Tam 40 yıl önce, Nintendo Entertainment System (NES) Amerika’da piyasaya çıktığında kimse bunun oyun dünyasını sonsuza kadar değiştireceğini tahmin etmiyordu. 18 Ekim 1985’te tanıtılan konsol, yalnızca bir cihaz değil, milyonlarca çocuk için hayal gücünü ateşleyen bir sembole dönüştü. Bugün, NES’in 40. yıldönümünde, hem nostalji hem de minnettarlık duygusu hâlâ ilk günkü kadar güçlü.
1980’lerin başında video oyun sektörü ciddi bir durgunluk yaşarken, Nintendo’nun hamlesi adeta bir yeniden doğuşa yol açtı. NES, yalnızca evlerdeki televizyonlara bağlanan bir konsol değildi; aynı zamanda oyunların kültürel bir kimlik kazandığı bir dönemin başlangıcıydı. Atari’nin basit grafiklerinden sonra, Super Mario Bros., The Legend of Zelda ve Duck Hunt gibi yapımlar, çocuklar için adeta birer yeni dünyanın kapılarını aralıyordu.
NES’in başarısının ardında yalnızca teknik yenilik değil, aynı zamanda Nintendo’nun eğlenceye yaklaşım biçimi yatıyordu. Konsolun kutusundan çıkan Zapper ışık tabancası, R.O.B. robotu ve ikonik gri kumandalar, birer teknoloji ürününden çok daha fazlasıydı. Oyun artık bir aile etkinliğine dönüşmüş, “Nintendo” ismi evlerde “video oyun” ile eş anlamlı hale gelmişti.
NES, bugünün modern oyun kültürünün de temel taşlarını attı. O dönemde çocuklar için sadece oyun oynamak değil, bu oyunları arkadaşlarıyla konuşmak, takas etmek ve keşfetmek de bir sosyal deneyimdi. “It’s dangerous to go alone! Take this!” gibi replikler, 80’ler çocuklarının ortak hafızasına kazındı. Bugün bu sözler internet kültüründe hâlâ yaşıyor.
Nintendo’nun 1985’te başlattığı bu devrim, yalnızca Super Mario veya Zelda gibi efsanelerin doğuşunu değil, tüm oyun dünyasının yeniden inşa edilmesini sağladı. 40 yıl sonra bile hâlâ çalışan orijinal NES konsolları, oyuncular için birer hatıra olmaktan öte, bir dönemin sembolü. Tozlu kartuşlar hâlâ üflenmeyi bekliyor — çünkü bazı klasikler asla eskimiyor.