1/3

FIFA Football 2005

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Futbol dünyasının üvey evladı kendini sevdirmek için elinden geleni yapıyor.
Platformlar XBox
FIFA Football 2005
Merlin Puanı 78
Artılar Menajerlik sistemi. Grafikler ve müzikler gayet başarılı.
Eksiler Gerçeklikten uzak oynanabilirlik. Taktikleri oyuna yansıtmak neredeyse imkansız. Ezbere goller!

Bir zamanlar futbol denildi mi akla gelen tek isim olan FIFA, son dönemlerde eski günlerine dönebilmek için büyük çaba sarf ediyor. Yıllarca artan grafik seviyesi, başarılı animasyonları ile “Bundan daha iyi futbol oyunu olamaz” dedirten FIFA, uzun süre rakipsizliğinin verdiği avantajı kullanarak büyük ün ve sükse yaptı. Bunu kimse inkâr edemez. Ne var ki FIFA’nın, Pro Evolution Soccer çıktığından bu yana oldukça zor günler yaşadığı ve PES 2’nin piyasaya sürülmesi ile tabiri caiz ise üvey evlat muamelesi görmeye başladığı da bir gerçek. 2000 yılından bu yana FIFA’nın gelişimine göz atarsak grafiklere, gerçekçi forma tasarımlarına ve soundtrack’lere önem verildiğini ve EA’nın oyuncuları FIFA’nın bu özellikleri ile kendine çekmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Peki bunda başarılı oldular mı? Satış rakamları gösteriyor ki gayet başarılılar. Ancak rakip oyun PES’in 3. versiyonu ile iyice çıtayı yükseltmesi FIFA çalışanlarını epeyce telaşlandırmış olacak ki; görsel zenginliğin pek para etmeyeceğini anladılar ve oyunun gerçekçi olması için çalışmaya başladılar. Başladılar diyorum çünkü henüz FIFA’da PES kadar gerçekçi bir oynayış yakalanabilmiş değil.

Tabi sürekli gelişim içinde olduğundan bahsettiğimiz EA’in Japon rakibi de armut topluyor değil. Onlar da sürekli oyunlarını geliştirmekte hatta 3. versiyonunu yayınladıkları PES serisi ile gayet yüksek bir grafik seviyesine ulaştıkları da bir gerçek. PES’in önümüzdeki günlerde çıkacak yeni oyunu ile zaten oldukça sağlam olan oyun iskeletine yapılacak bir iki makyajla fan sayısını çok daha fazla arttıracağına da kesin gözüyle bakılıyor.

4. hakem işaretini verdi, hakem düdüğü çaldı…

Her neyse gelelim biz oyunumuza. Her sene çıkması farz olan, EA Sports’un göz bebeği FIFA 2005 ile yeniden buluştuk. DVD’mizi konsolumuza taktık ve güzel müzikler eşliğinde oyun içi demomuzu izledik. Hemen yeni neler var diye merakımızdan ilk maçımızı açtık, oynamaya başladık ve “E hani bunda yeni ne var ki?” demekten kendimizi alıkoyamadık. Gerçekten de oyuna şöyle genel bir bakış attığımızda 2004’ten pek bir farkı olmadığını anlıyoruz. Özelikle de saha içi oynanışta.

Yeni neler var diye minik minik anlatmak gerekirse; bu sene EA çalışanlarının bize sunduğu ve oynanışı etkilemesini umdukları ilk değişiklik; “topla temas anı”. Artık oyuncularımız aralarında paslaşırken topu aldıkları anda aldatıcı hareketler yaparak rakiplerinden bir hamlede kurtulabiliyorlar. Gerçekten de oynanışı yakından ilgilendiren bu kabiliyet ile estetik hareketler sergileyebiliyor, rahatça adam eksiltip boş alan yaratabiliyoruz.

Gol atma konusunda pek bir yenilik göremediğimi söyleyebilirim. Hatta 2004’te nasıl gol atıyorsak aynı şekilde gol atmaya devam edebilirsiniz. Geçen seneki versiyonda en kolay gol atmanın yolu ceza sahası yayı üzerindeki oyuncuya pas atıp hiç bekletmeden kaleye şut çekmekti. Yine aynı teknikle goller atmak mümkün. FIFA 2004’ün en büyük yeniliğinden olan duran top taktikleri 2005’te biraz daha geliştirilmiş. PES’ten belki de daha iyi olan tek yanı bu diyebiliriz. Tıpkı geçen sene olduğu gibi korner ve faul atışlarında topu atacağımız yeri belirliyoruz. O noktadaki oyuncuların topsuz alanda itişip kakışmalarına ve mücadelelerine tanık oluyoruz. Artık kornerden orta yapıldığında topun düşeceği yeri iyi parselleyip doğru zamanlama ile yükselmek çok daha önemli. Aynı durum savunma yaparken de geçerli. Maç esnasında oyunu durdurup ana menüye gittiğimizde, maçın önemli anlarını da görebildiğimizi belirtelim. Gerçekten güzel bir ayrıntı.

2/3

Peki yeni hiç mi bir şey yok?

Ufak tefek düzeltmeler ve değişiklikler de söz konusu. Mesela 2004’te yapma imkânı bulduğumuz çalım hareketleri biraz daha kullanışlı olmuş. Artık topla ilerlerken çok rahat adam geçebiliyoruz. Elbette zamanlamayı iyi ayarlamamız şartıyla. Sol analog kolla ilerlerken sağ trigger’a basılı tutarsak oyuncumuz koşuyor. İşte bu sırada rakibe yakınken sağ analog kolu oynatırsak o yöne doğru çalım atıyor, rakibimizden kolayca sıyrılabiliyoruz. Aynı hareketi koşmadan yaparsak bu sefer durduğumuz yerde rakibi aldatıcı top çevirmeleri yapabiliyoruz. Ancak bunu rakipler çok fazla yemiyor, hemen topu kapıyorlar.

PES’de çok kullanışlı olan alternatif pas ve şut şekilleri FIFA’da da aynen bulunuyor. Normalde pas verme esnasında sadece takım arkadaşımızı hedef alabiliyorken, sol trigger’a basılı tutarak pas atarsak, hem istediğimiz noktaya topu gönderebiliyor hem de hızını istediğimiz gibi ayarlayabiliyoruz. Aynı şekilde sol trigger tuşunu basılı tutarak şut çekmeyi denersek bu sefer de aşırtma vuruşlar yapabiliyoruz.

Görsel yönden bir iki yenilikten daha bahsedelim. 2004 ile çok fazla fark olmamasına karşın, grafiklerde ve animasyonlarda bir iki düzeltme mevcut. Çalımlar sırasında yapılan hareketler gerçekçi ve faul animasyonlarının sayısı arttırılmış. Artık formadan çekip rakibi düşürmek mümkün. Ara görüntülerin sayısı da epey çoğalmış. Dikkatten kaçmayan bir diğer yenilik ise bu sene istatistiklere hiç olmadığı kadar önem verilmiş olması. Artık oyuncuların sarı kart gördükleri, faul yaptıkları her an, saniyesi saniyesine kayıt ediliyor. Bir oyuncu hakkında bilgi alırken; hangi takımdan geldiği ve kariyeri hakkındaki ayrıntılara ulaşabiliyoruz.

FIFA 2005 mi? Football Manager 2005 mi?

Gelelim bu senenin en beklenmedik ve FIFA’ya olan görüşümüzü derinden etkileyecek en büyük yeniliğe. Oyun seçenekleri arasındaki “Career Mode” gerçekten menajerlik oyunu oynuyormuş havasında bir kariyer yaratmamıza imkân tanıyor. Bu modu detaylara inerek biraz anlatalım. Öncelikle kendimize bir karakter yaratıp oyunumuza başlamamız gerekiyor. İsmimizi ve soyadımızı belirledikten sonra genel görünüşümüzü de seçiyor ve kariyerimize beyaz bir sayfa açıyoruz. Gelen maillerimizi kontrol ediyor ve başına geçeceğimiz takımı seçiyoruz. Takımlar “Region” ismi verilen klasmanlara ayrılmış durumda. Region 1’de İngiliz ve İskoç ligleri var. Region 2, Amerikan liglerini içerirken, Region 3 İspanyol, İtalyan ve Portekiz liglerini kapsıyor. Region 4’te Alman ve Fransız liglerine ulaşabiliyor, Region 5’te ise geriye kalan takımlardan birini seçebiliyoruz. İşte tam bu noktada sevincimizi kursağımızda bırakan bir durum gerçekleşiyor. Çünkü istediğimiz takımı hemen seçme imkânı sunulmuyor. Malum daha çiçeği burnunda menajer olduğumuzdan, bahsi geçen liglerin genellikle düşük seviye takımları arasından birini seçip kendimizi ispatlamamız gerekiyor.

Takım seçme işlemini atlattıktan sonra, bize sunulan 100 puanı takımımızın genel yapısını belirleyecek faktörler arasında dağıtıyoruz. Bunlar; defansif, ofansif güçler, taktiksel beceri, finansal başarı ve sağlık durumu gibi çeşitli dallar. Bunlar arsında dilediğimiz gibi puanları veriyoruz ve takımımızın genel yapısı meydana çıkıyor. Oyunun başında bize sunulan az miktardaki puanla şaheser yaratmamız mümkün değil. Orta halli bir takım oluşturuyoruz. Mühim olan bu takımdan beklenen başarının üzerinde çıkmak ve ünümüzü yükseltmek.

Tüm ayarlamaları tamamlayınca kullanışlı bir arabirimle karşılaşıyor ve tipik bir menajerlik oyunu oynamaya başlıyoruz. Piyasada bildiğimiz menajerlik oyunlarının yanında biraz daha basit dursada, transferler, taktikler, takımlar arası ilişkiler gibi konulara ağırlık veren FIFA 2005, ortalamanın üzerinde bir menajerlik oyunu sunuyor. Elbette bir farkla; istersek maçları kendimiz de oynayabiliyoruz. Bu durum bize büyük avantaj sağlıyor. Çünkü bir zaman sonra oyuna alışıyor ve karşımıza gelen takımları eze eze yenmeye başlayınca taktik açıdan büyük bir iş yapmamıza gerek kalmıyor. Kısacası aldığımız güzel skorlar başarılı menajer tablosu çizmemize yetiyor. Eğer gerçekten menajerliğin keyfini çıkartmak, verdiğiniz taktiklerin ve kararlarının doğru sonuçlarını öğrenmek istiyorsanız; o zaman maçları simüle etmeli, yapay zekâ’nın kendi kendine oynamasına izin vermelisiniz.

3/3

FIFA kazan, biz kepçe

Grafikleri her sene biraz daha güzelleşen FIFA, bu sene çok büyük gelişim göstermemiş. Sadece geçen sene konsol versiyonundaki grafik hataları düzeltilmiş. Elbette yeni forma tasarımları ve biraz daha gerçekçi gözüken oyuncu suratları mevcut ama her sene yeniden yaratılmışçasına gelişen grafiklerden sonra bu sene biraz daha az mesai yapılmış gibi. Neyse ki kamera konusunda geniş bir yelpaze söz konusu. Klasik FIFA kameralarının yükseklik ve yakınlık ayarlarını belirleyerek en güzel açıyı bulmak mümkün. The Sims mantığı EA çalışanlarının kanına işlemiş olacak ki; FIFA 2005’te kendi karakterinizi yaratma imkânı sunulmuş. İstediğiniz saç modelini, kaş, göz, burun yapısını seçerek yeni karakter yaratmak mümkün. Seslendirmelerin demirbaş isimleri ise her zaman olduğu gibi yine sahnede. Spikerlerden bahsetmek bile istemiyorum. 98 yılından beri karşımızda olan spikerler her sene bir iki kelime daha fazla konuşarak gelişim sağlıyorlar. Kısacası seslendirme konusunda her şey aynı.

EA soundtrack konusunda oyunlara büyük zenginlik sağlıyor. FIFA 2005’te bunlardan biri. Son derece tanıdık isimlerin seslendirdiği parçalar gayet ritmik ve ortama uyan yapıda. Menüyü her açışımızda farklı bir müziğin çalması sayılarının çok fazla olduğunun ispatı. Multiplayer konusunda her sene sunulanların üzerine bu kez daha detaylı bir online oyun modu sunuluyor. Xbox Live! sayesinde dünyanın istediğiniz yerinden biriyle canlı maçlar yapabilir, isterseniz aynı takımda olup bilgisayara karşı da oynayabilirsiniz. Tek konsol üzerinden de 4 kişi aynı anda oynayabiliyor.

FIFA 2005’i oynayacak Xbox sahiplerine bir öneride bulunmak istiyorum. Bu oyunu oynamadan evvel mutlaka konsolunuzun hard diskine atın. Çünkü sürekli çalan müzik ve spikerin sesleri DVD’den okunuyor. Dolayısıyla aralıksız çıkan “bıcır bıcır” sesler hem sinir bozucu hem de insana “Aman makine bozulmasın” dedirtiyor. Tabi ki hard diske atınca yükleme sürelerinin de epey kısaldığını unutmamak gerek. PS2 sahipleri için ise bir şey diyemiyorum, bir süre sonra alışıyor insan…

Avantaja bırak be adam!

Son sözlere gelirken FIFA’da sinir olduğum en kötü olaylardan birini gündeme getirmek istiyorum; “Avantaj” olayı. Oyunlarda bir türlü becerilemeyen, becerilse de başarıya ulaşılamayan bu avantaj olayı çoğu kez başınızı yakacak. Hakem kimi yerlerde avantaja bırakırken bazen golle sonuçlanacak bir pozisyonu kesip insanı sinir edebiliyor. Son oynadığım final maçında, ceza sahası içinde düşürüldüğümde hakem düdüğünü çalarken topu ağlarla buluşturdum ama hakem golü saymayıp bana penaltı verdi. Zaten “nasıl avantaj olmaz” diye sinir olmuşken bir de penaltıyı kaçırınca, mütemadiyen aklımı da kaçırdım. Gitti gül gibi kupa. Son olarak şunu söylemek istiyorum; “Bu hakemlerle bu lig yürümez…”

FIFA 2005’in de diğer FIFA’lardan pek bir farkı yok. Getirilen menajerlik sistemi ve düzeltilen grafikler oyunun tek artısı. Futbol çılgınlarının zaten gözü kapalı alacağı oyunun en büyük rakibinin de elinin kulağında olduğunu unutmamak gerek. PES 4 çıkana kadar herkese iyi oyunlar…

Yorumlar 26
MK Okuru
MK Okuru 8.08.2025 07:33
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir