsa kötü mü olurdu?
Ohoo daha çok var
Championship Manager 5 (PC)
Aykut Göker
Çıkış Tarihi: 2005
Yapımcı: Beautiful Game Studios
Yayıncı: Eidos Interactive
Henüz resmi çıkış tarihi açıklanmamış olmasına rağmen, Championship Manager
5’in bu sene piyasalarda olması tahmin ediliyor. Bilindiği üzere önceki
senelerde oyunun yapımcılığını üstlenen Sigames, CM-5’te yok. Yapımcı ve
yayıncının ayrılığından doğan iki yapım mevcut. İlki Sigames’in Football Manager
2005’i, diğeri ise Eidos ve Beatiful Game Studios’un ortaklaşa çalışması
Championship Manager 5. Görüldüğü üzere Sigames, CM’den elini eteğini çekti.
Önceki yıllarda CM projesinde yayıncı olarak çalışan firmalar, işin kaptan
koltuğuna oturdu. Bir kaç ay önce piyasa sürülen demo tam manasıyla hayal
kırıklığı olmasına karşın, CM ismi kolay kolay silinmeyecektir. En azından bu
firmaların yaptığı ilk CM, piyasaya çıktığında büyük rağbet göreceği muhtemel.
Çünkü demo’nun akıllarda bıraktığı olumsuz izlenim pek gerçekçi değildi. Asıl
cevabı bize tam sürüm verecektir.
CM, Football Manager’ı yakalayabilecek mi? Bir başka deyişle; Eidos, Sigames
kadar başarılı olabilecek mi?
Yeni oyun kullanıcı dostu bir antrenman bölümüyle geliyor. Artık anrenman
programı eskiden olduğu kadar komplike hazırlanmayacak. Daha kolay bir arayüz
geliştirilmiş. Fakat antrenman programıyla uğraşmak bile oyuncuya ayrı bir zevk
veriyordu. Yeni oyun için ne kadar olumlu bir yenilik olduğu tartışılır. Ayrıca
yapımcılar bu konuda Charlton Athletic’in as takım koçu Mervyn Day ile
çalıştılar.
Yapım geliştirilirken profesyonel futbolun içindeki bir çok takım ve personelle
çalışılmış. Bunlar İngiltere Premier ligi takımlarından, İtalya Seria A’ya ve
hatta İspanya La Liga takımlarından Real Madrid’e kadar...
Hatırlar mısın bir maç vardı eskiden?
Taktik ekranı Beatiful Game Studios tarafından bazı geliştirmelere uğramış.
Gerçi demo’da gördüğümüz kadarıyla görünüşü dışında, kayda değer bir değişiklik
yoktu ama tam sürümde oyuncuların koşu yapabilmesi için yeni güzergahlar
bulunacak.
Kulübüyle anlaşamıyorum ki futbolcuya kontrat önereyim
Tam sürümde menajeri olduğunuz kulübün eski hocasıyla karşılaştırılacaksınız.
Onun başarıları adeta bir gölge gibi sizi takip edecek. Bu yüzden çeşitli
kupalar kazanarak kendinizi eski menajer kadar sevdirmelisiniz. Tabii
futbolcularla’da iyi ilişkiler içinde olmak çok önemli. Başarıya giden yol ekip
olmaktan geçer!
CM’yi unutmak mümkün mü?
Bildiğiniz gibi Championship Manager serisi, menajerlik oyunları arasında çok
özel bir yere sahip. Henüz çıkış tarihi belli olmayan bu serinin son oyununu bir
çok CM tutkunu sabırsızlıkla bekliyor. Bakalım CM yoluna devam edebilecek mi?
Conker: Live & Reloaded (X-Box)
Emre Günen
Çıkış Tarihi: Mart 2005
Yapımcı: Rare Ltd
Yayıncı: Microsoft
Haylaz sincap geri döndü! Nintendo’nun ünlü oyunu Conker's bad fur a Day,
kanlı macerasına kaldığı yerden, Xbox platformunda devam edecek. Bilmeyenler
için kısaca açıklamak gerekirse; Conker, şirin mi şirin karakterleri ve renkli
çevre tasarımı ile çocuk oyunlarını anımsatan bir yapıya sahiptir. Fakat
oynayanlar bilirler ki; işin aslının bununla alakası yoktur. Baş kahramanımız da
dahil olmak üzere tüm karakterler son derece küfürbaz, gelişen olaylar son
derece vahşi ve oyunun genel yapısı ziyadesiyle kanlıdır. Ağızından puro,
elinden silah düşmeyen kahramanımız bu kez Xbox platformunda bizlerle buluşacak.
Conker’ın bizi ilgirendiren asıl yönüne yani tek kişilik moduna bakacak olursak,
tipik bir aksiyon oyunundan daha fazlasını bulacağız. Yapacaklarımız genelde
“belirtilen yere git ve herkesi öldür” gibisinden görevlerden oluşsa da,
içerisinde pek çok ayrıntı ve Conker’a özgü espri dolu eğlenceli yanlar da
olacak.
Gerek demoda gerekse E3 fuarlarında edindiğimiz bilgilere bakarak oyunun görsel
açıdan son derece başarılı olacağını düşünebiliriz. Karakterlerimizin sincap ve
benzeri yaratıklardan oluşacağını biliyoruz. Karakterlerin hem animasyonları hem
de tüyleri son derece gerçekçi gözüküyor. Hatta E3 fuarında Xbox’ın en iyi
grafikli aksiyon oyunu ödülü aldığını söylemem yeterli olacaktır sanırım.
Sonuç olarak, Live and Reloaded 2005 yılı içinde piyasaya çıktığında aksiyon
platformunda önemli bir yer tutacak gibi gözüküyor.
Dark and Light (PC)
Ömer Hakan Şimşek
Çıkış Tarihi: Nisan 2005
Yapımcı: Np Cube
Yayıncı: Np Cube
“Adından anlaşılacağı gibi oyunda katılabileceğiniz iki ayrı fraksiyon var.
Dark and Light’da 12 farklı ırktan ve 14 farklı meslekten birini
seçebiliyorsunuz. Karakterinizin tipini istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz.
Ticari yetenekleriniz var ve özel nesneler üretip satabiliyorsunuz. Böylece oyun
içinde oyuncular birbirine bağlı hale geliyor. Oyunda binlerce farklı nesne var.
Ve...”
Liste böyle uzayıp gidiyor, ama bu özellikler öyle veya böyle birçok MMORPG’de
zaten var. Peki DnL’yi diğerlerinden farklı yapan, heyecanla beklememizi
sağlayan nedir?
Bir dünya düşünün 40.000 km2 alandan, 4000’den fazla kaleden ve 1000’den fazla
şehirden oluşsun. Dragonlara, planörlere binerek seyahat ettiğinizi, havanın
değiştiğini, mevsimlerin değiştiğini, bitki örtüsünün buna göre değiştiğini
düşünün. Kendi evinizi yaptığınızı, evlendiğinizi, kalelere saldırarak veya
politika ile baron, dük, kral olduğunuzu düşünün...
Evet DnL bize kocaman ve dinamik bir dünya vadediyor. Oyuncuların gerçek bir
dünyada yaşıyormuş gibi hissetmeleri için ellerinden geleni yapmışlar. Öyle ki
oyunda mevsimler değişecek, bitki örtüsü, hayvanların sayısı ve tipi buna göre
değişecek. Tamamen canlı bir ekosistem olacak. Oyun bu konuda o kadar iddalı ki;
yapımcılar şimdiye kadar bu sektördeki en gerçekçi dünyayı yaptık diyorlar.
Bu gerçeklik ve dinamizim hissine oyunun her yerinde rastlıyorsunuz. Seçtiğiniz
karakterler hem sosyal hem de savaşcı olarak gelişiyor. Kendinize arsa satın
alıp evinizi yapabilecek, isterseniz arkadaşlarınızla yeni bir köy inşat
edebileceksiniz. Bu sıcak yuvanızı paylaşmak için isterseniz evlenebileceksiniz.
Tabii ki oyunun tamamı pembe hayallerinizi gerçekleştirmeye çalışmaktan ibaret
değil. Dark ve Light ana şehirlerinin haricinde, oyunda bulunacak 10 ayrı
krallıkta diğer oyuncularla savaşabilecek, kaleler alıp oylamayla liderinizi
seçebilecek hatta belkide kral olacaksınız. İsterseniz bu savaşlara hiç
bulaşmayıp bu devasa alanı gezebilir. Yeni yerler keşfedip yeni kaynaklar
bulabilirsiniz. Gezdiğiniz yerlerin haritalarını çıkarıp diğer oyunculara
satabilir ve hayatınızı bir gezgin gibi geçirebilirsiniz.
Oyun teknik açıdan da oldukça iddalı. İlk kez WoW’da başarıyla uygulanan “No
Zoning” denilen sistem DnL’de de kullanılacak. Mantık oyunda yükleme ekranının
olmaması. Böylece bir kıtayı baştan başa yürüseniz bile oyun hiç yükleme ekranı
ile bölünmeyecek. Siz de kendinizi oyunun atmosferine tamamen
kaptırabileceksiniz. Geliştirilen server teknolojisi sayesinde artık tüm
oyuncular aynı serverda olabilecek. Grafiksel olarak da oldukça iyi gözüken
DnL’nin şu andaki en büyük sıkıntısı oyunun optimize edilerek düşük sistemlerde
de çalışmasını sağlamak.
Çıkış tarihi Nisan 2005 olarak gözüken oyunun yapımcısı daha önce adını
duymadığımız yeni bir firma olan NP Cube. Yaklaşık 2.5 senedir üstünde çalışılan
oyunun vadettiği yenilikler oldukça fazla. Son dönemlerde peş peşe bitmesine az
kala iptal edilen MMORPG’lerden sonra yapımcıların bu kadar yeniliği hakkıyla
yapıp yapamayacağına dair endişelerimiz yok değil. Her halükarda DnL’nin sektöre
taze kan getireceği açık. Eğer birde dedikleri herşeyi yaparlarsa Nisan ayında
MMORPG dünyasının yeni kralının tahtına oturacağından emin olabilirsiniz.
Devil May Cry 3: Dante's Awakening (PS2)
Can Gülay
Çıkış Tarihi: 1 Mart 2005
Yapımcı: Capcom
Yayıncı: Capcom
İlk oyunuyla herkesi büyüleyen ve hızlı aksiyon sahneleriyle Capcom’un en
beğenilen oyunlarında biri olan Devil May Cry çok büyük bir ilgi toplamıştı.
Durum böyle olunca da ikinci oyundan beklentiler de oldukça fazlaydı. Bildiğiniz
gibi beklenenin aksine ikinci oyun ilk oyunun başarısını yakalayamamış ve büyük
hayal kırıklığı yaratmıştı, fakat yapılanlara bakılırsa bu kez Capcom aynı
hataya düşmeyecek gibi görünüyor.
İlk oyunun öncesini konu alan senaryoda Dante’nin şeytani ikiz kardeşi Virgil’de
bulunuyor ve oyun biraz da karanlık ve aydınlığın temsilcileri olan bu
karakterlerin yüzleşmesini konu alıyor. Bunların yanında gerek ara videolardan
gerekse mekan tasarımlarından anlaşıldığı kadarıyla görsellik PlayStation 2’de
görebileceklerimizin en iyilerinden bir tanesi olacak. Zaten Capcom grafikler
konusunda hemen hemen hiçbir zaman oyuncuların yüzünü buruşturmamıştır ve bu
yine böyle olacak. Özellikle videolarda görülen dans pisti ve mükemmel bir ay
ışığı sahnesi altında Dante ve Virgil’in karşılaşmaları görsel açıdan çok
iyiydi, bu tip etkileyici sahneler de oyunda bolca bulunacak ve bu da oldukça
sevindirici.
Doom 3: Resurrection of Evil (PC)
Arda Gündüz
Çıkış Tarihi: 4 Nisan
Yapımcı: id Software
Yayıncı: Activision
Doom konsepti, yıllar sonra Ağustos 2004’te, Doom 3 ile yeniden doğmuştu.
Teknolojinin nimetlerinden de sonuna kadar faydalanan Doom 3, bize görsel şölen
ve yeni bir hikayeyi de beraberinde getiriyordu. Cehennemden gelen tehlikeli
yaratıklar, Mars’taki UAC üssüne saldırıyor ve biz de bu ortamdan sağ çıkmak
için uğraş veriyorduk. Şimdi sırada, Doom 3’e expansion olarak hazırlanan
Resurrection of Evil var.
İlk oyunun yarısı kadar süreceği belirtilen Resurrection of Evil’a yeni silahlar
ekleniyor. Bunlardan birisi çift namlulu pompalı tüfek. Bir diğeri ise, biraz da
Half-Life 2’den esinlenildiği düşüncesine varmamızı sağlayan Levitation Gun. Bu
silahla birlikte, fizik motorunun da gücünü kullanarak çevredeki objeleri
kaldırıp düşmanlara atabilmek, ya da onlardan bize gelen el bombası, alev topu
ya da roket gibi uzak mesafe saldırı öğelerini yakalayıp geri yollayabilmek
mümkün olacak. Eğer Half-Life 2’deki Gravity Gun’ı bol bol kullandıysanız,
yabancılık çekmeyeceksiniz.
The Relic isimli silah, oyunun kilit noktalarından birisini oluşturuyor. Relic’i
bulduğumuz andan itibaren, ona sahip olmak üzere peşimizden üç boss
gönderiliyor. Onları öldürdükçe, güçleri bu Relic’te toplanıyor ve gerektiği
zamanlarda şarj edip bu özellikleri kullanabiliyoruz. Bu özelliklerden ilki Hell
Time, bunu kullanarak zamanı bir süre yavaşlatıp, ağır saldırılardan
kaçabiliyoruz. Berserker özelliği ile topu katliamlar yaratmak mümkün olacak.
Gönderilen boss’lar içerisinde sonuncusunu da öldürdükten sonra, yine Relic’i
şarj edip geçici süre ölümsüz olabiliyoruz.
Dungeon Siege 2 (PC)
Hasan Uğur Nayır
Çıkış Tarihi: 2005'in ilk çeyreği
Yapımcı: Gas Powered Games
Yayıncı: Microsoft
İlk oyunun büyük başarısının ardından, Dungeon Siege 2 E3 fuarında tam bir
boy gösterisi yaptı. Özellikle fuarda gösterilen videoyu izledikten sonra oyunu
dört gözle beklemeye başlanların sayısı giderek arttı. Oyun içi görüntülere
yapımcıların söyledikleri eklenince heyecanımıza engel olamak pek mümkün
değildi.
Tartışmalar Sert Olabilir
Köye gidip yeni bir görev alabileceksiniz. Böyle kararlara bağlı olarak ve
karakterler arasındaki uyum sonucu yeni görevler açılabilecek. Karakterlerimizde
özel yeteneklerde bulunacak ve bunları geliştirebilecekler. Söz gelimi büyücümüz
düşmanlarına göktaşı yağdırabilecek. Ayrıca karakterlerimizin birer yetenek
ağacı var. Dolayısıyla karakterinizi belli bir dalda uzmanlaştırabileceksiniz.
Mis Gibi Kızarmış Staff İsteyen Var mı?
Yeni bir grafik motoru yazmak; hem masraflı, hem de zahmetli bir iştir. Ayrıca
eksiklerini bulmak ve daha da geliştirmek gibi ayrıntılar firmalar için pahalıya
mal olur. Gas Powered Games ilk oyunun grafik motorunu ikincisinde de
kullanıyor, ama bir hayli geliştirilmiş bir şekilde. Kaplamalar iyice elden
geçirilmiş, detaylar arttırılmış ve yeni efektler eklenmiş bir şekilde karşımıza
geliyor. Grafik motoru özellikle ağaç, bitki örtüsü ve su gibi doğal
materyallerinde başarılı bir şekilde karşımıza çıkarıyor. Karakterlerimizin ve
düşmanlarımızın modellemeleri de bir hayli başarılı. Dungeon Siege 2 belki aşmış
grafiklere sahip olmasa da, bir RPG oyunu için sade ve güzel grafiklere sahip
duruyor.
Kararlar Başınızı Belaya Sokabilir !!!
Oyunun multiplayer yönü de elden geçirilmiş durumda. Her oyuncu ayrı bir macera
grubunu yönetecek. Yönetilen macera gruplarının sayısına göre de bulunukan
yerdeki yaratık sayısı da otomatik bir şekilde artacak. Bu yönüyle bir hayli
eğlenceli olacağına benziyor, arkadaşlarınızla bir multiplayer partisi
verebilirsiniz.
Sonuç Nedir?
Bazı görüşlere göre oyun için birinci oyunun birebir kopyası olacağı iddia
ediliyor. Ancak bunun dışında bir çok site ve forumlarda pek çok oyuncu umutlu
bir şekilde bekliyor. Ben de Dungeon Siege 2’de böyle bir hataya düşüleceğini
zannetmiyorum. Zaten yapımcılar her seferinde oyunun ilk oyundan daha iyi
olacağını bastırarak söylüyorlar. Dungeon Siege 2 2005’in en iyi RPG’si olmaya
aday gibi gözüküyor.
F.E.A.R (PC)
Can Sağlam
Çıkış Tarihi: 6 Temmuz 2005
Yapımcı: Monolith
Yayıncı: VU Games
Yapımcılığını No One Lives Forever ve Tron 2.0 gibi yapımlara imza atmış olan
Monolith’in üstlendiği F.E.A.R, bu yılın potansiyel klasikleri arasında en üst
sıralarda yer alıyor. Özellikle yayınlanan videolarla dikkatleri üzerine çeken
F.E.A.R, 2005’in en iyi aksiyon oyunu olma yolunda hızla ilerliyor. Gelin şimdi
F.E.A.R’ın etkileyici özelliklerine hep birlikte bakalım.
K.O.R.K.U’yorum!
Yapımcılar F.E.A.R’ı hazırlarken korku temalarını FPS’yle harmanladıklarını
gerek ekran görüntülerinden, gerekse video’lardan açıkça belirtiyorlar. Monolith
bu konuda oldukça iddialı. Söylediklerine göre oyun boyunca tempo hiç bir zaman
düşmeyecek; Half Life 2’de olduğu gibi her bölümde yeni bir şeyler göreceğiz.
Tabi bu özelliklerin gerçekten de başarılı bir şekilde yansıtılacağı hakkında
oyun çıkana kadar emin olamayız. Monolith senaryo bakımından bazı filmlerden de
esinlenmiş. Mesela yayınlanan video ve ekran görüntülerinde gördüğümüz o beyaz
giysili, esrarengiz kızımız güzide(!) bir filmde gördüğümüz benzer karaktere
oldukça benziyor.
Bu kız da kim böyle?
Düşmanlar karşısında onsuz bir hiç olduğumuz silahlar ise, F.E.A.R’da
alışagelmiş olanlar dışında gayet sıradışı olacak. Half Life 2’deki hayran
kaldığımız gravity-gun benzeri silahlar oyunumuzu bir hayli eğlenceli yapapcağa
benziyor. Bu ilginç silahlar arasında nükleer reaksiyon gösteren silahlar bile
bulunacak. Tabi ki silahlar sınırsız olmadığından böyle durumlarda yardımımıza
yumruk ve tekmelerimiz(!) koşacak. Bu yeteneklerimizi kullanarak düşmanlarımızı
hakkın rahmetine kavuştururken, oyunun ne kadar zevkli geçeceğini varın siz
tahmin edin.
Panik yapmayın, daha korkmaya var
Haziran ayının ilk günlerinde piyasaya sürülmesi beklenen F.E.A.R’ın, şimdiden
klasikler arasına girmesine kesin gözüyle bakılıyor. Hatta ileri gidip, Half
Life 2’den bile daha iyi olabileceğinin söylediği de oluyor. Umarız oyun
çıkabilecek aksiliklerden dolayı ertelenmez de bizde bu potansiyel klasiği
oynama şerefine zamanında erişmiş oluruz.
FIFA Street (PS2)
Yağız Hoş
Çıkış Tarihi: 22 Şubat 2005
Yapımcı: EA Canada
Yayıncı: EA Sports BIG
FIFA’nın yıllarca sallanmayan tahtını PES’e bıraktığı bir gerçek. EA her ne
kadar Avrupa’daki satışlarıyla zarar etmese de, PES öncesi zamanlarını mumla
arıyor. Klasik FIFA ile bu oyunu farklı köşelere koymamız gerekli öncelikle;
çünkü bu oyun FIFA’nın adını kurtaracak (Oyun olan FIFA, Sepp Blatter ile
aramızı bozmayalım!) değil. EA Sports Big’in sokak sporları serisinin bir yenisi
olacak olan FIFA Street, klasik FIFA’dan aynı NBA Live ile NBA Street gibi çok
ayrı tatta olacak. Anlayacağınız oyun hakkında çok fazla bilgi yok.
Önemli bir nokta da kamera açısı. Gördüğümüz kadarıyla oyuncuların arka
taraflarından yani uzak kale arkasından oyunu yöneteceğiz ki bu en mantıklısı.
Urban Street Soccer’da geniş bakış açısının sorun yarattığını hatırlarız.
Sonuç olarak özellikle mekan tasarımının mükemmel olacağının en büyük delili
ekran görüntüleri. Karakter modellemeleri konusunda ise biraz daha çalışılması
gerekli gibi. Oyun 22 Şubat’ta Amerika’da, 2005 sonunda ise tüm dünyada çıkmış
olacak.
Guild Wars (PC)
Murat Oktay
Çıkış Tarihi: 22 Mart 2005
Yapımcı: Arena Net
Yayıncı: NcSoft
Diablo’yu geliştiren ekibinin Blizzard’dan ayrılıp, ArenaNet adı altında
toplandıklarını aramızda bilmeyen yoktur (varsa da öğrendiniz artık.). İlk
oyunları ise önümüzdeki aylarda piyasaya çıkacak olan Guild Wars. Geçtiğimiz sene
28-29 kasım tarihlerinde ilk open beta test yapılmıştı. O zaman dahi bu oyundan
son derece etkilenmiştim. Şu günlerde ise 2. open beta yapılacak. Büyük bir
heyecenla bekliyorum.
Betada karşılaştıklarım
Eğer bana “Guild Wars ile ilk karşılaştığım anda beni en çok neyin etkilediği?”
sorulsa idi, hiç düşünmeden yan öğeler derdim. Karakterinizin duruma göre
verdiği tepkiler iyi düşünülmüş, yaralandığınız zaman topallayabiliyor ya da
yere çökebiliyor. Ya da toprak zeminde yürürken yerdeki ayak izlerinizi takip
etmek ilginç geliyor. Birçok oyunda rastlayamadığımız özellikler bunlar. Ama bir
o kadar da gerçekliği destekleyen unsurlar.
Ayrıca Guild Wars’un başında çıkan müzikler ve oyun sırasındaki seslerde ekibin
kaliteli bir iş çıkartabilmek için çok çalıştığını gösteriyor. Birçok oyunda
olan standart tek ses vuruş ve tek ses inleme efektleri yerini her seferinde
farklı sonuçlar veren seslere bırakmış. Eax desteklediğini de belirtmem gerekli.
Oyunun içine gereğinden fazla gömülebiliyorsunuz. Kimi zaman arkadan bağırarak
gelen bir yaratık korku ile mouse’ı bırakıp kafanızı arkaya çevirmenizi sağlarsa
hiç şaşırmayın.
Haunting Ground (PS2)
Yağız Hoş
Çıkış Tarihi: Mayıs 2005
Yapımcı: Capcom
Yayıncı: Capcom
Haunting Ground konsol dünyasını takip edenler için “beklenebilecekler”
listesinde başa güreşecek bir yapım. Capcom belki de büyüyünce bir Resident Evil
ya da Silent Hill olacak çocuğu mayıs ayında doğuruyor.
Fiona Belli, 18 yaşında ailesiyle birlikte bir araba kazası geçirir ve arabadan
bir tek o sağ kurtulur, fakat uyandığında kendini bilmediği bir şatoda hapsolmuş
vaziyette buluyor. Kahramanımız çevrede olan biteni araştırdıkça şatoda kötü
güçlerin olduğunu fark eder ve hikaye garip olaylar örgüsüyle şekil alır…
Anladığınız üzere oyunda Fiona Belli adlı kızı yönetiyoruz. Genç kız yanından
hiç ayrılmayan Hewie adındaki koyun köpeğin de yardımıyla şatodan kurtulmaya
çalışacak. Konu biraz klasik gibi gözükse de içinden bin bir türlü entrika
çıkacaktır, ne de olsa Capcom işi diyorum.
Puzzle’ların Fatal Frame ve türevleri gibi değil de Silent Hill, Resident Evil
kıvamında olacağını söyleyeyim. Gerekli anahtar kelimeyi bulma, eşyaları hareket
ettirme vs. Ayrıca bazı puzzle’rın Hewie üzerine kurulmuş olduğu da
belirtiliyor, zaten düşmanlarla uğraşan da genellikle Hewie olacak. Fiona,
Hewie’e komutlar verecek ve hatta patisini bile isteyebilecek!
Clock Tower ve Fatal Frame gibi oyunlarda gördüğümüz panic modu Haunting
Ground’da daha şık yaşanacak. Saldırı sonrası adrenalin yükseldiği zaman görüntü
karakalem ile çizilmişe benzer bir hal alacak ve Fiona bilinçsizce hareket
etmeye başlayacak.
Oyun “Ico-Clock Tower, sentezi olacağım” der gibi duruyor ki bu olabilecek iyi
sentezlerden biridir. Yani hem huzursuz edici, hem de ürkütücü bir atmosferle
karşılaşacağımızı söyleyebilirim. Ara demolar ise gerçekten çok iddialı.
Grafiklerin Clock Tower kıvamında fazla soluk olması benim pek hoşuma gitmese de
bunun atmosferi körüklediğini söyleyebilirim. Oyunun şimdiden gördüğüm kötü bir
yanı ise aynı düşmanın Clock Tower’da ki gibi birçok kez karşınıza çıkması.
Clock Tower’da bu işin cılkı çıkıyordu çoğu kez, inşallah bu oyunda fazla
yaşanmaz. Oyunun Demento adıyla da nisan ayında Japonya’da çıkması bekleniyor.
Avrupa çıkışı ise mayısta…
ICO 2 (PS2)
Alkan Adakaner
Çıkış Tarihi: 2005
Yapımcı: Sony
Yayıncı: Sony
PlayStation 2 hiç kuşkusuz oyun bakımından en zengin sistem. Her ne kadar
Sony oyun yapımcılarına eskisi gibi destek vermese de yine de oyun bakımından
sıkıntıya düştüğü söylenemez, fakat Nintendo ve Microsoft’un firmalarla ikili
anlaşmalar yapması sonucu PlayStation 2’de bir çok hit oyun görülemedi. Resident
Evil serisini Nintendo’ya, (sadece Resident Evil 4 gecikmeli olsa da çıkacak)
daha önce E3 fuarında PlayStation 2 için duyurulan Ninja Gaiden’i ve Oddworld
serisini Microsoft’a kaptıran Sony kendisi oyun yapımına yöneldi. Bunun en büyük
sebebi ise az önce bahsettiğimiz olaylar.
PlayStation 2’nin piyasaya çıkışında kısa bir süre sonra ICO adında ilk bakışta
çocuk işi gibi görünen, fakat PlayStation 2’nin en iyi macera oyunlarından
birisi olan ICO’yu piyasaya sürmüş ve oyunculara muhteşem bir tecrübe
yaşatmıştı. ICO’yu bitiren hangi oyuncu unutabilir ki. Genç bir viking (en
azında biz öyle sanıyoruz kim olduğu belli değil) ile gizemli ve büyüleyici bir
kız. İkisinin kötülüğe karşı yaptığı yolculukta muhteşem dayanışmalarına tanık
olmuştuk. Sony bu oyunun devamını yapmasaydı yazık olurdu. Sony; ICO’nın devam
oyunu ICO II: Wanda & Collesus’un 2005 yılı içerisinde piyasada olacağını
açıklayarak PS2 sahiplerini çok heyecanlandırdı.
Wanda & Collesus ilk oyundan bağımsız bir konuya sahip. Hiç kuşkusuz bu çok
üzücü bir olay. Neden ilk oyundan bağımsız bir senaryo olduğunu bilemiyoruz; ama
büyük ihtimalle Sony başarılı bir devam oyunu yapamayacağından korktu. İlk
oyunda senaryo çok gizemliydi, ikinci oyunda bunu sürdürmekte oldukça zor
olacaktı. İlk oyundaki sadece hayatta kalmaya çalışan iki çocuğun hikayesini
devam ettirmek çok zordu. Zaten oyunu çekici yapan yönlerinden birisi de buydu
ve ICO’nun yapımcıları da haklı bir endişe ile ilk oyunun konusunu devam
ettirmek istemediler.
Bu yeni oyunda ise yine bir erkek ve bir bayan olmak üzere iki yeni kahramanımız
var. Bunlarda ilk oyundaki kahramanlarımıza bir ölçüde benziyorlar. Oyunun ilk
yayınlanan videosunda erkek kahramanımız bomboş dev bir alanda atı ile
ilerliyor. Bir çeşit tapınak benzeri yerde bayan kahramanımızı bırakıyor. Sonra
dev yaratıklar görünüyor. Bunlar ilk oyundakinin aksine çok büyükler.
Kahramanımız onları öldürmek için tepelerine tırmanmak zorunda kalıyor ve zayıf
noktalarına vurarak onları öldürmeye çalışıyor. Bu dev yaratıklar tıpkı ilk
oyundaki gibi kuş olabiliyor. Onları öldürmek gerçekten zor olacak.
İlk oyun grafiksel olarak yeterli düzeydeydi; ne muhteşem denilebilecek, ne de
kötü denilebilecek ortalama grafiklere sahipti. İkinci oyunda grafikler biraz
daha gelişmiş görünüyor. Özellikle dev yaratıkların ayrıntısı görülmeye değer.
Hiç kuşkusuz PlayStation 2’nin en iyi macera oyunlarından birisi olan ICO; 2005
yılında çıkacak olan devam oyunu ile de bizleri büyüleyecek gibi görünüyor.
ONE (N-Gage)
Umut Ersaraç
Çıkış Tarihi: 2005
Yapımcı: Nokia
Yayıncı: Nokia
Daha önceden Tiger Woods PGA Tour 2005 ve Aphalt Urban GT ile N-Gage’in
piyasayı yerden yere vuracağını söyleyen Nokia bir türlü bu iki oyundan
bekleneni alamadı. TW PGA Tour 2005 N-Gage Arena’yı çok iyi kullanmıştı ama oyun
yetersiz kalmıştı. Asphalt Urban GT çok güzel grafiklere sahipti ama sadece
onunla kalmıştı. Şimdi Nokia bu söylemi bir kez daha ortaya koyuyor. N-Gage
oyunlarına bakış açısının değişeceğini düşünen Nokia E3 2005’e bu oyunu sunmayı
planlıyor.
ONE N-Gage’de bulunmayan bir türü kapsıyor. Belki bir Street Fighter, Mortal
Kombat veya Tekken değil ancak ONE N-Gage’in dövüş efsanesi olacağa benziyor.
Oyundaki amacınız adında da belli olduğu üzere dünyada bir numaralı dövüşçü
olmak. Bunu hem online hem de offline yapabilmelisiniz. Nokia’nın bu oyunla
ilgili övündüğü yer offline bölüm değil tabi ki. Yine her zamanki gibi N-Gage
Arena’da yapılacak dövüşçü sıralamaları, bu sıralamalarda başlarda olacaklara
verilecek hediyeler, özel dünya çapında turnuvalar oyuncuların bu oyuna karşı
ilgilerini arttırmasını sağlıyor. Umarız bu durum sadece reklamla kalmaz. Çünkü
Nokia bunu hayata geçirebilir ve ilgiyi ayakta tutabilecek yarışmaları doğru
düzgün düzenlerse hem N-Gage konsolunun satışı artar hemde oyun satışı artar.
Dövüşlerin geçtiği yerler birebir alınmış mekanlardan oluşuyor. Bunun dışında
rakiplerinizde bu mekanlara ait yerlerden geliyor. Nokia burada da değişik bir
çalışma ile karşımıza çıkıyor. Biz kendi yolumuzda ilerlerken karşımıza çıkan
rakipler her seferinde değişik özelliklere hikayelere görüntülere sahip oluyor.
Bu da milyonlarca yarışmacı veya rakibin olması anlamına geliyor. Evet biliyorum
“milyonlarca” kelimesi biraz fazla gibi, ama oyunun tam versiyonu elimize geçene
kadar buna inanmak zorundayız.
Sahip olduğunuz karakter dövüş kazandıkça çeşitli yeteneklerini arttırıyor. Ne
kadar fazla galibiyet o kadar fazla yetenek ve ek güç demek (Offline modunda
yaptığınız dövüşler online modu bağlamıyor). Ayrıca daha önce Tony Hawk’s Pro
Skater’da karşımıza gelen karakterimizi tamamen değiştirebilme özelliği bu
oyunda da var. Hatta kendi dövmenizi N-Gage’inize yükleyip onu oyunda
kullanabiliyorsunuz.
Grafikler, yine Nokia’nın söylemlerine göre N-Gage’e yapılmış en iyi 3B’lu
grafik modellemelerine sahip. Oyunda belli bölgelerde yavaşlamalar olsa da
oyunun geneli Spiderman2’nin 3D bölümlerinden çok daha seri akıcı ve güzel
görünüyor. Oyundaki karakter hareketleri ve modellemeler için İskoç eksper Tommy
Carruthers’le iş birliği yapmışlar. Şu anda da bazı dövüş teknikleri için
Barselona da Digital Legends Entertainment stüdyolarında çalışmalarını
sürdürmekte.
ONE’ın logosu, çeşitli ekran görüntüleri ve birkaç ön incelemesi, gelecek olan
N-Gage oyunlarından biraz daha ön planda görünüyor. Tabi bunun en önemli sebebi
oyunun dağıtıcısının konsolu hazırlayan şirket yani Nokia’nın olması. Hemen her
sitede oyunun reklamını görmeniz mümkün. ONE N-Gage’i yeniden şahlandırabilecek
ve bu kadar reklama değecek mi onu büyük bir ihtimalle 2005 E3 fuarında
göreceğiz…
Pariah (PC)
Erdem Maşlak
Çıkış Tarihi: 3 Mayıs 2005
Yapımcı: Groove games
Yayıncı: Digital Extremes
Havok – Digital Extremes- Unreal Engine!!! Ne kombinasyon ama! Bu üçlüyü
kafamdan uydurmadım, üç ismi de bir arada taşıyan bir “oyun” yapılıyor. Adı,
bildiğiniz gibi, Pariah. Aynı isimde bir sinema filmi de var galiba; ama, filmi
seyretmek nasip olmadığı için oyundaki senaryo ile bir eşleştirme yapamayacağım.
Resident Evil 4 (PS2)
Alkan Adakaner
Çıkış Tarihi: 2005 4. çeyrek
Yapımcı: Capcom
Yayıncı: Capcom
Capcom’un korku türündeki efsanesi olan Resident Evil serisi gerek aksiyon
öğeleri ile gerekse de ani korkutma sahneleri ile bu türü sevenlerin vazgeçilmez
oyunlarından birisidir. Serinin altıncı oyunu olan Resident Evil 4 ise seriye
aykırı ama bir o kadar da başarılı bir oyun olacak. Geçtiğimiz günlerde GameCube
için piyasaya çıkarılan, PlayStation 2 için ise 2006 yılı başında çıkarılması
planlanan Resident Evil 4 seriye yeni bir bakış açısı, yeni bir soluk getiriyor.
Bu kadar düşmana karşı Leon’da boş durmayacak tabi; av bıçağı, tabanca, shotgun,
sniper, rocket launcer, el bombası, molotof kokteyli, otomatik tüfek ve magnum
gibi onlarca silahta sizin emrinizde olacak. Bunların yanında düşmanlarımız
kadar Leon’da eskisine göre çok daha güçlü, artık bize çok yaklaşan
düşmanlarımıza tekme ve yumruk atabileceğiz. Aksiyon tuşlarını ve analog padi
kullanarak bizi yakalayan düşmanlarımıza zarar verebileceğiz.
Grafiksel devrim
Runaway 2 (PC)
Erdem Maşlak
Çıkış Tarihi: 2005
Yapımcı: Belli Değil
Yayıncı: Belli Değil
İşte nispeten kısık bütçeli Avrupalı yapımcıların Amerikalı firmalara kök
söktürdüğü belki de tek platform olan Adventure oyunları pazarı; ve işte bu
küçük kıtanın Fransa ya da İngiltere kadar ön planda olmayan ülkesi İspanya’nın
tabiri caizse, ki caizdir, gözbebeği Runaway. Orta 3’e giderken bu oyunun ismini
ilk kez duymuştum ve üniversiteye başlamadan birkaç gün önce bitirmiştim ilkini.
İlkini diyorum, çünkü İspanyol Pendulo Studios bu oyunun devamı için şu sıralar
harıl gürül çalışıyor. Runaway: A Road Adventure’u hatırlayacak olursanız Brian
Basco ve Gina’yı havuz başında sefa sürerken bırakmıştık. Mafyanın adamlarına
izimizi ufak bir Teksas kasabasında kaybettirdikten sonra Gizemli Haç’ın
akıbetini hiç aklımıza getirmemiştik. Brian’ın doktora tezi için başvurduğu
fakülte için Amerika’nın batısından doğusuna süren macerası Gina’nın güzel mi
güzel gözlerinde son bulmuştu ve onlar muratlarına ererken biz de peşine çıkacak
kerevet aramaya koyulmuştuk.
GTA: San Andreas (PC)
Metin Üner
Çıkış Tarihi: 7 Haziran 2005
Yapımcı: Rockstar North
Yayıncı: Rockstar Games
GTA ile ilk tanışmamı çok iyi hatırlıyorum, o gün hem Half-Life’ı hem de
GTA’yı almıştım. Eve geldim büyük bir hevesle her ikisini de kurdum fakat
Half-Life hakkında o kadar çok şey duymuştum ki ilk olarak GTA’yı açmak bu
söylenenlere karşı hakaret olurdu. Ben de önce Half-Life’ı açmaya karar verdim
ve yaklaşık 4 saat oynadıktan sonra biraz da FPS’nin 20 olması sebebiyle oyunu
bıraktım. Geçtim bir köşede GTA’nın içinden çıkan kitapçığı incelemeye başladım,
fakat kitapçıkda yazanlar ve resimler fazla ilgimi çekmemişti. Çünkü görüş açısı
kuşbakışı, çizgi filmleri andıran grafikleri ile o an gözüme çok güzel bir oyun
gibi görünmemişti . Fakat gene de para verdiğim için oyunu açtım ve o an ne
derece yanlış düşündüğümü anladım. Çünkü GTA bana o güne kadar hiçbir oyunda
görmediğim kadar çok serbestlik vermişti. Ve bundan da iyisi oyunun konusu çok
iyi işlenmişti. İlerleyen günlerde de HL ve GTA’yı dönüşümlü olarak oynadım.
Daha sonra çıkan GTA’lar da çok güzeldi fakat bana ilk oyunun verdiği keyfi hiç
biri veremedi. Fakat Vice City çıktığında değişik bir şekilde oyunu bitirmeme
rağmen oyun uzun süre bilgisayarımda kayıtlı kaldı. Sonradan çıkan multiplayer
modu sayesinde uzun süre de silinmiyecek gibi gözüküyor.
Splinter Cell: Chaos Theory (PC)
Arda Gündüz
Çıkış Tarihi: 29 Mart 2005
Yapımcı: Ubisoft
Yayıncı: Ubisoft
Dünya yine terör tehlikesi ile karşı karşıya. Doğu Asya’dan başlayıp
Amerika’ya uzanan bu terör dalgasını birisinin durdurması gerekiyor. Üstelik bu
kişinin kimseye fark edilmeden binalara girip işleri bitirmesi gerekiyor.
Düşmanları sessiz, etkili ve yerinde durdurması gerekiyor. Yine bu kişinin
çeşitli dövüş sanatları, silahlar ve akrobatik hareketlerle kendini koruması
gerekiyor. Bu kişi 2005’in Mart ayında N-Gage’e geliyor…Kim mi? Tabii ki Sam
Fisher…
İlk dikkati çeken, üç boyutlu kamera dinamiklerinin oldukça sağlam olduğu.
Mekanlar ve kullandığımız eşyalar detaylandırılarak üç boyutlu hale getirilmiş.
Oyun grafikleri ile ilgili tek korku şu yönde. İkinci bir Spiderman2 faciası!
Ancak oyunun şu anki demosunda Splinter Cell’de öyle bir facia yok. Tabi oyunun
tam sürümü gelir gelmez bu konu hakkında daha rahat konuşabiliriz.
Oyunda iç ve dış mekanlarda geçmek üzere 8 adet mekan bulunmakta. Burada
teröristleri etkisiz hale getirerek, dünya’yı terörizmin elinden kurtaracağız.
Her ne kadar klişe olsa da Splinter Cell gibi bir oyununda başka bir konu
olamaz.
Splinter Cell: Chaos Theory N-Gage’in en iyi aksiyon oyunların biri olacak.
Fakat tam versiyonunu görmeden “en iyisi” diyemeyeceğimizde bir gerçek. Yine
bize pil yolu gözüktü. N-Gage sahiplerine adaptör hediye edilmesi lazım. Böyle
oyunlarla hediye edilmeli.
Splinter Cell: Chaos Theory (N-Gage)
Umut Ersaraç
Çıkış Tarihi: 31 Mart 2005
Yapımcı: Ubisoft
Yayıncı: Ubisoft
Tom Clancy imzalı her yapım gibi, Splinter Cell serisi de büyük bir hayran
kitlesi oluşturdu ve oldukça beğenildi. Gizlilik bazlı bir oynanışı olmasına
rağmen, oyuncuya sağladığı gerilimli atmosferi ile heyecanlı dakikalar
yaşamamızı sağlıyordu. Splinter Cell’in devamı olarak Pandora Tomorrow
geliştirildi. Aynı şekilde kaliteli oynanış, burada da sürüyordu. Bu sefer
oyuncuların yeni gözdesi, oyunun multiplayer modu oldu. Herkes tarafından çok
beğenildi ve oynandı. Şimdi sırada Splinter Cell: Chaos Theory var, ilk iki
Splinter Cell’e bakarak, Chaos Theory’nin de kalite koktuğunu söylemek hiç de
yanlış olmayacaktır.
Chaos Theory’de Sam Fisher’ı kontrol etmeye devam ediyoruz. 2007 senesinde geçen
oyunda, serinin diğerlerinde olduğu gibi, dünyanın çeşitli yerlerinde değişik
görevler boyunca başarı sağlamaya çalışıyoruz. Yine rahatsızlık veren bir suç
örgütü söz konusu ve atılacağımız görevler ile onu çökertmek bizim amacımız.
Chaos Theory’nin en önemli özelliklerinden birisi, görevlerin lineer olmayışı ve
bizim bölümler içerisindeki aksiyonlarımıza göre şekillenmesi. Tek kişilik 11
bölüm bulunuyor, bu bölümlerin her birinde değişik görevler var, devamlı da
yenileri ekleniyor. Birinde başarısız olduğumuz zaman, oyun bize başka bir
altermatif sunuyor, ayrı bir yoldan bitirmemize imkan tanıyor. Bu da bölümün
gidişatını ve sonunu değiştiriyor.
Sam Fisher, ilk iki oyunda bize ne kadar akrobatik bir kahraman olduğunu
göstermişti. Chaos Theory’de, gizli kalmak için yeni hareketler ve öldürme
şekilleri uygulayabileceğiz. Suya dalmışken, aniden yükselip bir düşmanı içeri
çekerek boğabiliriz. Üçüncü şahıs görünümünden oynanan Chaos Theory’de bölüm
öncelerinde cephanemizi kendimiz seçebileceğiz. Üç türde silah seçimi
yapabileceğiz; gizlilik bazlı olabilir, saldırı bazlı olabilir ya da
maceralarımızda bize yardımcı olacak adamımız William Redding’in silah
önerilerini değerlendirebiliriz. Bölüm içlerinde hem gizlilik, hem de ses
göstergemiz olacak, buna uygun hareket etmemiz gerekecek.
En merak edilen kısımlardan birisi de multiplayer. Öncelikle, bir Co-Op modu
olacak. 5 görevden oluşacak bu modda, iki oyuncu aynı anda iki farklı karakteri
yönetebilecek. Bu 5 görev içerisinde beraber hareket edecek ve birbirilerine
yardımcı olarak ilerleyecekler. Biri bilgisayar terminali hack’lerken, diğeri de
etrafı kollayabilecek, ya da bir kişinin çıkamayacağı platformlara, birbirlerine
yardım ederek ulaşabilecekler. Her karakterin kendine has silahları ve
kullanabileceği eşyalar olacak. Bunun dışında, multiplayer olarak merc’ler ve
spy’ların kapışması devam edecek. Mod’lar olarak Story, Disc Hunt ve Deathmatch
bulunacak. Hikaye moduda kendi içerisinde üçe ayrılacak; extraction,
neutralization ve bombing. Multiplayer 11 harita var ve bazıları Pandora
Tomorrow’dakilerin geliştirilmiş versiyonlarını içeriyor.
Serinin geçmiş oyunlarına göre Chaos Theory, grafiksel olarak ta bir adım ileri
gidiyor. Daha gerçekçi ışık, gölge ve çevre detayları ile karşılaşacağız ki
gizlilik bazlı bir oyun için bu gerçekten önemli bir unsur. Splinter Cell ve
Pandora Tomorrow’daki güzel grafikler, Chaos Theory’de daha ileri taşınacağına
göre, bu konuda pek problemimiz olmayacak gibi gözüküyor.
Tom Clancy’s Splinter Cell: Chaos Theory, PC’nin yanında PS2 ve Xbox için de
hazırlanıyor, oyunun Mart ayında piyasalarda olmasını bekliyoruz.
Tekken 5 (PS2)
Volkan Turan
Çıkış Tarihi: 2005 ilk çeyrek
Yapımcı: Namco
Yayıncı: Namco
Tarihte büyük bir saygıyla anılacak olan bu eser, Namco imzası altında büyük
beklentilerle gümbür gümbür geldi, geliyor. Tekken 4’teki devrim diye
nitelendirebileceğimiz duvar hasarları ve ileri/geri itme hareketleri, açıkçası
oynanışın gölgesi altında kalmıştı. Küçük arenalarda isteyerek ya da istemeyerek
bol bol duvar hasarları versek de geniş arenalar da itme ve duvar hareketleri
genellikle es geçildi. Geri kalan her şey mükemmeldi gerçekten. Yeni
karakterler, yeni kombolar, detaylı arenalar, Force Mod, müthiş sinematikler
derken, geçti gitti o günler! Bence bırakın geçsin gitsin çünkü Tekken 5,
dördüncü oyunu aratmayacağa benziyor.
The King of Fighters 2003 (PS2)
Volkan Turan
Çıkış Tarihi: 15 Haziran 2005
Yapımcı: SNK
Yayıncı: SNK
Eminim ki KOF’u bu sayfalarda gördüğünüze şaşırdınız. Açıkçası ben bile
şaşırdım ama bu benim için sürpriz olmadı. SNK Playmore’dan böyle bir atak
bekliyordum ve en sonunda da geldi. Öncelikle KOF 03 hala 2D. Nedeni de çok
basit, yeni birşeyler arayanlara değil de, serinin fanatiklerine, old-school
beat êm up’çılara özel. Şubat ayı içerisinde raflarda olmayı hedefleyen oyunun
en belirgin özelliği, hız. Tüm dövüşçülerin hızları arttırılarak yüksek bir
tempo elde edilmesi. Super Cancel Attack geri dönüyor. Bu, rakip sizi guard’a
alıp özel hareketlerini yaparsa, siz de onun hareketinin bitmesini beklemeden,
hareketi bölen bir atak çıkarmanız anlamına geliyor. Benzerini KOF 98’de
görmüştük ve çok kullanışlıydı. Bu özelliğin gelmesi, bazı dövüşçülerden hareket
çıkarmaya kadar gitmiş çünkü bu hareketler SCA için fazlasıyla avantajlıymış.
Durumu eşitlemek için böyle bir yola başvurmuşlar.
Grafikler serinin en iyisi. Öncelikle karakterler piksel şeklinde gözükmüyorlar.
Birçok animasyon eklenmiş. Yenme veya yenilme sırasında eski/yeni birçok poz
hareketi geliştirilmiş. Arka planlar güncelleştirilmiş, gözü yormayan ve fazla
dikkat çekmeyen bir hal almış, yani tam olması gerektiği gibi. Dövüşçü
listesinde kimler var kimler yok, bunu oyun çıkınca göreceğiz. Ses Test özelliği
de koyulacak. Tam olarak neye benziyor, gerçekten merak ediyoruz. Striker
özelliği gitmiş. Bu özellik çok kullanışlıydı ama bir arkadaşınızla oynarken,
pek keyifli olmuyordu. Bir de Tag sistemi gelmiş. 3 karakter arasında geçiş
yapabilmek değişik bir KOF tecrübesi olacak. KOF 03’ün, derin oynanışı ile
Street Fighter: III 3rd Strike’ı unutturacağını sanıyorum. Ayrıca SNK’nın
takvimi mi bozuk nedir? 2005’teyiz değil mi?
The Matrix Online (PC)
Aykut Göker
Çıkış Tarihi: 2005 2. çeyrek
Yapımcı: Monolith
Yayıncı: SEGA
Matrix, kimi için bir felsefe kimi içinse muhteşem görsel efektlerle dolu
aksiyon sahneleridir. Her ne olursa olsun 2005, Matrix’e doyacağımız bir yıl
olacak. Eğer erteleme olmazsa The Matrix Online’ı 2005’in 2. çeyreğinde
oynayabileceğiz.. Üçlemenin sonrasında geçen oyun, Lithtech motoruna sahip ve
bize Matrix’i hissettirecek kadar komplike hazırlanıyor. Öyle ki, dövüş
tekniklerinden atmosfere, müziklerinden kaliteli görünen grafiklerine kadar çok
uğraşıldı. Böylelikle ortaya The Matrix Online çıktı.
O gördüğüm Morpheus’muydu?
Muhteşem wire-fu tekniğini kullanıp, bir süre ajanlarla savaşman sana yarardan
çok zarar getiriyor. Buna karşın yeteneklerin artmaya devam ediyor. Fakat
yeterli değil. Keşke Morpheus burada olsaydı. Onu daha önce görmüştün. Hani gece
kulübünün karşısındaki metro istasyonundan çıkıp, yandaki binanın çatısına
atlamıştı. Neo ve Trinity olmasa bile Persephone’dan Zee’ye, Seraph’tan Locke’a,
hatta Merovigian’a kadar Matrix evreninin önemli karakterleri bazen karşına
çıkıyor hem de gerçek sesleriyle!
Matrix?
The Matrix Online, 3’lemenin ardından oyuncuların ağzında eğlenceli bir tat
bırakacaktır. Eminim ilkbaharı sabırsızlıkla bekleyen birçok kullanıcı var.
Yapımcılar o etkileyici atmosferi yakalayabilirlerse, 2005’te her yer Matrix
olacak.
The Movies (PC)
Başar Özcan
Çıkış Tarihi: 15 Haziran 2005
Yapımcı: Lionhead Studios
Yayıncı: Activision
Bugüne kadar hiçbir film yapımının ucundan köşesinden tutmuş olanınız var
mıdır? Ülkemizde genelde insalar kamera karşısında olmaya alışıktır, kameranın
arkasına geçmeye değil. Çoğu kez bir aktör yada aktris olmak istemişsinizdir ama
hiç yönetmen olmak istediniz mi? İşte The Movies bize bunu yaşattırmaya
çalışacak. Belki de bundan sonra insanlar aktör değil de yönetmen olmak isteyip,
o hoş ayrıntılarla gerçek hayatta uğraşma hevesine kapılacaklardır.
Otorite benim göbek adım
20. yüzyılda başlayan oyunda kendi film firmanızı kuruyor ve yeni keşfettiğiniz
oyuncular ile ilk filminizi yapmaya başlıyorsunuz. Önce konunuzu seçiyor, sonra
ona uygun çekim platoları arasından birini yada birkaçını seçiyorsunuz. Paraya
sıkıştığınız zaman yeni yetenekler keşfedtmeye devam ediyor ve karın tokluğuna
onları kullanıyorsunuz. Tabii bir de ekibiniz var. Az biraz deneyimli ses
yönetmeni, kameraman veya kameramanlar, makyöz gibi. Her çalışanın sorunlarıyla
ilgilenecek, triplerini savuşturacak, birkaçını ister istemez disiplinsizlikten
kovup yerine yeni kahramanlar ekleyecek, yani devamlı kendimizi ve ekibimizi
geliştireceğiz. Otoritemiz ile ekibinizin dağılmasını önleyeceğiz
Yapımları Internet’ten izleyelim
Sonuçta yaptığınız filmlerde herşey sizin cüzdanınıza bakacak. Yeni yıldızlar,
yeni platform, yeni efektlerin getirilmesi gibi. Bazen de bir kendini beğenmiş
oyuncu size trip attığında, eski az bütçe ile başladığınız günleri
özleyeceksiniz. Fakat siz artık büyük bir usta olmuş olacaksınız. Bir de
düşünün, ya birgün gerçek bir usta olursanız?
World Tour Soccer 2006 (PS2)
Yağız Hoş
Çıkış Tarihi: 2005 2. çeyrek
Yapımcı: SCEE London Studios
Yayıncı: SCEA
Sony ısrarla her sene çıkardığı World Tour Soccer (This is Football) serisine
devam ediyor. SCEE London Studio tarafından geliştirilmekte olan oyun,
öncekilerini göz önüne aldığımızda, bu sene oynayacaklarımız içinde belki en
iyisi olmayacak ama kendini diğerlerinden ayıran çok güzel bir özelliği olacak.
World Tour Soccer 2006’nın can alıcı yanı Eyetoy (Kamera) destekleyecek olması.
”Peki bu oyunda ne işe yarayacak?” derseniz; Eyetoy Play 2’yi oynayanlar
hatırlar, bu oyunun içinde bulunan program ile program tarafından istenilen
bölgeleri işaretleyerek, kendi kafamızın 3D halini modelletiyorduk. Kendi
suratımızı yumruklayabiliyorduk. Ancak çok yeni bir teknoloji olduğu için önemli
hataları vardı. En ufak bir hatada programlama başarısız oluyor ve bir daha
yüzünüzü tanıtmanız gerekiyordu. Şimdi yapımcılar Cameo Creator’u, World Tour
Soccer 2006 için yeniden programlayıp rahat bir şekilde futbolcu olabilmemize
uygun hale getiriyorlar. Burada futbolcu, hatta tüm ilk onbir siz olabilirsiniz.
Mimiklerden tutun, sakalınıza hatta burnunuzdaki siyah noktalara kadar
herşeyiyle üç boyutlu bir “siz” ortaya çıkacak. Ayrıca kafanıza gözlük, şapka
vs. de ekleyebileceksiniz. Unutmadan, oyunda 935 tane klüp ve ülke takımı; bunun
yanında 32 lig, 28 tane de stadyum bulunacak. 19,000 tane lisanslı futbolcu da
isimleriyle olacak.
Cameo Creator olayının bir futbol oyununda kullanılmasıyla, Eyetoy’un becerileri
yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacak. Şimdi önemli olan, bu teknolojinin sıkı
bir futbol ile birleşmesi. World Tour Soccer 2006’nın, Mart ortasında çıkması
bekleniyor.
Worms World Party (N-Gage)
Umut Ersaraç
Çıkış Tarihi: 16 Haziran 2005
Yapımcı: Team 17
Yayıncı: Titus Software
Hava kapalı. Eve doğru yürüyorsunuz. Aniden yağmur bastırıyor. Bir anda
yerdeki delik ve çimlerden kahverengimsi küçük yaratıklar çıkıyor. Bu yaratıklar
yerde her ne kadar vasıfsız görünseler de, 2005’in Nisan ayında N-Gage’lerimizi
şenlendirecekler. Evet dostlar, Worms N-Gage’e geliyor.
Efsanevi solucanlar yine sıra tabanlı savaş türünde karşımıza çıkacak. Yapay
zekaya karşı, Bluetooth veya N-Gage Arena üzerinden başka kişilere karşı
oynamanız mümkün olacak. Bu da ek bataryalara ihtiyaç duyacağınız anlamına
geliyor. Çünkü oyun hakikaten sizi PC’deki versiyonu kadar başında tutacak. En
güzel özelliklerinden biri de, oynayacağınız alanların her seferinde rastgele
dizayn ediliyor olması. Yani aynı yeri oynayıp durmayacaksınız. Tekli oyuncu
modundaki alıştırma görevleri alışmanızı sağlıyor. Her ne kadar oynanışı ve
algılanması kolay olsa da, bu görevlerin konulmuş olması, Worms oynamayanlara
herşeyi verebiliyor.
N-Gage versiyonunun en önemli özelliklerinden biri N-Gage Arena’da (GPRS
Üzerinden) 4 oyuncuya kadar karşılıklı kapışma imkanı sunması. Ayrıca N-Gage
Arena’nın yeni düzenlemelerinden de faydalanan oyunda, savaş sırasında
rakibinize “I am beter than you” “I got this score” şeklinde cümle kalıplarını
yollamanıza imkan veriyor. Bir diğer özellik ise, N-Gage Arena’da düzenlenecek
çeşitli turnuvaların olması. “Worm King” ya da “Survival Of The Wormiest” gibi.
Daha yeni turnuva ve oyun şekilleri geliştirilmekte olduğu da gelen haberler
arasında. En enteresan olanı da, N-Gage Arena’ya katılan oyuncular arasında “en
iyi savunmacı solucan” “en iyi tek atışta vuran solucan” veya “en sıkıcı
solucan” başlıklı sıralamaların bulunacağı. Yani yaptığınız hemen herşey
kaydediliyor.
Yine her Worms’da olduğu gibi burada da son derece ilginç, komik ve değişik
silahlar bulunuyor. Solucan yiyici koyun, yüzük atan toplar, eski çağlara ait
Kung-Fu güçleri bunlardan sadece birkaçı.
Son olarak hemen herşeyin değiştirilebilir olması, çok farklı oyuncu tipleri,
oyun türleri ve savaşlar yaşamanızı sağlıyor. Bu da tekdüzelikten kurtarıp
tekrar tekrar oynamanızı sağlıyor.
N-Gage sahiplerinin, 2005’in ikinci yarısında bol bol oynayacağı oyunlardan biri
olmaya aday Worms World Party’nin kaçırılmaması gerekli. Tam versiyonu
geldiğinde, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.