ZOMBİLER GELDİ
Korku oyunlarının değişmez karakterleri zombiler, hemen her yapımda karşımıza
çıkan yaratıklardır. Gördüğümüz anda öldürme içgüdümüzü harekete geçiren bu
yaratıkları; büyüyle yakar, pompalıyla kafalarını uçurur, kılıçla delik
deşik eder öldüklerinden emin olmak için gerekirse roketatar bile kullanırız.
Korku dünyasının bu eşsiz yaratığı zombileri konu alıp, bizleri gerçekten
korkutan oyunları saymaya kalksak sanırım hepimizin ilk söyleyeceği isim
Resident Evil olacaktır. Gerek konusu, gerek oynanışı olsun tam bir klasiktir
Resident Evil. Açık konuşmak gerekirse, oynayanı ya kendine esir eden ya da
nefret ettiren bu yapımın sadece PC versiyonlarını oynayabildiğim için üzülmüyor
değilim. Malum oyunun en güzel örnekleri ilk olarak konsollarada çıkıyor ve biz
PC oyuncuları da kimi zaman bu oyunlardan mahrum kalıyoruz. Örnek mi; Residen
Evil 4…
Resident Evil serisi dışında Alone in The Dark ve House Of Dead serileri de
zombi isimli hilkat garibelerine hep ev sahipliği yapmışlardır. Son zamanlara
baktığımızda ise korku oyunlarının vazgeçilmez nadide yaratıkları yavaş yavaş
kaybolmaya başladı. “Zombileri konu alan, bizlere korku dolu dakikalar yaşatacak
bir oyun göremeyecek miyiz?” diye endişelendiğimiz şu dönemde 3 tane yeni oyun
ardı ardına duyuruldu. Gelin bu oyunları bir bir ayıklayıp neler varmış bakalım
içlerinde…
Zombies oyunu Krysalide adlı yeni bir firma tarafından yapılıyor. Oyun zombiler
tarafından istila edilmiş bir şehirde geçiyor. Sebebi belli olmayan bir olay
sonucu zombiler ayaklanır ve şehri istila ederler. Bizde bu olay sonucunda
kurtulmuş olan ve şehirden kaçmaya çalışan birini canlandırıyoruz. Karşımızda
sadece zombiler değil, zombileri ve şahit kalmasın diye sağ kurtulan herkesi
öldürmeye gelen orduya mensup özel bir timde var. Konu nasıl gayet klişe olduğu
açık.
Klişelere Elveda
Senaryo aslında ikinci hatta üçüncü sınıf Amerikan korku filmlerinde kullanılan
tarzda. Bu tür filmleri gece yarısı televizyonda bulabilirsiniz, izlemek
isteyenler için. Senaryoyu çok ezdik geçtik, fakat oyunun asıl çekirdeği içinde
saklı. Oyunda zombiler tarafından iyice yaralandığımız zaman hastalanıyoruz ve
yavaş yavaş onlardan biri haline dönüşmeye başlıyoruz. Hastalık ağır ağır
vücudumuza yayılırken etkisini de göstermeye başlıyor. Zamanla hareketlerimiz
yavaşlıyor ve şeklimiz bozulmaya başlıyor. Nişan almamız ve görüşümüz
zorlaşıyor. Ama bu hastalığın eksisi olduğu kadar artı tarafı da var.
Kurşunlardan ve diğer pek çok saldırıdan eskisi kadar çabuk etkilenmiyoruz ve
korunmamız daha artıyor. Bu zombi hastalığını durdurmak için çevreden
bulacağımız bir sağlık paketini ve özel bir serumu birbirine karıştırmamız
gerekiyor. Bu karışımı hastalığınız üzerinde kullandığımızda bizi iyileştiriyor.
Bu yüzden bu hastalıktan sakınmak ve korunmamız gerekiyor.
Değişik Yollar
Oyunda cephanemize dikkat etmek zorundayız. Çünkü cephane az ve bulmak zor
olacak. Aslında bu korkunun dozajını arttırmak için güzel bir yöntem. Silahlar
yerine alternatif diğer silahlara yöneleceğiz. Ateş etmese de elektrikli bir
matkapla düşmanımızın kafasında bir delik açabileceğiz. Ayrıca molotof kokteyli
ve daha başka nice ilginç alet edavat emrimize amade olacak. Toplamda 20 farklı
silah çeşidi bulunacak ve adventure öğeleri de bizleri bekliyor. Bulmacalar ise
genelde yolumuzu tıkayan engeli nasıl aşacağımızla ilgili olacağı açık.
Rusların oyun yapımı içinde olmaları aslında çok güzel bir olay. İşi iyice tekel
haline getirmiş olan firmaların karşısında bizde varız diyorlar. Bende özellikle
Rus firmaların oyunlarını takip ediyorum. Söz gelimi Perimeter orta sınıf bir
strateji olsa da aslında denediği fikirler ile ilgi çekici bir yapımdı. Neyse
konumuza dönelim.
Birisi Doom mu dedi?
Ruslardan bu kadar bahsetmemin nedeni Hell Forces’ın kendisi. Orion adında bir
Rus firması tarafından geliştirilen oyun ilginç bir konuya da sahip. Biyofizikçi
Henrt Alfred Cole insanların ruhunu vücuttan ayıran bir makine icat eder. Her
şey normal gibi gözükse de ruhları alınan insan vücutları zombiye dönüşmektedir.
Zombiler isyan bayrağını açarak istilaya başlarlar. Bu sırada satanist bir
mezhep paralel bir dünyadan eski ve güçlü bir şeytanı yeryüzüne getirirler.
Amaçları yeryüzünün taptıkları şeytan tarafından ele geçirilmesidir.
Zombilerinde istilası yaratığın ekmeğine yağ sürmektedir. Bu karışık durumu
çözmek gene bizlere düşer.
Cehenneme Gidiş
Oyun Peru’daki piramitlerde, ordu kamplarında, yeraltı üslerinde, şehirde ve
cehennemin bir bölümünde geçecek. Cehenneme gidip orada da savaşacağız. Oyunda
24 farklı silah bulunacak. Bir boru parçası, baseball sopası, kasap satırı, Mk
23, Magnum bunlardan bazıları. Fakat daha ilerlerde lazer güdümlü bir roket
atara dahi sahip olabileceksiniz. Ayrıca gece dürbünü gibi aletlere de sahip
olacağız.
İlginç fikirler her zaman oyun dünyasında yer bulur. Eğer fikrinizi iyi bir
oynanabilirlikle sunarsanız o zaman köşeyi döndünüz demektir. Bunu şu ana kadar
yapan birkaç firma ve Molyneux usta gibi birkaç oyun yapımcısı insanlar vardır.
Mesela bu sene Bet on Soldier bu yüzden ilgimizi çekti. Hatta şu anda pek
çoğumuzun merakla beklediği FPS oyunları arasında yer alıyor.
Return Of Edward
Edward "Stubbs" Stubblefield işi gereği sürekli seyahat eden bir insandır. Fakat
hayatını bir türlü düzene oturtamamıştır. Bu yüzden büyük bir depresyona girmiş
ve yaşamdan bıkmıştır. Tam böyle bir zamandayken kader kötü ağlarını örer.
Edward bir cinayete kurban gider. Cesedi ise Pensilvanya’da bir tarlaya gömülür.
Edward’dan bir daha haber alınmaz. Ne cesedi bulunur ne de kendisini öldüren
kişi belli olur. Aradan 26 sene geçer. Bu sefer ünlü sanayici Andrew Monday,
Pensilvanya’yı geleceğin şehri olduğunu göstermek ve kişisel çıkarlarını
gizlemek için bir anıt yaptırmaya karar verir. Anıtın inşaatı başlar ve yapılır.
Fakat yapıldığı yer Edward’ın cesedinin olduğu yerdir. Anıtın açılışında Edward
uyanır. Bilmediği garip makineler ve parlak ışıklar çevresindedir. Onların daha
önce burada olmadığını hatırlar. Daha sonra kim olduğunu ve öldürüldüğü anı
hatırlar. Ama en önemlisi nasıl ve neden canlandığını anlayamaz. Yaşadığı
zamankinden daha fazla güce sahip olduğunu anlar. Ama bir taraftan da insan
beyninin karşı konulmaz etkisini yavaş yavaş hissetmeye başlar.
War Of Edward
Oyunda zombi gücümüzü kullanacağız. Kapıları kırabilecek, boruları
bükebileceksiniz. Ne de olsa normal bir insandan daha güçlüyüz. Güçlü olduğumuz
gibi ayrıca dayanıklıyız da. Bir çok saldırıya karşı daha dayanıklı olacağız.
Mesela normal bir tabanca kurşunu canınızı hiç götüremeyecek. Yine de karşınızda
bir roket atar olduğunda kaçmaya başlamamız gerekecek. Saldırı silahları olarak
ellerimizi, kollarımızı, tekmelerimizi kullanacağız. Ek olarak kulağa kötü gelse
de tükürüğümüzü de silah olarak kullanabileceğiz. Kimi zaman kıvamı iyi
ayarlanmış bir tükürük düşmanı öldürebilecek. Attığınız bir yumruk ile karşı
tarafın beynini duvara geçirebileceksiniz. Ayrıca düşmanlarınızın etini budunu
yiyebiliyorsunuz. Yediğiniz ete göre kaybettiğiniz sağlığınızı
kazanabileceksiniz. Ama bu et yemenin de belli bir sınırı olacak. Düşmanınızın
eğer beynini yerseniz sizden biri haline dönüşecek. Özelliklede eli silah tutan
birini kendiniz gibi zombi yapmanız oldukça işinize yarayacak. Mesela bir polisi
kendi grubunuza katarsanız; polisin silahını düşmanlara karşı
kullandırabileceksiniz. Stubbs Zombies’in bir hayli vahşet ve kan içereceği
ortada.